Türkiye’nin ilk yüksek riskli ilaç araştırma merkezi “Faz 1 Klinik Araştırma Merkezi”ne sahip olan Koç Üniversitesi Hastanesi, BioNTech ile stratejik bir iş birliği yapmak için özel bir protokol imzaladı. Bu sayede kanserle mücadele odağındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarına ivme kazandıran Koç Üniversitesi Hastanesi ve BioNTech, klinik çalışmalar ve sağlık hizmetleri alanındaki hasta potansiyeli doğrultusunda mRNA bağışıklık terapilerini (immünoterapi) Türkiye’deki hastalara ulaştırmayı amaçlıyor.
Koç Üniversitesi Hastanesi ve BioNTech iş birliği kapsamında Türkiye ve dünya genelindeki hastaların en yeni ve özgün tedavilerden faydalanması sağlanırken, inovatif, yaratıcı ve Türkiye’nin hasta durumlarına göre hayat kurtarıcı tedavilere yönelik klinik araştırmalara dahil olma imkanı sunuluyor.
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleşen imza törenine Koç Healthcare CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Dilege, Koç Üniversitesi Hastanesi Klinik Araştırmalar Ünitesi Direktörü Prof. Dr. İhsan Solaroğlu, BioNTech Türkiye Genel Müdürü Anıl Özkan, BioNTech Global Klinik Araştırmalar Başkanı İlhan Çelik, Pazar Erişim Direktörü Mete Şenyol ve BioNTech üst yönetimi katılım gösterdi.
Klinik Araştırmalar Ünitesi ve Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu tarafından onaylanan, Türkiye’nin ilk yüksek riskli ilaç araştırma merkezi “Faz 1 Klinik Araştırma Merkezi”ne sahip olan Koç Üniversitesi Hastanesi, BioNTech ile iş birliği sayesinde kanserle mücadele odağındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız kazandıracak. Bu konuda mRNA ve immünoterapi teknolojilerinin dünya lideri geliştiricilerinden biri olan BioNTech, Koç Üniversitesi Hastanesi ile birlikte klinik çalışmalar ve sağlık hizmetleri alanındaki diğer mRNA immünoterapilerini Türkiye’deki hastalara ulaştırmayı amaçlıyor.
İş birliği toplantısında açıklama yapan Koç Healthcare CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, şu bilgileri verdi: “Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları çatısında yer alan Koç Üniversitesi Hastanesini kurarken araştırma ve eğitim öncelikli bir vizyonla planlama yaptık. KUTTAM yani Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Araştırma Merkezi’mizi, hastanemizin ana kalbine yerleştirdik. Amacımız hastanemizin avlusunda dolaşırken araştırmacıların, öğrencilerin, hastaların, hastalarımızın ve misafirlerimizin araştırma laboratuvarlarında çalışan bilim insanlarını görerek araştırmaya vermiş olduğumuz önemi vurgulamaktı.
Sağlık kampusümüz yıllar içerisinde Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden birisi olurken eğitim ve araştırmaya da her yıl yatırım yapmaya devam ettik. Bugün RMK AIMES yani İleri Düzey Eğitim Merkezi’miz Avrupa’nın sayılı OSCE, simülasyon, kadavra dahil deney modelleri üzerinde kapsamlı öğrenciden uzman düzeyinde kişiye kadar eğitim veren bir merkez haline gelmiştir. Bugün araştırma eğitim ve klinik hizmeti hibrit bir şekilde hayata geçiren VKV Sağlık Kuruluşlarını Koç Healthcare çatısı altında topladık.
Koç Healthcare ve KUSOM, dünyanın yaşadığı COVID felaketinde çözüm sağlayan ve milyonlarca kişinin hayatının kurtulmasını sağlayan BioNTech ile önemli bir iş birliğine adım atıyor. BioNTech’in kanser başta olmak üzere insan sağlığını ilgilendiren moleküllerin hayata geçmesi için bu kampüste Koç Üniversitesi Hastanesi Klinik Araştırmalar Ünitesi’nde iş birliği yapacağız. Bizim için çok önemli bir iş birliği olacak. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarken bu iş birliğinin her iki tarafa hayırlı olmasını diliyorum.”
BioNTech Türkiye Genel Müdürü Anıl Özkan ise “BioNTech Türkiye, 2021’de açıldıktan sonra Koç Üniversitesi Hastanesi ile sürekli iletişim halindeydik. Bugün ilk iş ortaklığımızı imzaladık. Süreçteki hızımız, iş birliğimizin ne kadar iyi olacağının göstergesi. BioNTech yeni nesil bir immünoterapi şirketi. 4500’den fazla küresel çalışanımızla 25’ten fazla ilaç adayı üzerine çalışmaktayız. Asıl kısa vadede onkoloji ve enfeksiyon hastalıklarına odaklanıyoruz. 5 yıl içinde birden çok onkoloji ve enfeksiyon ürün hastalıklarına yönelik çalışmak istiyoruz. Uzun dönemde ise onkoloji ve enfeksiyon hastalıklarına ek olarak kardiyovasküler ve otoimmün hastalıklara odaklanmak istiyoruz” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?