Genler iyi çalışmadığı takdirde birçok hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynayan bir kalıtım birimidir. Genetik kodlarımızda bir hata, ki, bu bazen çok küçük bir hata da olabilir, bütün ömür boyu bizim bir veya birçok hastalıkla yaşamamıza neden olur. Hatta bu genetik hata çocuklarımıza da geçerek onların da aynı hastalıktan müzdarip olmasına neden olur. Yaşam tarzımıza özen göstererek bazı genetik hastalıkların ortaya çıkmasını bir ömür boyu önleyebiliriz (örneğin Diyabet 2 veya bazı kanser türleri gibi). Yine bazılarını ilaçlı tedavi ile kontrol altında tutabiliriz.
Genetik hastalıklar kimi zaman yaşlılıkta, kimi zaman gençlikte, kimi zaman çocuklukta, kimi zaman da anne karnında döllenmeden hemen sonra ortaya çıkabilir. Genetik hastalıkların birçoğu geç çocukluk dönemi ile yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. Genetik hastalıklar konusunda genel kabul görüş, genetik rahatsızlıkların % 75 nin belirtileri geç dönemde ortaya çıktığı yönünde.
Hemen belirtelim aşağıdaki yazıya konu olan doğumla birlikte ortaya çıkan genetik hastalıkların toplumda görülme sıklığı sadece %4 dür. Aşağıda kromozomlar düzeyinde meydana gelen ve şimdilik tedavisi mümkün olmayan üç ağır genetik hastalıktan bahsedilmektektir. Her üç hastalık da kromozomal hastalık olup yumurta döllendikten sonra bölünmeler sırasında meydana gelen bir hatadan kaynaklanmaktadır. Hata, ne kadar geç bölünmede gerçekleşirse hastalığın semptomları da o kadar hafif olmaktadır.
Ayrıca hatanın hangi kromozomda olduğu, kromozomun tamamında mı, yoksa bir parçasında mı olduğuna bağlı olarak semptomlarda farklılık görülmektedir. Konuyu daha anlaşılır ve mümkün olduğu kadar basite indirerek, biraz da konunun biyolojik arka planını anlatarak anlatmaya çalışalım.
Her insan hücresinin içerisinde bir çekirdek ve bu çekirdeğin içerisinde genetik materyal DNA lar bulunur. DNA lar hücre çekirdeği içinde spiral merdiven şeklini andıran bir yapıdadır. Bu yapıya DNA çift sarmalı denir. DNA çift sarmalı, 23’ü anneden 23’ü babadan gelen 46 adet koromozumun etrafında çok sıkı bir şekilde paketlenmiş durumda yer alır. Yani her hücrede 23 çift yada 46 tek kromozom bulunur. Daha iyi anlaşılması için olayı makro düzeyde düşünerek şöyle örnekleyelim.
Vücudumuzdaki milyarlarca hücreden herhangi birini alalım ve içini açalım ve ortasındaki çekirdeği çıkarıp içine bakalım. Çekirdeğin içinde 2 adet 1. kromozom, 2 adet 2. kromozom, 2 adet 3. kromozom…….. 2 adet 45. kromozom olduğunu görürüz.
Yeni geliştirilen DNA testi Down sendromu teşhisinde çok etkili bulundu
Burada küçük bir parantez açıp önemli bir noktayı da belirtmeden geçmeyelim. Bu 45 tek kromozoma ilaveten bireyin erkek yada kadın olmasını belirleyen iki adet de cinsiyet kromozomu bulunur. Bunlar X ve Y kromozomlarıdır. Kadınlardaki cinsiyet kromozom çifti XX, erkeklerdeki kromozom çifti ise XY dir.
Her hücrede 46 adet kromozom bulunur dedik ama bu yumurta döllendikten sonraki kromozom sayısıdır. Döllenme öncesine dönecek olursa istisnai bir durumla karşı karşıya kalırız. Bu istisnai durum annedeki yumurta hücresi ile babadaki sperm hücresindeki kromozom sayıları ile ilgilidir. Bu hücrelerdeki kromozom sayısı 46 adet degil 23 adettir.
Yumurta döllendiği andan itibaren o yumurta artık embriyodur ve kromozom sayısı 46 adet olur(23’ü anneden, 23’ü babadan). Embriyo döllendikten sonra belirli aralıklara bölünerek kendini kopyalamaya başlar. Her kopyalamada hücre sayısı iki katına çıkar, yani bölünme 2, 4, 8,16, 32, 64, 128, 256, ….. şeklinde olur.
Her bölünmede aynı zamanda 46 adet kromozom da kopyalanarak yeni hücrenin içinde yerini alır. Bölünme ilerledikce dokular ve organlar oluşmaya başlar ve 9. ay sonra milyarlarca hücreden oluşan embriyo gelişimini tamamlayarak doğum gerçekleşir.
Yukarıda her bölünmede 46 kromozom da kopyalanır dedik ama bu kopyalanma her zaman kusursuz olmaz. Bazen bu bölünmeler sırasında kopyalanma işleminde hatalar olabilir. (Yapılan araştırmalar 35 yaş üzeri hamileliklerde hata riskinin daha fazla olduğunu gösteriyor.)
Bu hatalar nedir?: Kopyalamada irili ufaklı hatalar olabilir. Bu hataları iki farklı kategoride değerlendirmek gerekir. Birincisi gen düzeyinde olan hatalar, ikincisi kromozom düzeyinde olan hatalar. Hemen belirtelim kromozom düzeyindeki hataların tahribatı çok daha ağır olur.
Gen düzeyindeki hatalar: Gen düzeyindeki hatalar bazen tek bir gende, tek bir nükleotitin değişmesi ile oluşan hatalar olabileceği gibi, bazen birden fazla nükleotitin değişmesi şeklinde de olabilir. Bazen bu tür hatalar birden fazla gende de olabilir. Gen düzeyindeki hatalar sadece nükleotit değişmesi ile olmaz, kimi zaman bir veya birden fazla nükleotitin tamamen ortadan kalkması şeklinde de olabilir.
Kromozom düzeyindeki hatalar (kromozom sapmaları): Bu hatalar kimi zaman kromozom sayısıyla, kimi zaman kromozomun yapısıyla ilgili hatalar olabilir.
Her ne durumda olursa olsun, hata meydana geldiği andan itibaren artık yeni hücreler hep hatalı kromozomlar taşıyacaktır. Bu yüzden hata ne kadar geç bölünmede gerçekleşir ise hatalı kromozomu taşıyan hücre sayısı o kadar az olacaktır. Dolayısıyla hastalığın semptomları da o kadar hafif olacaktır.
Kromozom sayısı veya yapısından kaynaklanan bütün bu rahatsızlıklara genel olarak Kromozomal Rahatsızlıklar adı verilir.
Bu bölümde sık rastlanan ve tedavisi bugün için mümkün olmayan üç hastalık anlatılmaktadır. Bu arada üç hastalığın ortaya çıkmasında da annenin hamilelik yaşının önemli rol oynadığını da belirtmeden geçmeyelim.
Trisomie 21, Down-Sendromun en sık görülen formu olup her ırk ve toplumda aşağı yukarı eşit oranda görülür. Görülme sıklığı 1:500 ile 1:800 arasındadır. Hücre bölünmesi esnasında meydana gelen bir hata 21. kromozomun iki kopya yerine üç kopyasının yapılmasına sebep olur. Normal sağlıklı insanlarda 46 tek kromozom bulunurken Down Sendromulu (Trizomi 21) hastalarda bölünmede meydana gelen bu hata nedeniyle 21. kromozom 3 adet bulunur.
Down Sendromu (Trizomi 21)’in semptomları kişiden kişiye çok farklı olmakla birlikte vücut gelişimi ve zihinsel yetenek hemen hepsinde dikkat çeken özellikler arasındadır. Bazı özellikler hemen doğumla birlikte farkedilirken bazı özellikler ileriki dönemde ortaya çıkabilmektedir.
Günümüzde artık çeşitli testler ile çocuk daha doğumdan Down Sendromu olup olmayadığı tespit edilebiliyor. Bu konuda çeşitli teknikler uygulanıyor. Örneğin rutin ölçümlerden biri ultrasonla bebeğin ense kalınlığı ölçümü. Bu ölçümlerde kalın ense Trizomi 21 belirtisi olabileceği gibi Trisomie 13 (Patau Sendromu) veya Trizomi 18 (Edwards- Sendromu) belirtisi de olabiliyor. Başka bir test ise 2012 tarihinden itibaren kullanılmaya başlayan kan testi. Bu testte bebeğin Trizomi 21 olup olmayacağı konusu kesin olmamakla birlikte bir ön bilgi verir. Şüpheli durumlarda ise bu durum başka testlerle teyid edilmesi gerekiyor.
Bu iki testte şüpheli bir durum olması halinde en emin test kromozom analizinin yapıldığı testlerdir. Bunlar birisi plasentadan parça alınarak yapılan Koryonik villus örneklemesi, bir diğeri çocuğun göbek bağından kan alınarak yapılan kordon sentezi, üçüncüsü ise fetüsün içinde yüzdüğü sıvıdan bir miktar sıvı alınarak yapılan Amniyosentez dir.
Down Sendromu (Trizomi 21)’i tamamıyla iyileştirerek sağlıklı bir bireye dönüştürmek şu anki teknoloji ile mümkün değil. Ama ona hayatını kolaylaştıracak, onu sosyal hayatın içine sokacak, kendi kendine yetebilecek eğitim verilebilir ve bu eğitime ne kadar erken başlanırsa, o kadar şans yüksek olur.
Edwards sendromu ağır kromozom bozukluklarından biridir. Toplumda görülme sıklığı çeşitli kaynaklara göre 1:3000 ile 1:8000 arasındadır.
Bunda da tıpkı Down Sendromuda (Trizomi 21) olduğu gibi annenin hamilelik yaşı önem arz ediyor. Yapılan araştırmalar, 18 yaşında hamile kalmış bir kadının hamileliğinin 12. haftasından yaklaşık 1: 2500 risk taşırken, 40 yaşında hamile kalmış bir kadının hamileliğinin 12. haftasından yaklaşık 1:180 Trizomi 18 riski taşıdığını gösteriyor. Yine yapılan araştırmalar Trizomi 18 olan bir embriyonun % 80’i hamileliğin 12 haftasında öldüğünü gösteriyor. Ayrıca yapılan araştırmalardan ortaya çıkan bir başka sonuç da Trizomi 18’in kız çocuklarda daha fazla görüldüğünü gösteriyor (Trizomi 18’li 100 çocuktan 75 kız, 25’i erkek). Trizomi 18’de de tıpkı Trizomi 21 de olduğu gibi vücut hücrelerinde iki yerine üç adet 18. krmozom bulunmaktadır.
Gelişim bozukluğu ana rahimde başlar. Eğer çocuklar ana rahminde ölmeyipte doğarlarsa çok düşük kiloda doğarlar. Trizomi 18 ile doğan çocuklarda gelişim bozuklukları ve iç organlarda karakteristik deformasyonlar bulunur. Yapılan araştırmalar çocukların % 80’nin kalp kusurları ile doğduğunu gösteriyor.
Hamilelik süresince yapılan ultrason tetkikleri ile aşağı yukarı Edwards sendromu (Trizomi 18) için bir ön tanı konulabilir. Ultrason tetkiklerinde bebeğin az hareket etmesi ve gelişmenin normal tempoda seyretmemesi Trizomi 18 için bir işaret olabilir. Fakat bu konuda en kesin teshiş kromozom testi ile ortaya çıkar. Yapılan kromozom testi bebeğin Edwards sendromu (Trizomi 18) olup olmadığını %100 doğrulukta ortaya çıkarır. Hatta kandaki lenfosit hücreleri ile yapılan genetik testler Trizomi 18 in hangi alt formda olduğunu da gösterir. 35 yaş üzeri hamilelikler bu konuda risk oluşturduğu için mutlaka genetik testler yaptırılmalıdır.
Edwards sendromunun (Trizomi 18) hiçbir tedavisi yoktur. Birçok bebek daha doğumadan anne karnında ölür. Doğan çocuklar ise organ hasarlarının durumuna göre 12 aya kadar yaşayabilir. Nadir de olsa yetişkinlik yaşına kadar ulaşan çocuklar da vardır ama bunlar sadece istisnai durumlardır. Yaşayanlar arasında kız çocukları erkeklere göre daha uzun hayatta kalırlar. Hayatta kalanların ilerleyen sürede ölüm sebepleri arasında kalp yetmezliği ve solunum yetmezliği birinci sırada yer alıyor.
Patau sendromu da (Trizomi 13), Trizomi 21 ve Trizomi 18 gibi tedavi edilemeyen ağır kromozomal bir bozukluklardan biridir. Bozuk,13. kromozomun vücut hücrelerinde iki adet yerine üç adet bulunmasından kaynaklanır. Yukarıda anlatılan diğer iki rahatsızlık gibi bunda da annenin hamilelik yaşı önemlidir. Yani anne olma yaşı ilerledikce risk de artar.
Bebekler anne karnında genellikle yeterli beslenemediği için yüksek derecede organ anomalileri ile doğarlar. Özellikle beyin, böbrek, kalp ve bağırsaklarda ciddi anomaliler görülür. İleri formlarında tek göz, yarık dudak ve damak ve altı parmaklılık da görülebilir.
Patau sendromu ile doğan çocuklar tıpkı diğerleri gibi ne iyileştirilebilir ne de tedavi edilebilirler. Annen karnında ölmeyip doğan çocukların çoğu yaşamın ilk 6 gününde ölürken, bazıları bir yıl kadar yaşayabilir. Bunda da kız çocuklar erkek çocuklara göre biraz daha uzun yaşarlar. Patau sendromu toplumda görülme sıklığı yaklaşık 1:10000 dir.
Dış görünüm ve iç organlardaki gelişim bozukluğu döllenmeden hemen sonra anne karnında başlar. Semptomlar her çocukta farklı şiddette ve farklı şekillerde görünür. Doğum öncesi yapılan ultrason tetkiklerinde Trizomi 13 varlığına işaret eden bazı bulgular görülür kesin teşhis kromozom testi ile ortaya çıkarılır.
Trizomi 13 ile doğan çocuklar genellikle kör ya da sağırdır olur ve genellikle kalp yetmezliği veya solunum yetmezliğinden çok erken ölürler.
Doğum öncesi yapılan ultrasonografi (sonografi) tetkiklerinde fetusta malformasyonların örneğin, beyin malformasyon, yarık dudak ve damak ve altı parmak gibi anomaliler bulunması durumunda mutlaka kromozom analizi yapılarak bebeğin Trizomi 13 olup olmadığı kontrol edilir. Hatta bu teslerde varsa hangi formda olduğu da tespit edilebilir. Genel olarak söylemek gerekirse 35 yaş üzeri hamileliklerin hepsinde mutlaka kromozom analizi yaptırılması gerekir.
Trizomi 13 de Trizomi 18 gibi henüz tedavi edilebilir bir hastalık değil. Hayatta kalan bebekler için birtakım operasyonlar ve sınırlı fizyolojik tedaviler yapılabilir ama bunlar sadece varolan durumu biraz daha iyileştirmeye yönelik tedavilerdir.
Her üç vakada da hücre bölünmesi sırasında meydana gelen bir hata kromozomların iki adet yerine üç adet kopyalanmasına sebep oluyor. Hata sonucunda ortaya çıkan hasar hatanın büyüklüğüne göre değişiyor. Hasarın neden bu kadar büyük olduğu konusuna gelince. Ayrıntılar elbetteki tam olarak bilinmiyor. Kanımca bu konuda bilinenler bilinmeyenlerin on binde biri bile değil. Üç kromozomun( 21, 18. 13) her birinde yaklaşık 350 ile 600 arasında gen var muhtemelen fazladan bu kadar genin çalışması organ ve dokularda geriye dönüşü mümkün olmayan bozukluklara sebep oluyor.
Kromozom bozuklukları ile ilgili hazırlanmış diğer makaleler
Mehmet Saltuerk
++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++
Kaynak
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?