Uzun süredir iş hayatında, günlük yaşamda ortaya çıkan olaylar karşısında evham ve aşırı kaygıya kapılıyor, aşırı olduğunu bilmenize rağmen evhamlanmaktan kendinizi alıkoyamıyor, çevreniz tarafından sabırsız, panik atak, kuruntulu olarak adlandırılıyorsanız “Yaygın Kaygı Bozukluğu” yaşıyor olabilirsiniz. Aynı zamanda çabuk öfkelenmek, kolay yorulmak, kaslarda gerginlik hissetmek, düşüncelerinizi yoğunlaştırmakta zorlanmak, uyku sorunları çekmek de yaygın kaygı bozuklukları belirtileri arasında yer almaktadır. Bu kişiler, henüz olmamış bir olayı olmuş gibi düşünerek ya da olası sonuçları tahmin ederek kendilerini kaygı ve üzüntünün kucağına bırakırlar. Sürekli bunları düşünmekten kendi gündelik işlerini aksatır ve düşünmekten de kendilerini alıkoyamazlar. Kendilerinin ya da sevdikleri kişilerin hayatlarında olabilecek ya da olan herhangi bir değişiklik onları bu duruma itebilir. Bir yere zamanında yetişmekten olası bir depreme, faturaların ödeme tarihlerinden, dünyanın nereye gittiğine kadar endişe yaşarlar.
Yaygın kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde; göz seğirmesi, titreme, kas ağrıları, uyuşukluk ve karıncalanma, dişlerde kitlenme, kendini katı ve kasılmış hissetme, baş ağrısı, bağırsak hareketlerinde hızlanma ya da kabızlık gibi fiziksel belirtiler en sık görülenler arasında yer almaktadır. Bu şikayetleri olan kişiler psikiyatristlerden ziyade daha çok diğer branşlara (Dahiliye, Kardiyoloji, Nöroloji, Gastroenteroloji, FTR gibi) başvururlar. Gerilim tipi baş ağrısı, migren, asabi tansiyon gibi tanılar en çok tespit edilen tanılar olup ilgili olmayan branşlarca yanlış psikiyatrik tedaviler başlanabilir. Genelde bu kişiler psikiyatri uzmanına başvurduklarında belli psikiyatrik tedavileri uzun zamandır kullanıyor olabilirler. Bu durum da tedaviyi zorlaştırır.
Hayattaki birçok olay ve değişikliğe aşırı duyarlı olduklarından kapı zili, telefon çalması, mesaj sesi bile onları endişelendirebilir. Hayatın hep kötü yönlerini gören yaygın kaygı bozukluğuna sahip kişilerde; sık sık moralsizlik ve hayata karşı ilgi kaybı gibi depresif belirtiler de görülmektedir. Bazı kişilerde kaygıyı azaltmak ve uykuya dalmayı kolaylaştırmak için alkol ve madde kullanımı görülebilir, bu da süreçte bağımlılığa yol açabilir.
Bu bozukluğa sahip kişilerin çevresiyle ilişkilerinde sık sık gerilimler gözlenmektedir. Çünkü hayattaki birçok olayda kaygılanıp acele ederken çevresindeki kişilerin kendileri gibi düşünmemesi ve işleri ağırdan alması onları sinirlendirebilir. Onlara göre çevresindeki kişiler olayların ne kadar acil olduğunu, işlerin nereye gidebileceğini ve nasıl kötü sonuçların ortaya çıkacağını görememektedir. Tüm bu düşünceler doğrultusunda kişi kendini tedbirler ve alternatifler üretmeye adar ve olabilecek olumsuz olaylara kendini hazırlıklı görmek istemektedir. Sevdikleri insanların da başına bir şey gelmesinden çok korkan bu bireyler sık sık sevdiklerini arar veya onlar tarafından aranmak ister. Nasıl olduklarından haberdar olmak kaygılarını hafifletir, ama bir süre sonra bunu tekrar duyma veya görme ihtiyacı hissederler.
Bu kişilerin iş hayatları da kendileri için bir kabusa dönüşebilir. Evhamlarından dolayı işle ilgili durumlarda her şey acildir. Bu yüzden asıl işlerini yetiştirmekte zorlanabilirler. İşler yetişmeyecek diye düşünüp eve iş götürebilirler ve zaman planlaması yapmakta zorlanırlar. Diğer iş arkadaşlarını da işler yetişsin ya da daha çabuk olsun diye sıkıştırabilirler. Ki bu da iş arkadaşları tarafından olumsuz karşılanıp gerilime yol açabilir. Sık sık fiziksel belirtilerle işten izin alıp doktor başvurularında bulunabilirler. Bu da işteki devamlılıklarını zedeler. Uyku sorunları, kas ve baş ağrıları nedeniyle kolay yorulurlar. Bu yüzden kendilerini enerjik hissettirecek ek besinler, vitaminler dener veya başkalarına önerirler.
Kaygılarından kurtulamayan, sürekli kendinin ve sevdiklerinin başına ne gelebileceğini düşünen bu bireylerde kişiye göre seçilmiş ilaç tedavileri ve bireysel psikoterapi çok yararlı olacaktır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?