Kayseri Şehir Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Direktörü Prof. Dr. Serdal Korkmaz ve ekibi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının tedavisi için Dünyada ilk kez yeni bir yöntem geliştirdi. “Terapötik Plazma Değişimi-TPE” yöntemini herhangi bir ilacı olmayan KKKA’yı tedavi amacıyla kullanan ekip, yüzde 85-90’lar düzeyinde başarı oranı sağladı ve “Dünya Aferez Birliği Abel Turner Genç Araştırmacı Ödülü”nü aldı. Dünya Aferez Kongresi kapsamında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Korkmaz, yöntemin 2-3 yıl içinde dünyada yaygınlaşmasını beklediğini açıkladı.
Prof. Dr. Korkmaz, vücuda tutunan kenelerden bulaşan KKKA hastalığının Dünyada bilinen herhangi bir tedavisi ve ilacı olmadığını, hasta kişilerin destek tedavileriyle hastalığı yenmesinin sağlanmaya çalışıldığını vurguladı.
Bu nedenle Dünyada ilk kez bu hastalık için bir tedavi yöntemi geliştirilmiş olmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Korkmaz, “Herhangi kesin bir tedavisi yoktu. Biz bu hastaları genelde üç gruba ayırıyoruz; hafif, orta ve ağır olmak üzere. Hafif olanlar normal gribal enfeksiyon gibi ayakta atlatıyorlar, haberleri bile olmuyor. Kliniği orta ve ağır olanların bir kısmı gerçekten ağır seyrediyor. Bu hastalara biraz önce bahsettiğim destek tedavileri yeterli gelmiyor. Onun için de biz tedavi edici plazma değişimi yapıyoruz. Genelde üç seansta toparlıyoruz. Hem klinik hem de laboratuar olarak toparlıyoruz hastaları. Bazen 5-6 seans yaptığımız da oluyor ama genelde ortalama 3 seansta tedavi ediyoruz” dedi.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T Hücre tedavisi hematolojik kanserlerde umut vaat ediyor
Bakanlık verilerine göre, kene tarafından ısırılarak KKKA hastalığına yakalanan kişilerde ölüm oranının yüzde 5 dolayında bildirildiğini hatırlatan Prof. Dr. Korkmaz, orta ve ağır hastalara yönelik kendi tedavilerinin yüksek başarı sağladığını belirtti. Kendilerinin 64 vakalık klinik seyirli bir çalışma yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Korkmaz, “Hastaların yarısına plazma değişimi yarısına normal destek tedavisi verdik ve plazma değişimi yaptığımız durumda ölüm oranının daha az olduğunu gördük. Aslında hayat kurtarıcı bir tedavi. Hasta zamanında gelir ve zamanında başlarsanız plazma değişimi yüzde 85-90 etkili bir tedavi” diye konuştu.
Hastanın zamanında erişimi ve kenenin doğru çıkarılmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Serdal Korkmaz, kenenin ağız ve anüsünün aynı kanalı kullanması nedeniyle, doğru çıkarılmaması halinde virüsün vücuda girdiğini belirtti. Prof. Dr. Korkmaz, “Zamanında dememizden kasıt, keneyi görür görmez diyoruz. Gün veya saat veremiyorum. Kişi keneyi vücutta gördüğünde kendisi çıkartmadan sağlık kuruluşuna başvurursa o hasta için avantaj oluyor. Hasta hafif seyreden grupta ise yine problem yok, vücut onu kendi kendine hallediyor ama kliniği ilerleyecek bir hasta ise 24 saatten sonra risk giderek artmaya başlıyor. Ağır vakalar özellikle kanama ile geliyor” dedi.
Daha önce hasta kişilere damar yolundan sıvı verilmesi, ateşi varsa antibiyotik verilmesi, beyaz kan, kırmızı kanı düşükse kan desteği verilmesi gibi destek yöntemlerinin uygulandığına değinen Prof. Dr. Serdal Korkmaz, kullandıkları Terapötik Plazma Değişimi hakkında şunları söyledi: “Plazma değişiminde hastanın kanını dışarıda bir cihazdan geçiriyoruz. Gereksiz kirli maddeleri plazmadan uzaklaştırıp, sağlam plazmayla birlikte tekrar hastaya geri veriyoruz. Yani temizliyoruz diyebiliriz. Patojen, virüse ait parçacıkları, sitokinler, endotoksinler dediğimiz zararlı maddeleri plazmadan uzaklaştırıp, sağlam plazmayı geri veriyoruz. Güvenli bir işlem günümüzde. Birçok hastalıkta zaten biz plazma değişimi yapıyoruz. Onlardan biri de bu, ancak henüz kılavuzlara girmiş bir yöntem değil.”
Prof. Dr. Korkmaz, uyguladıkları yöntemin ASFA kılavuzuna girmesi için çalıştıklarını vurgulayarak, “Bu kılavuzda hangi hastalığa, hangi plazma değişiminin hangi seansta nasıl yapılacağı yazıyor. Şimdi bu hastalığa baktığınızda kılavuzda bulamazsınız. Bizim Türkiye olarak ve ekip arkadaşlarımız olarak hedefimiz; bu hastalığın ve plazma değişimi tedavisinin kılavuzda yer almasını sağlamak ki tüm dünyanın haberi olsun, rutin tedavi olarak bilinsin istiyoruz” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?