Kötü kokulu kulak akıntısının ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Uluğ, şu uyarılarda bulundu: “Akıntının kötü kokulu olması, müzmin orta kulak iltihaplarının tehlikeli formuna işaret edebilir ve ameliyatla kontrol altına alınması gerekebilirir. O nedenle kulak akıntıları ihmal edilmemelidir. Kulak akıntısı; genelde akut veya müzmin orta kulak iltihaplarında, nadiren de dış kulak iltihapları gibi başka hastalıklarda görülür. Diğer taraftan bebek ve küçük çocukların, sıvı yapıda olabilen normal kulak sekresyonları, kulak akıntısı ile karıştırılmamalıdır.”
İçindekiler
Otore olarak da bilinen kulak akıntısı, kulaktan çıkan herhangi bir sıvıyı ifade eder. Akıntı sulu, kanlı veya irin benzeri, kokusuz veya kötü kokulu olabilir. Kulak akıntısının yaygın nedenleri arasında orta kulak iltihabı, kulak travması, mastoidit (kulağın arkasındaki mastoid kemiği enfeksiyonu), kulakta yabancı cisim sayılabilir.
Sıklıkla küçük çocuklarda görülen, kulak ağrısının eşlik ettiği, ani gelişen kulak akıntıları, geçici minik zar deliğiyle seyreden akut orta kulak iltihabının işaretidir. Halbuki daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde görülen, işitme kaybının eşlik ettiği, sürekli veya tekrarlayan kulak akıntıları, kalıcı orta-büyük zar deliğiyle seyreden kronik orta kulak iltihabı belirtisidir. Bu tip kulak akıntılarının kötü kokulu olması, kronik orta kulak iltihabının iki tipinden tehlikeli formu olan kolesteatomu işaret edebilir.
Kolesteatom, orta kulakta veya kulağın arkasında bulunan mastoid kemikte meydana gelen iyi huylu ancak ciddi bir deri büyümesidir. Bu cilt dokusu genellikle, uzun süredir devam eden veya tekrarlayan kulak enfeksiyonlarının sonucu oluşur, giderek büyür, büyüdükçe özellikleri değişir, daha hızlı çoğalmaya başlar, kolesteatom dokusu ve döküntüsü denilen kompleks bir yapı oluşturur.
Çocuklarda orta kulak iltihabı neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Bu kolesteatom yapısı ise kemikte erimeye yol açar. Böylece bir yandan kötü kokulu akıntı, bir yandan kulak zarı delinmesi ve kulak kemikçiklerinin harabiyeti ile ciddi işitme kayıpları, kulak enfeksiyonları hatta yüz felcinden beyin absesine kadar hayati komplikasyonlar gelişebilir.
Kolesteatomun semptomları, büyümenin boyutuna ve yerine bağlı olarak değişebilir. Bazı kişilerde, özellikle büyümenin erken evrelerinde hiç semptom görülmeyebilir.
Kolesteatom tedavi edilmezse aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli komplikasyonlara neden olabilir:
Kolesteatomun tedavisi genellikle ameliyatla gerçekleştirilir. Ameliyatın birincil amacı, kolesteatomu çıkarmak ve işitmeyi eski haline getirmek ve büyümenin tekrarını önlemek için hasarlı orta kulak yapılarını yeniden oluşturmaktır. Kolesteatom tedavisi için farklı cerrahi prosedürler vardır ve ameliyatın türü, kolesteatomun boyutuna ve neden olduğu hasarın derecesine bağlıdır.
Kolesteatom tedavisinde yaygın uygulanan cerrahi prosedürler şunlardır:
Kulak zarı delinmesi neden olur? Zar yırtılmasının belirtileri ve tedavisi
Kolesteatomlu müzmin orta kulak iltihabında hangi tip ameliyat ve kesi uygulanacağı, hastalığın durumu ve hastanın tercihleri gözönüne alınarak hekimler tarafından belirlenir. Tüm bu ameliyatların amacı; kolesteatom başta olmak üzere, granülasyon, polip, iltihabi doku, cerahat, iltihabi sıvı, kolesterol granülomu, timpanoskleroz gibi lezyonları temizlemektir. Bu hedefe ulaşıldıktan sonra, istisnai durumlar dışında, zar tamiri ve kemikçik zincir onarımı gerçekleştirilir.
Kolesteatom ameliyatları mikroskop altında çok hassas çalışma yöntemleri ile uygulanır. Genellikle güvenli kabul edilir, ancak her ameliyat gibi bazı riskler taşır. Çoğu durumda ameliyat işitmeyi iyileştirse de eğer orta kulaktaki kemikler çıkarılıyorsa işitme kaybı riski daha yüksektir. Nadir de olsa yüz felcine neden olabilen fasiyal sinir hasarı riski olabilir. Bunlar dışında her ameliyatta olabilecek enfeksiyon, anestezi, alerjik reaksiyonlar, solunum problemleri ve kalp komplikasyonları gibi bazı riskler kolesteatom ameliyatında da vardır. Ancak unutulmamalıdır ki, kolesteatomun kendi hastalık süreci ameliyattan çok daha yüksek riskler içermektedir.
Kulak çınlaması (tinnitus) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Bu tip kulak ameliyatlarını takiben hastalar, sıklıkla bir gece hastanede kalırlar. Genelde ameliyat gecesi önemli bir rahatsızlıkları olmaz. Hastalar ameliyatın ertesi günü taburcu olurlar. Bir hafta sonra az sayıdaki ameliyat dikişleri alınır ve birkaç hafta boyunca ayaktan pansumanlar yapılır. Kulak içi doku iyileşmelerinin tamamlanmasıyla pansumanlar sonlanır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?