Daha önce herhangi bir problem olmadan, 72 saat içinde gelişen, işitme testinde birbirini takip eden üç frekansta en az 30 dB ‘den fazla kayıp görülen ve işitme siniriyle iç kulak dokusu üzerinde hasar oluşması, ani işitme kaybı olarak tanımlanıyor. Genellikle tek kulak etkilenirken, nadiren iki taraflı da yaşanabiliyor. Hem erkek, hem de kadınların ortak sorunu olan ani işitme kaybı 30–60 yaş arası erişkinlerde daha sık ortaya çıkıyor.
Bununla birlikte, viral enfeksiyonlar, damarsal hastalıklar, bağışıklık sistemi ile ilgili sorunlar, basınç değişikliği ve travma gibi bir çok değişik faktörün sorunun ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülüyor. Bu nedenle hastaların çok az bir kısmında belirgin bir etken saptanıyor. Geri kalanlar nedeni belli olmayan ani işitme kaybı kabul ediliyor.
Kulak çınlamasının ani işitme kaybı için çok önemli bir belirtidir. Hastaların yüzde 70’inde kulak çınlaması görülüyor. Ancak ne yazık ki hastalar duyma kalitesindeki azalmanın nedeninin çınlama olduğunu düşünüyor. Geçmesini beklerken de hekime gitmekte geç kalıyor. Bu çınlama genellikle bir ay içerisinde ortadan kalkabileceği gibi işitme kaybı ile beraber de devam edebiliyor. İşitme kaybı bazı hastalarda kısmi olabileceği gibi bazılarında tama yakın veya tam görülebiliyor. Kulakta dolgunluk hissi ve uğultu da hastaların şikayetleri arasında yer alıyor.
Ani işitme kayıpları açısından dikkat edilmesi gereken en önemli nokta zamanında hekime başvurmak oluyor. Ayrıntılı hekim muayenesinde kulak zarı ve orta kulaktaki olası sorunlar değerlendiriliyor. Eğer bu muayenede bir problem görülmezse, işitme kaybının iç kulaktan kaynaklandığı düşünülerek öncelikle işitme testi ile işitme kaybının tipi, derecesi ve frekansı belirleniyor. Özellikle iç kulakla ilgili işitme kaybının nedenini belirlemek için bilgisayarlı tomografi (CT) veya MR tetkikleri gerekebiliyor. Ayrıca detaylı kan testleri de sorunun kaynağının tespit edilmesinde yardımcı oluyor.
Bu hastalıkta erken farkındalık ile tanı ve tedavinin ilk üç gün içerisinde başlanmasının iyileşme açısından büyük önem taşıyor. İlk on gün ve özellikle de ilk üç gün içerisinde başlanan tedavi ile tam veya tama yakın cevap alınarak işitme sorunu ortadan kalkabiliyor. Bununla birlikte tedaviye başlama süresi ne kadar gecikirse iyileşme beklentisi o denli azalıyor. İşitme kaybı kalıcı hale gelebiliyor.
Ani işitme kayıplarının tedavisinde farklı protokollerde ilaç tedavisi önemli bir yer tutuyor. Günümüzde, ilaç tedavilerine cevap alınamamış ya da yaşı ve eşlik eden hastalıkları nedeniyle ilaç kullanılamayan hastalara hiperbarik oksijen tedavisiyle yardım ediyoruz.
Ani işitme kayıpları risk faktörleri minimize edilse bile her an karşılaşılabilen bir durum. Ancak, erken tanı ve tedavi ile yüksek oranlarda iyileşme oranlarının sağlanabiliyor. Tedaviye rağmen kısmi veya tam olarak işitme kaybının devam ettiği hastaların oranı çok düşüktür. Bu hastalarda da işitme cihazları yaşam kalitesinin bozulması önleyebiliyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?