Bağırsaklarımızda yaşayan faydalı mikroorganizmalar, yalnızca sindirime yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda vücudumuzun yağ ve kolesterol metabolizmasını düzenler. Weill Cornell Medicine ve Boyce Thompson Enstitüsü’den bir grup araştırmacı, mikrobiyota ile yağ metabolizması ilişkini etkileyen bir mekanizma keşfetti. Araştırmaya göre, bağırsak mikrobiyotasının ürettiği sinyaller ve vücudun bu sinyallere verdiği yanıt, safra asitlerinin üretim miktarını, kolesterol dengesini ve obezite mekanizmasını belirliyor. Nature dergisinde yayımlanan çalışma, BA–MCY adlı molekülün, kolesterol metabolizmasını hızlandırarak karaciğer yağlanmasını azalttığını ve bu sürecin diyet lifi ile desteklenebileceğini gösterdi.
İnsan kanında da benzer moleküller bulunması, bu mekanizmanın insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkisini daha da önemli hale getiriyor. Bu çığır açıcı bulgular, obezite ve metabolik hastalıklarla mücadelede yeni umutlar sunuyor.
Bağırsak mikrobiyotası, gıdaların sindirilmesine ve temel besinlerin emilimine yardımcı olarak hayatta kalmamızı destekler. Bu süreçte, safra asitleri önemli bir rol oynar. Karaciğerde kolesterolden üretilen safra asitleri, yağ sindirimine katkıda bulunur. Ancak, safra asitleri sadece sindirime yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda kolesterol seviyelerini ve yağ metabolizmasını düzenleyen sinyal molekülleri olarak da görev yapar.
Mikrobiyata nedir? Sağlığa ve bağışıklık sistemine etkileri nelerdir?
Bilim insanları, bağırsak bakterilerinin safra asitlerini değiştirerek FXR reseptörünü aktive ettiğini uzun süredir biliyordu. Ancak yeni yapılan çalışma, bağırsak hücrelerinin ürettiği ‘bile acid-methylcysteamine’ (BA–MCY) adlı enzimin safra asitlerini farklı bir forma dönüştürdüğünü ve bunun FXR’yi baskılayarak yağ metabolizmasını artırdığını gösterdi.
Araştırmada BA–MCY’nin bağırsak bakterilerinin sinyallerine karşı bir denge unsuru olduğu saptandı. Mikrobiyota, FXR’yi aktive ederek safra üretimini azaltırken, vücut BA–MCY üreterek bu etkiyi tersine çeviriyor. Bu mekanizma, kolesterol metabolizmasının dengede kalmasını sağlıyor. Çalışmada, BA–MCY seviyelerinin artırılmasının, fare modellerinde karaciğer yağlanmasını azalttığı ve diyetteki lif miktarının BA–MCY üretimini desteklediği gösterildi.
Araştırmacılar, insan kanında da BA–MCY tespit etti ve bu mekanizmanın insanlarda da benzer şekilde işleyebileceğini öne sürdü. Bu bulgu, karaciğer yağlanması, yüksek kolesterol ve obezite gibi metabolik hastalıkların tedavisinde yeni hedefler sağlayabilir. Ayrıca, bol lifli bir diyetin bu denge mekanizmasını destekleyebileceğini de gösteriyor.
Yeni Araştırma: Gezegensel Sağlık Diyeti Erken Ölüm Riskini %30 Oranında Azaltıyor!
Çalışmayı yürüten ekip, bu mekanizmanın farklı hastalık durumlarında nasıl işlediğini anlamak için daha fazla araştırma yapmayı planlıyor. Araştırmacılar, bağırsak mikrobiyotasının rolünü enfeksiyon, kronik iltihaplanma ve kanser gibi birçok hastalıkta incelemek için bu yöntemin kullanılabileceğini vurguluyor.
Konak Metabolizması, Mikrobiyota Tabanlı Safra Asidi Sinyallemesini Dengeliyor
Bağırsak mikrobiyotası kaynaklı metabolitler, safra asitleri (BA) dahil olmak üzere, gelişim, metabolizma, bağışıklık yanıtları ve bilişsel işlevler gibi birçok fizyolojik süreci düzenler. Ancak, konağın bu mikrobiyota kaynaklı etkileri nasıl dengelediği net olarak anlaşılamamıştır. Bu çalışmada, fare dokularında hedeflenmemiş metabolomik analizler kullanılarak, bağırsaklarda bol miktarda bulunan ve vanin 1 (VNN1) adlı bir pantetheinaz enzimi aracılığıyla oluşan BA–metilcysteamine (BA–MCY) konjugatları tanımlanmıştır.
BA–MCY konjugatları, safra asitlerinin hepatobilier sistemdeki işlevini tersine çevirmektedir. Mikrobiyota kaynaklı serbest safra asitleri, farnesoid X reseptörünü (FXR) aktive ederek safra asidi üretimini baskılarken, BA–MCY’ler güçlü FXR antagonistleri olarak görev yapar ve safra asidi biyosentez genlerinin ifadesini artırır. BA–MCY takviyesi, FXR bağımlı bir mekanizmayla safra asidi üretimini artırmış ve hiperkolesterolemi modeli kullanılan farelerde karaciğer yağ birikimini azaltmıştır.
Mikrobiyota nakli siroz hastaları için yeni bir tedavi seçeneği olabilir mi?
Mikrobiyota eksikliği olan farelerde BA–MCY seviyelerinin azaldığı, ancak insan dışkı mikrobiyotası nakli ile bu seviyelerin geri kazandırıldığı gösterilmiştir. Diyette inulin lifinin artırılması ise serbest safra asitleri ve BA–MCY seviyelerini yükseltmiştir. İnsan serumunda da çeşitli BA–MCY türlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular, BA–MCY’nin konak ve mikrobiyota kaynaklı metabolik yolları dengeleyerek FXR bağımlı fizyolojiyi düzenlediğini göstermektedir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Host metabolism balances microbial regulation of bile acid signalling, Nature (2025). DOI: 10.1038/s41586-024-08379-9YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?