Lenf kanallarının tıkanmasının birden fazla nedeni vardır. Bazı durumlarda bebek anne karnında gelişirken bu kanallar gelişmeyebilir ve doğuştan bebeğin bir kolu veya bir bacağı bazen iki uzvu da şiş olabilir. Bazı durumlarda ise doğumsal olan şişlikler kendini yıllar sonra gösterebilir. Ender görülse de doğumsal olmasına rağmen bazı hastalarda lenfödem kendini 35 yaşından sonra gösterir. Lenf kanallarındaki tıkanıklık sonradan da edinilebilir. Bunun en sık nedeni kanser nedeni ile kanalların tıkanması veya kanser cerrahisi sırasında lenf topaklarının temizlenmesidir.
Kanser tek başına lenf düğümlerinin tıkanmasına neden olabilir veya lenf düğümlerinin yanında büyümüş olan tümör lenf düğümlerine baskı yaparak lenf sıvısının boşalmasına neden olabilir. Kanser tedavisi sırasında sadece cerrahi değil, radyoterapi de lenf kanallarının veya düğümlerinin tıkanmasına yol açarak kolu veya bacağı şişirebilir. Kanser tedavisi alan herkeste lenfödem gelişmez. Ancak kanser olanlarda yaş ileri ise, obezite ve artrit varsa lenfödem gelişme riski daha yüksektir.
Lenfödem bir kolu, bacağı veya her iki tarafı da etkileyebilir. Kolun veya bacağın bir kısmı veya tümü şişebilir. Bazı durumlarda sadece parmakların şiştiği görülür. Hasta lenfödem gelişen tarafta ağırlık, ağrı ve hareket kısıtlılığı hissedebilir. Bize başvuran hastaların bir diğer şikayeti de tekrarlayan enfeksiyonlardır. Lenf akımı bozulduğu için, lenf sıvısı birikir ve bakterilerin bulaşması ile zaten mikropların üremesi için çok uygun olan bu sıvı kolaylıkla enfeksiyonu başlatır. Enfeksiyon geliştiği takdirde lenfödem olan taraf daha fazla şişer, kızarır, daha sıcak olur, bazen hastada inip çıkan ve titreme ile gelen ateş atakları olur.
Özellikle kanser tedavisi sonrası bacakta veya kolda hafif de olsa bir şişme fark edildiyse tedaviye hemen başlamak gerekir. Erken tanı lenfödemde de başarı şansını arttırır. Bu nedenle şişlik belirgin olarak fark edilmeye başlamadan önce tanıyı atlamamak için hastaların en azından ayda bir kez bir mezura ile kol veya bacak çaplarını ölçmeleri ve fark varsa doktora başvurmaları önerilir.
Lenfödem tedavisinde uzun dönem başarılı olmak zordur. Bu nedenle doktorun ve hastanın çok yakın olması ve beraber çalışması gereklidir. Lenfödem tedavisinde hastanın egzersiz yapması önemlidir. Bu egzersizler lenf direnajını yani lenf sıvısının koldan veya bacaktan boşaltılmasını kolaylaştırır. Ancak bu hareketler aşırı yorucu olmamalıdır. Günlük aktiviteyi taklit eden egzersizler olmalıdır: Hafif yürüyüş, alışveriş torbası taşımak gibi.
Lenfödem tedavisinin en önemli bölümü ise kompresyon tedavisidir. Parmaklardan başlayarak tüm uzvu içine alacak bir bandajlama, lenfödem olan uzvun hacmini azaltacaktır. Bu genellikle konusunda tecrübeli bir fizyoterapist tarafından yapılır. Yine tecrübeli bir fizyoterapistin yapacağı özellikli bir masaj ile bu hacim azaltılabilir. Bandajlama ve masaj ile normalde kapalı olan alternatif lenf kanallarının açılması sağlanır. Hacmin azaltılmasından sonra aralıklı hava basarak çalışan ve lenf sıvısını yukarılara sıvazlanmasını sağlayan özel cihazlar ve kompresyon giysileri tedavinin devamı için oldukça yararlıdır.
Lenfödem tedavisinde bir mucize peşinde koşmak yanlıştır. Doktor doktor gezip hayal kırıklığı içinde olan hastaların ilk yapması gereken lenfödem konusunda doğru bilgiye sahip olmaktır. Ayrıca çözümün bir kısmı tamamen hastaya aittir. Doktoru ile yakın takipte olmayan ve önerileri yerine getirmeyen hastalarda tedavide başarıyı yakalamak zordur. Bu nedenle daha başından itibaren hastalar doktorları ile tüm ayrıntıları paylaşıp tedavi seçeneklerini tartışıp kendileri ile en uygun olan tedavi şekline yine doktoru ile beraber karar vermelidir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?