Kulak yolu bilindiği gibi ucu kapalı bir tüp şeklindedir. Bu tüpün en iç kısmında kulak zarı ve ona bağlı olarak bulunan kulak kemikçikleri vardır. Bir başka deyişle kulak yolu sonunda kulak zarıyla kapalı çıkmaz bir yoldur. Dolayısıyla kulak zarı sağlam olan kişinin kulağına su kaçması söz konusu değildir. Kulak yoluna giren su bir şekilde dışarı kendiliğinden çıkar. Fazla veya az su kaçması şeklindeki bilgiler tamamen yanlış bilgilerdir. Kulağa kaçan suyun tehlike oluşturduğu kişiler kulak zarı delik olan kronik orta kulak iltihabı olanlardır. Bu gibi durumlarda kulak yolunun kapalı tüp olma özelliği kaybolur. Bu yolu kapatan kulak zarı delik olduğu için kulak yoluna giren su delik olan zardan orta kulağa geçer.
Kulak zarı delinmesi neden olur? Zar yırtılmasının belirtileri ve tedavisi
Kulak tıkaçlarının kulak yolları ve kulak zarları normal olan kişilerde kullanılmasının bir anlamı yoktur. Aksine kulak tıkaçları kulak derisini zedeleyerek dış kulak yolu iltihabı gibi istenmeyen durumlara da yol açabilir. Kulak zarı delik olanlar, kulak derisinde klora tuza karşı alerjisi olanlar tıkaç kullanmalıdırlar. Bunun dışında kulak yolunda kir biriken kişilerin kulak yoluna su girince bu kirler şişerek kulakta tıkanıklık ve işitme kaybı yapabilirler. Bu nedenle yüzmeye başlayan çocuk ve erişkinlerin mutlaka kulak muayenesi olması gerekir. Kulak yolunda kir varsa yüzme öncesi temizlenmelidir.
Kulak zarı delik olan kişilerde kulak yoluna giren su delik olan zardan geçerek doğrudan orta kulağa geçer ve orta kulaktaki zarlar yoluyla da iç kulağı etkiler. Orta kulağa geçen su içerdiği klor, tuz veya mikroplar yoluyla orta kulak mukozasını irrite ederek iltihaba ve bunu sonucu olarak da iltihaplı kulak akıntısına yol açar ve de işitme azalabilir. Kulak iltihabı kronikleşerek iç kulağı ve denge organını etkileyebilir. İltihap tedavi edilmeyip kronikleşirse ileri vakalarda menenjit ve yüz felci gibi komplikasyonlara da yol açabilir.
Boğaz ağrısı boğaz denen yapıyı oluşturan yumuşak damak dil kökü, bademcikler, farenks dediğimiz yutak ve ses oluşumunu sağlayan larenks dediğimiz gırtlağı etkileyen herhangi bir hastalık sonucu ortaya çıkabilir. Pastiller içerdikleri antiseptikler, ağrı kesiciler nedeniyle bu organları saran mukoza denen örtüyü etkileyerek ağrıyı geçici olarak giderirler. Yine içerdikleri mentol, ksilol gibi maddelerle geçici bir rahatlık verirler. Ağız hijyenine katkı sağlarlar. Ancak tonsilit dediğimiz bademciklerin iltihabı, farenjit dediğimiz yutak iltihabı, larenjit dediğimiz ses teli iltihabı gibi durumlarda boğaz ağrısı dışında ateş, halsizlik, öksürük, yutma güçlüğüne ses kısıklığı eşlik eder. Bu gibi durumlarda tek başına pastiller yeterli olmazlar.
Bunların dışında reflü hastalığı boğazda yanma ve ağrı ile karşımıza gelebilir. Reflü hastalığında özellikle ağır akşam yemeklerinden ve geç vakit portakal, greyfurt, mandalina gibi narenciye meyvelerin tüketilmesinden sonra veya aşırı kahve tüketimini takiben boğazda yanma ağrı öksürük gibi şikayetler ortaya çıkar. Bu gibi durumda pastiller hastalığı arttırabilir. Horlama bir diğer boğaz ağrısı sebebidir. Horlama gece boyunca küçük dil, bademcikler, dil kökü ve farenks (yutak) mukozasının hareketi sonucu ortaya çıkan sestir. Bu organların biri veya birkaçının hareketi bu sesi oluşturabilir. Bunun sonucu olarak bu kişilerde sabahları boğaz ağrısı olabilir. Birkaç saat içinde kendiliğinden düzelir. Boğazdaki mukoza ve kasların yorgunluğuna bağlıdır. Boğazda oluşan aft denilen geçici küçük yaralar da boğaz ağrısına yol açarlar. Bazen ağrı kulağa vurabilir.
Boğaz ağrısı yukarda bahsettiğimiz boğazdaki organları etkileyen her hastalığın belirtisi olabilir. Bunlar arasında farenjit (yutak iltihabı), tonsillit (bademcik iltihabı), geniz akıntısına yol açan kronik sinüzit ve larenjit (ses teli iltihabı) gibi enfeksiyon hastalıkları öncelikle gelir. Kronik boğaz ağrılarında alerji de bir neden olabilir. Hiçbir şekilde geçmeyen, yutma güçlüğü ses kısıklığı gibi şikayetlerin eşlik ettiği boğaz ağrıları bu bölge kanserlerinin belirtisi olabilir.
“Sıcak iç boğazına iyi gelir” söyleminin yukarda zikredilenleri okuyunca her zaman doğru olmadığı anlaşılır. Sıcak uygulama dokularda ve çevreleyen kaslarda kanlanmayı arttır ve gevşeme sağlayarak rahatlık verir. Soğuk algınlığına, farenjite ve horlamaya bağlı ağrılarda sıcak içecekler boğazda rahatlama sağlar. Ancak reflü, aft gibi durumlarda sıcak içme hastalığı arttırabilir. Bu gibi durumlarda tüketilen gıdaların ılık olması uygundur.
Havuzların kullanımının arttığı bu dönemde özellikle kulağa su kaçması ve de suda uzun süreli kalıma bağlı soğuk algınlığı ile beraberinde seyreden boğaz ağrısı gündeme gelebilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?