Kalabalık ailelerde özellikle dışarı ile temas edenlerin varlığında yaşlılar için ciddi bir hastalık riski oluştuğunu belirten Akademik Geriatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler, bu riskin en aza indirilmesi için ev içinde bir korunma planı oluşturulması gerektiğini vurguladı. Koronavirüs (Kovid-19) pandemi sürecinde yaşlı sağlığının korunmasında izolasyonun yanı sıra kalabalık ailelerde bulaş riskinin azaltılabilmesi için evde temizlikten sosyal mesafe ve beslenmeye kadar farklı pek çok noktaya dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erdinçler, Kovid-19 pandemisi döneminde yaşlı sağlığının korunmasına ilişkin bilgiler verdi.
Yaşlı bireylerin kendilerini ve sevdiklerini korumaları için en önemli adımın, salgın kontrol altına alınana kadar evden çıkmamaları ve misafir kabul etmemeleri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Erdinçler, mikrobun bulaştığı kişilerle aynı ortamda bulunulduğunda karşıdaki kişi öksürmese, hapşırmasa bile virüsün kolaylıkla bulaşabileceğini ifade etti.
Koronavirüs REHBERİ: Nasıl bulaşır? Belirtileri, korunma yöntemleri ve tedavisi
Özellikle 15 dakikadan uzun ve 1 metreden yakın temaslarda mikrop bulaşması riskinin bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Erdinçler, mikrobu taşıyan kişilerin solunum parçacıkları ile kirlenmiş yüzeylere dokunulması ve ellerin yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağza götürülmesi halinde de virüsün bulaşabildiğini söyledi.
El temizliği sonrasında yüzün yıkanması, saf suyla ağzın çalkalanması ve burnun yıkanmasının faydalı olabildiğini dile getiren Prof. Dr. Erdinçler, “Ama tuzlu suyla gargara yapmak doğru değil. Tuzlu su, burun tıkanıklıklarını açmak için faydalı olabilir ama evde hazırlanan tuzlu su ile fazla tuz nedeniyle ağız ve burundaki sağlığımız için faydalı bakteriler de zarar görebilir. Yalnız sık el yıkama, dezenfektan kullanımı ile cilt kuruyup tahriş olabilir. Bu nedenle sık aralıklarla nemlendirici kullanılmalı” diye konuştu.
Prof. Dr. Erdinçler, evde koronavirüs hastası olmaması halinde maske takılmasına gerek bulunmadığını söyledi. Kalabalık ailelerde özellikle dışarıyla temas edenlerin varlığında yaşlıların risk altında olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erdinçler, şunları kaydetti: “Bu riski aza indirmek için ev içinde bir plan oluşturulmalı. Özellikle dışarıdan gelen kişiler ayakkabılarını dışarıda çıkarmalı ve mümkünse girişe en yakın odayı kirli odası olarak belirleyerek dışarıda giydiği tüm kıyafetleri burada çıkartıp dezenfeksiyonunu yapmalı. Kirli odası her gün düzenli havalandırılmalı.
Çanta, mont gibi dışarıda kullanılan eşyalar bu odadan çıkarılmamalı, evden çıkmak gerektiğinde yine bu odada giyinilerek dışarı çıkılmalı. Dezenfeksiyon sonrasında eller yıkanmalı. Ayrıca ev içinde sıklıkla dokunulan yüzeyler günlük olarak temizlenip dezenfekte edilmeli. Bu aşamalar sonrasında ev içinde sosyal mesafe korunmaya çalışılmalı. Aile üyeleri içinde hasta olan kişiler varsa mutlaka maske kullanılmalı. Hasta kişi için ayrılmış tabak, bardak, çarşaf, nevresim kullanılmalı. Aile büyüklerini korumak için hasta olmasa dahi ev içinde kullanılan havlu, nevresim gibi şeyler kişilere özgü olmalı.”
Prof. Dr. Erdinçler, koronavirüs enfeksiyonundan korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü olmasının çok büyük önem taşıdığını vurgulayarak, bunun için öncelikle dengeli ve düzenli beslenilmesi gerektiğini söyledi. Vücutta eksikliği olmadığı sürece vitamin takviyesi alınmasının önerilmediğine işaret eden Prof. Dr. Erdinçler, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birinci hedef, sebze, meyve ve proteinden zengin, çeşitlilik içeren öğünler halinde beslenme olmalı. Tek yönlü, dengesiz beslenen yaşlılarda, tavsiye edilen günlük alım değerlerini geçmeyen düzeylerde vitamin, mineral içeren multivitamin, mineral kullanımı yararlı olabilir. Kalsiyum fazlalığı ve ileri böbrek yetersizliği olmayan yaşlılarda günlük 800-1000 ünite D vitamini kullanımı kemik sağlığı için faydalı görünmektedir, enfeksiyonlardan korunmada da faydalı etkileri olabilir. Düzenli ve yeterli süre uyku da vücudun dinlenmesi ve kendini onarması için çok gereklidir. Düzenli egzersiz yapılması da bağışıklığın güçlenmesini sağlar.”
Dengeli beslenmenin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini belirten Erdinçler, günde 3 ana ve 3 ara öğün yemek yenilmesinin uygun olduğunu bildirdi. Erdinçler, protein içeren besinler, taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıl grubundan besinlerin dengeli olarak yenilmesi gerektiğini dile getirdi. Günlük 1,5-2 litre sıvı tüketimine de özen gösterilmesi gerektiğini kaydeden Erdinçler, suyun yanında ayran, limonata gibi faydalı içeceklerin de tüketilebileceğini söyledi.
“Kelle-paça veya benzeri yerel lezzetlerimizin bilinen özel bir yararı bulunmamaktadır.”
Prof. Dr. Erdinçler, sigara içenlerin ve sigaraya maruz kalanların özellikle solunum yolu ile ilişkili enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskinin daha fazla olduğuna dikkati çekti. Enfeksiyonun sigara içenlerde daha ağır geçtiğinin altını çizen Erdinçler, “Bu nedenle sigara içmek veya sigaraya maruz kalmak koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma ve hastalığa yakalanma durumunda ağır geçirme riskini artırır.” diye konuştu.
Pandemi sürecinde hekim tarafından önerilmediği müddetçe kullanılan tansiyon ve şeker ilaçlarına devam edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erdinçler, sözlerini şöyle tamamladı: “Yaşlanmayla birlikte tüm organlarımızda olduğu gibi kaslarımızda da değişiklik olur, kas miktarı ve kuvveti azalır. Hareketsiz kalmak kas miktarı ve kas kuvvetimizi azaltabilir. Bu nedenle ev içinde rahatlıkla uygulanabilecek basit egzersizler düzenli olarak yapılmalı. Bu dönemde kaslar güçsüz kalmamalı. Egzersiz önerileri için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?