Kırmızı Üzüm Kanser Tedavisinin Başarısını Arttırıp Yan Etkilerini Azaltabilir

2 Ocak 2025 | 6 Ocak 2025 | Kategori: Onkoloji, Üye Yazıları Print

0 Paylaşım

Kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapötik ilaçların etkinliğini artırma ve yan etkilerini azaltma potansiyeli olan doğal bir bileşik keşfedildi. Journal of Molecular Sciences dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, üzüm posasından elde edilen oleanolik asidin, kemoterapide kullanılan kamptotesin adlı ilacın etki ve başarısını artırabileceğini gösterdi. Araştırmacılar, oleanolik asidin DNA hasarına verdiği yanıtı modüle ederek kanser hücrelerinde ilaç duyarlılığını artırdığını belirtti. Bu buluş, hem tedavi sürecinde kullanılan ilaç miktarını azaltma hem de yan etkileri hafifletme potansiyeline sahip.

Doğal Bileşiklerin Tedavide Rolü

Sonuçları yeni yayımlanan bu çalışmada kırmızı üzüm posasından elde edilen oleanolik asitin kemoterapide yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan kamptotesin (CPT) ile birlikte kullanıldığında DNA hasarına karşı hücrelerin yanıtını değiştirdiği keşfedildi. Bu bileşik, DNA onarım mekanizmalarını etkileyerek kemoterapötik ilacın etkinliğini artırıyor. Araştırmacılar, oleanolik asidin düşük dozlarda kullanıldığında bile kanser hücrelerinde DNA hasarını artırarak hücre ölümünü hızlandırdığını saptadılar.

Normalde, kanser tedavisinde DNA hasarına neden olan ilaçlar tümör hücrelerini öldürmek için kullanılır. Ancak, bazı tümörler DNA tamir mekanizmalarını kullanarak tedaviye direnç gösterebilir. İşte burada oleanolik asit devreye giriyor. Bu bileşik, DNA tamir sürecini daha az güvenli bir yola yönlendiriyor. Böylece, kanser hücreleri hasarı daha az etkili bir şekilde tamir edebiliyor ve bu da hücre ölümüne yol açıyor.

Kemoterapi nedir? Kanser tedavisinde nasıl uygulanır, yan etkileri nelerdir?

Çalışmanın baş yazarı ve Temple Üniversitesi Sbarro Kanser Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Antonio Giordano elde ettikleri bulgularla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Bu bileşik, kamptotesin gibi kemoterapi ilaçlarının dozajını azaltma potansiyeline sahip. Ayrıca Tedavi sürecindeki yan etkileri azaltarak yaşam kalitesini arttırma potansiyeline sahip.”

Kemoterapide Yeni Ufuklar

Araştırmada, oleanolik asidin DNA tamir yollarını yeniden yönlendirdiği ve bu sayede kanser hücrelerinin ilaca daha duyarlı hale geldiği gösterildi. Özellikle, bu bileşiğin HeLa kanser hücre hatlarında DNA onarımını mutajenik bir yola kaydırarak kamptotesin ile daha etkili bir kombinasyon oluşturduğu belirtildi.

Gelecek Çalışmalar ve Klinik Potansiyel

Bu buluş, kanser tedavisinde daha az yan etkiyle daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir. Ancak, bu yöntemin güvenilirliği ve etkinliği üzerine daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Prof. Dr. Giordano, “Sonuçlarımız umut verici, ancak bunu hastalara sunmadan önce kapsamlı ek klinik çalışmalara ihtiyaç var,” diyor.

Araştırmanın Özeti

Üzüm posasından elde edilen doğal bir bileşik olan oleanolik asidin, kemoterapide kullanılan kamptotesin adlı ilacın etkinliğini artırabileceği keşfedildi. Araştırmada, oleanolik asidin DNA hasarına verilen yanıtı modüle ederek kanser hücrelerinde ilaç duyarlılığını artırdığı ve kamptotesin ile kombinasyonunun ilacın etkinliğini artırırken, gereken doz miktarını azalttığı gösterildi. Bu, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerini azaltma potansiyeline işaret ediyor. Ayrıca oleanolik asidin, DNA tamir mekanizmasını değiştirdiği ve bu değişikliğin kanser hücrelerinde daha fazla hücre ölümüne yol açtığı tespit edildi.

Üzümün faydaları nelerdir? Üzüm suyu nasıl yapılır? Neye iyi gelir?

Doğal kaynaklardan elde edilen moleküllerin kanser tedavisinde kullanımı açısından önemli bir adım olan bu çalışma, kemoterapi sürecini daha etkili ve tolere edilebilir hale getirme potansiyeli taşıyor. Çalışma, kanser tedavisi için doğal bileşiklerin yeni tedavi stratejilerinde nasıl kullanılabileceğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, oleanolik asidin etkisinin hem ilaç etkinliğini artırdığı hem de yan etkileri azalttığı için gelecek tedavilerde umut vaat ettiğini belirtti. Sonuçlar, International Journal of Molecular Sciences dergisinde yayımlandı.