Kekemelik, dil ve konuşma gelişiminin ilk yıllarında, ağırlıklı olarak 2-5 yaşlarında ortaya çıkmaktadır. Her 100 çocuktan beşinde erken dönem kekemelik belirtileri gözlenmektedir. Bu belirtileri gösteren çocukların % 68-80’i kendiliklerinden bu sorunu aşabilmektedirler.
Her yüz çocuktan dördünü etkileyen kekemelik nasıl tedavi edilir
Geri kalanında ise sorun ileriki yaşlara kadar sürebilmekte ve inatçı kekemelik adı verilen konuşma bozukluğuna dönüşebilmektedir. Ancak buradaki en önemli sorun, hangi çocuğun kendiliğinden iyileşeceğinin kesin olarak bilinememesidir. Ayrıca, kekemelik davranışlarının ortaya çıkışından itibaren 12-24 ay içerisinde kendiliğinden düzelebileceğine ilişkin bulgular olmakla birlikte, ilk altı aydan sonra devam etmesi halinde desteksiz iyileşme olasılığı çok düşüktür.”
Kekemeliğin nedenleri henüz kesin olarak anlaşılamamıştır. Bununla birlikte değişik araştırmacılar bu konuda değişik görüşler ileri sürmektedirler. Yine nedenleri tam olarak açıklanmamakla birlikte bireyin kimi etkenlere bağlı olarak konuşma sırasında kullanması gereken kaslarını eşgüdümlü olarak çalıştırmakta güçlük çektiği düşünülmektedir. Bu eşgüdüm sorununun genetik ve nörolojik kökenli olabileceği yönünde bulgular vardır.
Kekemelik sorununun psikolojik kökenli olmadığına dikkat çeken Prof.Dr. Ahmet Konrot, şöyle devam etti: “Bir dönem kekemeliğin psikolojik nedenlerle ortaya çıktığına inanılıyordu. Günümüzde, sorunun psikolojik kökenli olmadığı ancak kekemeliğin giderek kişinin konuşmaya karşı farklı tutumlar geliştirmesi nedeniyle, psikolojisinin de etkilenmesinin doğal olduğu düşünülmektedir.”
“Araştırmalar, kekemeliğin yaşamın bir döneminde görülme oranının (insidans) %5, genel nüfus içerisindeki yaygınlık oranının (prevalans) ise % 1 düzeyinde olduğunu göstermektedir. Bu durumda eğitim çağındaki çocuk ve gençlerimizin yüzde birinin bu sorundan etkilendiğini söylemek mümkündür.”
Araştırmalar göstermiştir ki çocukluk döneminde kekelemenin geçici olarak ortaya çıkma nedeni çocuklardaki düşünme hızının konuşma hızından daha fazla olmasıdır. Kekeleyen çocuklar genelde düşünülenin tersine zekidir. Çocuklar hızlı düşündüğü için düşünme hızı önde konuşma hızı arkada kalır. Aile tarafından çocuğun konuşmasının düzeltilmesi için baskı yapılmaz ise kekemelik kendiliğinden de geçebilir Kekemeliğe sebep olan faktörler korku ve strestir. Ebeveynlerin beklentilerini yerine getiremeyen, baskı ve kontrol ruhuyla büyütülen bir çocukta da kekemelik ortaya çıkabilir
Kekemelik kontrol altına alınabilir bir sorundur. Kekemelik tedavisinde kişinin ailesi ve yakın çevresine de önemli görevler düşer. Kekemeliğin geçmesi konusunda kolayca evet ya da hayır diyebilmek mümkün değildir. Ama kişinin kendi isteği, çabası ve bir Dil ve Konuşma Terapisti’nin yardımı ile kekemelik kontrol altına alınabilir.
Erken dönem kekemeliğin kendiliğinden geçme olasılığı bulunmakla birlikte, söz konusu durumun kronik (inatçı) kekemelik haline dönüşme riskinin de oldukça yüksek olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Her yaş grubunda gözlenen kekemelik olgularının yönetiminde bireye yol gösteren terapistin yanında, bireyinaile-okul-sosyal çevresinin desteği de gerekli ve önemlidir.
Kekemelik terapisinde her bireye özgü bir terapi planı belirlenmesi gerekir. Kekemeliğin yönetimi oldukça karmaşık bir süreçtir ve yaş gruplarına göre farklılıklar gösterir. Her kekeme birey için ona özgü bir terapi planı belirlemek gerekir. Okulöncesi dönem çocuklarda izlenen yol ve kullanılan yöntemler ile sonraki yaşlarda izlenecek yol ve yöntemler arasında büyük farklılıklar vardır. O nedenle her yaş grubu kendi özelliklerine uygun olarak değerlendirilmeli ve sorun buna göre yönetilmelidir.
“Bu sorunun yanıtı, duruma göre değişkenlik gösterebilir. Kekemelik konusunda bilgili ve deneyimli bir dil ve konuşma terapisti, sorunu ayrıntılı olarak değerlendirdikten sonra, uygun seçenekleri önerir. Erken dönem kekemelik söz konusu olduğunda, kronik (inatçı) kekemeliğe dönüşmesini önlemek bakımından bu konuda yeterince bilgili ve deneyimli bir dil ve konuşma terapistine danışmak ve ona göre hareket etmek daha yararlı olacaktır.“
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?