Bu hastalıklarda akciğerleriniz ve solunum yollarınız esnekliklerini kaybettiklerinden dolayı gerektiği gibi çalışmazlar. Ne yazık ki, bu durum bütün ömrünüz boyunca böyle kalır, çünkü KOAH’ın tedavisi mümkün değildir, kronik bir hastalıktır. Ama uygun bir tedavi ile ve hayat tarzı düzenlemesi ile hayatınıza güzel devam etmeniz mümkündür. KOAH genellikle hayatın ilerleyen yıllarında, 40. yaş sonrası meydana gelir. Birçok kişi uzun süre doktora gitmeden kendi şikâyetleri ile yaşar. Ama bir şey yapmazsanız, şikâyetleriniz giderek ilerler. Bu nedenle ilk şikâyetlerde doktora gitmeniz çok önemlidir. Böylece sizde KOAH olup olmadığını zamanında öğrenip, şikâyetlerinizin ilerlemesini önleyebilirsiniz.
Yaygın şikâyetler şunlardır:
KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. KOAH’lı hastaların %75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir.
Hastalık ilerledikçe bu oran daha da yükselmektedir. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde ‘fiziksel aktivitenin arttırılması’ gerekmektedir.
KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkı yapar.
KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan ‘fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik’ de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
KOAH’ın farklı nedenleri olabilir. En büyük suçlu sigaradır: KOAH hastalarının 90%’ı sigara içmektedir veya geçmişte sigara içmiştir. Tüm başlıca nedenleri şunlardır:
Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2,9 milyon ölüme neden olmaktadır. Günümüzde dünyada tüm ölümlerde 4. ölüm nedeni, bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5,5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları tüm ölümler içerisinde en sık görülen 4. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin % 61,5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.
KOAH hastalığında solunum yolları daralmıştır. Bundan dolayı alınmış olan nefesi tamamen geri vermek zor olur. Nefes verdikten sonra normalde olduğundan daha fazla hava akciğerlerinizde kalır. Buna ‘Air Trapping’ yani hava hapsolması diyoruz. Bu hapsolan hava bir sonraki nefes alımını güçleştirir. Akciğerlerde hava kalınca yeniden nefes almak için daha az yer kalır. Bu gerginliğe ve nefes darlığına yol açar. Bu durumun çok rahatsız edici olduğundan dolayı, çoğu kez bilinçsizce bu şikâyetlerden kaçınırsınız.
Mesela daha az hareket ederek. Eğer efor sarfederseniz, daha hızlı nefes alırsınız. Nefesiniz daralır ve rahatça ve derince nefes almak için daha az zamanınız kalır. Akciğerlerde kalan hava miktarı, daha da büyür. Buna hiperenflasyon deriz. Ve daha az hareket ettiğinizden dolayı kondisyonunuz geriler ve KOAH şikâyetleriniz çoğalır. Bundan dolayı daha az hareket edersiniz ve böylece aşağıya doğru kısır bir döngünün içine girersiniz. Burada sadece bir çıkış yolu vardır: hareket etmeye devam.
Risk faktörlerine maruziyet öyküsü olan kişilerde ve öksürük, balgam, eforla nefes darlığı olan hastalarda KOAH tanısı düşünülmelidir. Fakat tanı, solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalıdır. Bu testler, sadece tanıda değil, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve hastalığın seyrinin takibinde de kullanılmaktadır. Solunum fonksiyon testleri, bir sağlık kuruluşunda bulunan ve birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm (FEVı) ve zorlu vital kapasite (FVC)’yi ölçen spirometriyle kolayca yapılır. Tedavi planını hazırlamadan önce, spirometrik anormalliğin boyutları, semptomların şiddeti ve diğer akciğer hastalıklarının (astım, tüberküloz vb) varlığına göre KOAH’nin şiddeti (hafif, orta, ağır) belirlenmelidir.
KOAH ve astım, her ikisi de aynı kişide var olabilen, benzer semptomlara sahip kronik obstrüktif havayolu hastalıklarıdır. Her ikisinde de akciğerlerde inflamasyon vardır, ancak altta yatan inflamasyonun özellikleri her iki hastalıkta oldukça farklıdır ve sonuçta tedaviye yanıtları da çok farklıdır. Astımdaki hava akımı obstrüksiyonu kendiliğinden veya tedavi ile genellikle tam olarak düzelebilirken, KOAH’da hava akımı obstrüksiyonu tam olarak geri dönüşümlü değildir ve zararlı ajanlara maruziyet devam ettiği takdirde genellikle ilerleyicidir.
Kuşkusuz ki astım ve KOAH arasında bir örtüşme vardır. Uzun süreli astımın havayollarında yapısal değişikliklere neden olarak geri dönüşümsüz havayolu obstrüksiyonuna yol açtığına dair kanıtlar vardır. KOAH’a yol açan zararlı ajanlara maruz kalan astımlılarda astım benzeri ve KOAH benzeri inflamasyonların birleşimi bulunmaktadır.
KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır.
Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir.
KOAH tedavi edilebilir değildir, ama KOAH hastalığına rağmen hayatınıza güzelce devam etmeniz mümkündür. Şikâyetlerinizi azaltan ilaçlar ve terapiler mevcuttur. Akciğerleriniz tekrar sağlıklarına kavuşmazlar ama adım adım kondisyonunuzu düzeltip ve böylece alışmış olduğunuzdan daha fazla şeyler yapabilirsiniz. Doktorunuz size en azından sigarayı bırakmanızı (eğer sigara içiyorsanız) ve daha fazla hareket etmenizi tavsiye edecektir. Hareket ederek kondisyonunuzu kuvvetlendirebilirsiniz.
Bundan dolayı ilaçların etkisini de yükseltirsiniz. Daha iyi nefes almanızı sağlayacak olan bazı ilaçlar vardır. Bunlara bronkodilatörler denilir. Bu ilaçları kullandığınızda, bunlar doğrudan akciğerlerinize ulaşırlar ve hem kısa vadeli hem de uzun vadeli olarak çabuk etki yaparlar. Eğer KOAH hastalığının ciddi bir aşamasında iseniz, size bazen anti-inflamatuvar ilaç da verilir. Bunlar nefes alma yollarındaki enfeksiyonları azaltıp, uyarımlardan az rahatsız olmanızı ve öksürüğün azalmasını sağlarlar.
Doktorunuz ile birlikte sizin için en uygun olan bir tedavi seçersiniz. Bunu bir tedavi planına kaydedersiniz. Eğer buna uyarsanız şikâyetleriniz çoğalmaz ve belki de azalabilir. Uygun bir tedavi ve hayat tarzınızın ayarlanması ile kesinlikle hayat kalitenizi yükseltebilirsiniz. Burada tedavi planınıza sadık olmanız ve ilaçlarınızı zamanında ve uygun şekilde kullanmanız önemlidir. Yoksa bir etkisi olmaz.
Tedavi planınıza uyarsanız adım adım düzeldiğinizi fark edersiniz. Ama bazı şeyler zor olmaya devam edecektir. Eğer hayat tarzınızı kendi durumunuza ayarlarsanız bu bir sorun olmayacaktır. O zaman mümkün olanı başaracaksınız. Hayatınızı iyi organize etmeniz önemlidir. Mesela, faaliyetleri mümkün olduğunca kendinizi en iyi hissettiğiniz zamanlarda planlayın. Kalabalık saatlerde alış verişe çıkmayın. Ve ilaçlarınızı daima uygun zamanda almaya dikkat edin. Birkaç genel ipuçları:
Kan basıncı ölçümü hipertansiyon tanısında ne kadar önemliyse, spirometri de KOAH tanısında ayni düzeyde önemlidir. O nedenle, tüm sağlık çalışanları için spirometri kolayca ulaşılabilir ve kullanılabilir olmalıdır. Spirometri, bir insanın solukla çıkarabildiği hava miktarını ve bunun için harcanan zamanı ölçen basit bir testtir. Spirometre, akciğerlerin ne kadar etkin ve ne kadar hızlı boşaldığını ölçen bir cihazdır. Spirogram, zaman-volüm eğrisidir.
KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH’lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?