Legionelle Pneumophilia adlı bir bakterinin sebep olduğu, bir zatürre türü olan Lejyoner hastalığı, salgınlara neden olabildiği gibi, kişileri tek tek etkileyen vakalara da neden olabilir. Klimaların filtre sistemlerinde kendine üremek için uygun ortam bulan bakteriler, klimanın yaydığı hava sonucu insanların solunum yollarına ulaşırlar.
Lejyoner hastalığı nedir, nasıl bulaşır? Belirtileri ve tedavisi
Bu anlamda otel, restoran ve benzeri büyük ve havalandırmaya ihtiyaç duyulan yerlerde çalışan kişiler bu hastalığa yakalanma konusunda daha büyük risk grubundadır. Ancak, özellikle yaz aylarında arabaya binen, evinde klima çalıştıran, AVM’lerde zaman geçiren pek çok kişi için de risk söz konusudur.
Lejyoner hastalığının tipik olan ve kışın karşılaşılan zatürrreden farklı bazı özellikleri mevcuttur. Örneğin; akciğerde yaşanan yoğun tahribat yerine sıklıkla eklem ve kas ağrıları, halsizlik, ateş, baş ağrısı, uykuya dalmada güçlük gibi belirtiler vardır. Bunların yanı sıra; öksürük, konsantrasyonda güçlük, mide bulantısı, kusma, ishal gibi belirtiler de görülebilir.
Yazın bunaltıcı havalarda ihtiyaç duyduğumuz klimanın hastalık sebebi olmaması için, bazı önlemler alarak kendimizi korumamız mümkündür. Araçlarda ve evlerdeki klimaların direkt yüze ve göğse vurmayacak şekilde ayarlanması, yoğun zaman geçirilen ev ve iş yerlerindeki klimaların filtre bakım ve temizliklerinin belirli aralıklarla yapılması bu anlamda oldukça önemlidir.
Dünyada sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklardan biri olan zatürre, günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanımı ve aşılama programlarına rağmen hala etkin bir hastalıktır. Ülkemizde görülme sıklığı yılda % 1-2 arasında değişen zatürre, ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer alır. Zatürre (Pnömoni); akciğerlerimizin bakteri, virüs gibi mikroplar ile oluşan iltihabıdır. Hava yollarının iltihabına bronşit, hava keseciklerinin iltihabına da zatürre denir.
Soluduğumuz havada en başta oksijen, sonrasında ise gözle görülmeyen sayısız partiküller yani toz zerrecikleri ve mikroplar vardır. Hasta bir kişi öksürükle 3500, hapşırık ile 40 bin damlacık saçar. Bu damlacıkların 10 mikrondan büyük olanları burun ve boğazda kalır. Sağlıklı kişilerin akciğerlerinde bulunan kendine özel savunma mekanizmaları bunları yok eder. Savunma mekanizmaları yetersiz olduğunda ise mikroplar yerleşir, çoğalır ve zatürre hastalığı oluşur.
Zatürre hastaları doktora ateş, üşüme, titreme, öksürük, balgam, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma, boğaz ağrısı, kas ağrısı, karın ağrısı hatta ishal şikayetleriyle gelebilirler. Zatürre vakalarının %80’inde öksürük vardır. Balgam sarı renkte ya da paslı gibi, kiremit renginde olabilir. Hastada % 40 batıcı yan ağrı olur. Bu durumda iltihap akciğer zarına ulaşmış demektir. 65 yaş üstü kişilerde, zihin bulanıklığı ve solunum sayısında artış zatürre işareti olabilir.
Muayenede, hava yolları ve hava keseciklerinin iltihaplanmasına ait ral ve özel solunum şekilleri duyulur. Pnömoni olduğu düşünülen hastaya, kandan tetkik yapılarak, iltihap bulguları ve akciğer grafisinde zatürre görünümleri araştırılır. Balgam kültür ve antibiogramla mikrobun ne olduğu ve bunlara hangi antibiyotiğin daha etkili olduğu saptanarak tedavi yapılır. Tedavi süresi 10-14 gün, bazı pnömonilerde 21 gündür. Klinik iyileşme kısa sürede olmasına karşın, grafideki düzelme daha geç olabilir
Yüksek görülme hızı, sıklığı ve ölüm nedenleri arasında üst sıralarda yer alması (ölüm nedenleri sıralamasında 6. sırada), hastaneye yatmayı gerektiren hastalıkların önde gelenlerinden olması gibi nedenlere bakıldığında zatürrenin neden önemli olduğu açıkça görülür. Hastaneye yatan zatürreli hastaların %10-15’inde ölüm meydana gelebilir. Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, kalp, böbrek, kan hastaları yüksek risk grubundadırlar. Bu gibi nedenlerden ötürü, zatürre önemsenmesi gereken bir hastalıktır.
Bunların başında hiç şüphesiz sigara vardır. Akciğerlerimizin savunma mekanizmalarını bozduğundan sigara içilmemelidir. Diğer faktörleri sıralamak gerekirse;
Zatürre ölümlere en çok neden olan hastalıklardan biri olduğundan titizlikle üzerinde durulması gerekir. Pnömokok pnömonisi’nde ölüm hızı 65 yaş üzerindekilerde 3-4 kat daha yüksektir. Yaşlılarda pnömoni sıklığı ise, genç erişkine göre 3-5 kat fazladır. Yaşlı pnömonilerin % 90’ından fazlası hastaneye yatış gerektirmektedir. Üstelik bunların hastanede kalma süresi, gençlere göre 2 kat daha uzun olmaktadır. Pnömonide ölümlerin % 90’a yakını 65 yaş üstündekilerde görülmektedir.
-Yaşlılık
– Diyabet
– Böbrek yetersizliği
– Kanser
– Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)
– Nörolojik bozukluklar
– Mide ve bağırsak hastalıkları
-Karaciğer yetmezliği
-Beslenme yetersizliği
-Yatağa bağımlılık
Zatürre, 65 yaş sonrası hastalarda en önemli ölüm nedenlerinden biridir. Aşı, sağlıklı çocuk ve genç erişkinlerde hastalığı önlemede % 70, pnömoni ve hospitalizasyonu önlemede %50, ölümleri önlemede % 80 etkindir. Bu nedenle, zatürre aşısı yaptırmak faydalı olacaktır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?