Karın anevrizması ‘Ani ölüm’ nedeni! Atardamarın zayıflamış kısmında meydana gelen genişlemeye anevrizma, halk dilinde de “balonlaşma” deniyor. Anevrizma, çapı 2.5-3 santim olan ve kalpten pompalanan kanın tüm vücuda yayılmasını sağlayan “aort” damarında gelişiyor. Halk arasında çoğunlukla kalp ve beyindeki anevrizma olduğu düşünülüyor. Oysa aort damarı tüm vücutta yer aldığı için karın içinde de, üstelik sıkça, ölümcül tabloya yol açabilen balonlaşma olabiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Yusuf Kuserli, anevrizmanın genellikle sinsice geliştiğine, belirti verdiği ender durumlarda ise karın ya da bel ağrısı gibi yakınmalar oluşturduğuna dikkat çekerek, “Anevrizma hayatı tehdit ettiği için karın ağrısı aniden ve şiddetli bir şekilde gelişiyorsa, bu yırtılma belirtisi olduğundan hastanın zaman kaybetmeden en kısa sürede hastaneye yetiştirilmesi şart.” diyor.
İçindekiler
Karında (abdominal) aort anevrizması, vücudun en büyük arteri olan aortun karın bölgesinden geçerken bir bölümünün anormal bir şekilde genişlemesi veya şişmesidir. Aort, kalpten vücudun geri kalanına oksijenli kan taşır. Karın aort anevrizmaları, genellikle böbreklerin altındaki aortun alt kısmında bulunur ve herhangi bir belirti vermeden yavaşça gelişebilir. Tedavi edilmezse büyümeye devam eder ve sonunda patlar, bu da hayatı tehdit eden iç kanamaya neden olabilir. Bu nedenle, karın aort anevrizmaları genellikle tıbbi görüntüleme testleriyle yakından takip edilir ve belirli bir boyuta geldiğinde veya hızlı büyüme belirtileri gösteriyorsa cerrahi müdahale ile tedavi edilir.
Abdominal anevrizma 65 yaş üzeri erkeklerde yüzde 5-10 gibi yüksek bir oranda görülüyor. Anevrizmanın erkeklerde daha sık görülmesinin nedeni ise tam olarak bilinmiyor. Ancak östrojen ve progesteron gibi kadın hormonlarının abdominal anevrizma için koruyucu olduğu düşünülüyor. Ayrıca erkeklerde daha yaygın bulunan bazı genler, erkeklerin kadınlara göre daha fazla sigara içmesi veya daha fazla fiziksel zorlama gerektiren işlerde çalışmaları gibi faktörler de risk üzerinde etkili olabilir.
Anevrizma nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Kalpten çıkan vücudun en büyük atardamarı olan aort’un karın içindeki bölümüne ‘abdominal aort’ deniyor. Normalde 2.5-3 santim olan damar çapının karın içinde 4 cm’nin üzerine çıkması da ‘abdominal aort anevrizması” olarak adlandırılıyor. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Yusuf Kuserli, anevrizmanın (balonlaşma), risk faktörlerinin bir ya da birkaçının bir araya gelmesi ile damar duvarının hasarlanmasını takiben zayıflaması sonucu oluştuğunu söylüyor. Zayıflamış olan duvar damar dışına doğru genişliyor ve bir balon gibi şişmeye başlıyor. Damar genişledikçe yine bir balon gibi duvarı inceliyor ve daha da zayıflıyor. Böylece incelen damar duvarı basınca dayanamayarak ya yırtılıyor ya da patlıyor. Patlama sonucunda da vücutta iç kanamaya yol açarak ölümcül oluyor.
Anevrizma genellikle belirti vermiyor, bu nedenle hasta adeta bir saatli bombayla dolaşıyor. Abdominal aort yırtılmasına bağlı kanaması olan hastaların ancak yüzde 50’si canlı olarak hastaneye yetiştirilebiliyor. Bu yüzden özellikle 60 yaş ve üzeri erkeklerde erken tanı çok önem taşıyor. Dr. Yusuf Kuserli erken tanı için risk faktörü olan kişilerin, özellikle de 60 yaş üstü erkeklerin kalp ve damar cerrahına başvurarak muayene olmaları ve gerekiyorsa USG, BT ya da MR çektirmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.
Karın aort anevrizması çoğu zaman belirti vermez, rutin tıbbi testler sırasında tesadüfen keşfedilir. Ancak, bazı insanlarda aşağıdaki belirtiler görülebilir:
Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, derhal tıbbi yardım almak önemlidir. Anevrizma tedavi edilmezse hayatı tehdit eden bir durum olabilir ve zamanında tıbbi bakım son derece önemlidir.
Aort anevrizması genellikle hasta başka sebeplerle hastanede tetkik edilirken tesadüfen ya da hekimin karın muayenesi sırasında balonlaşmayı hissedip şüphelenmesiyle ortaya çıkıyor. Ultrason, BT (tomografi) ve MR (manyetik rezonans) ile tanı rahatlıkla konuyor. Dr. Yusuf Kuserli, tedavinin planlanması yapılırken öncelikli olarak damarın çapı ile hastanın karın ve bel ağrısı gibi şikayetlerinin olup olmamasına bakıldığını belirterek, “Balonlaşma 5 cm’nin altındaysa ilaç tedavisi uygulanıyor ve tansiyon takibi yapılıyor. Ayrıca tomografi ile 6 ayda bir anevrizmanın ilerleyip ilerlemediğine bakılıyor.” diyor.
Sırt ağrısı neden olur, nasıl geçer? Pratik öneriler ve egzersizler
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Yusuf Kuserli, balonlaşma 5 cm’nin üzerindeyse yırtılma riski yüksek olduğu için müdahale gerektiği uyarısında bulunuyor. Müdahalenin 2 şekilde yapılabildiğini söyleyen Dr. Yusuf Kuserli bu yöntemleri şöyle anlatıyor: “Açık yöntemde karın açılıyor ve balonlaşmış kısım çıkarılıp, yerine yapay damar yerleştiriliyor. Kapalı yöntemde ise karın açılmadan kasıklardan tıpkı bir anjiyo işlemi gibi girilip balonlaşmış kısma stent-greft yerleştiriliyor. Böylece balonlaşmış kısım onarılıyor.
Açık yönteme göre kapalı yöntem hastaya yüksek konfor sağlamasının yanı sıra yoğun bakımda ve hastanede kalış süresini de azaltıyor. Hasta günlük hayatına çok daha hızlı olarak dönme şansına kavuşuyor. Ayrıca kapalı yöntemin avantajlarının fazla olmasının yanında riski de karın açılmadığı için açık ameliyata göre oldukça az.”
Evet, abdominal aort anevrizması tedavi edilmezse çok tehlikeli olabilir. Özellikle yırtılırsa, genellikle ölümcül olan ciddi iç kanamaya neden olabilir. Yırtılmayan aort anevrizmaları da büyüdükçe bazı durumlarda vücudun diğer bölgelerine kan akışını engelleyerek kalp krizi, felç veya diğer ciddi komplikasyonlara yol açabilen kan pıhtılarının oluşmasına da neden olabilir.
Hayır, genişlemiş bir aort tipik olarak daralmaz. Aslında, bunun tam tersi olarak genişlemiş bir aort daha da büyüyerek aort anevrizmasına neden olur. Bu nedenle bir aort genişlemesi tespit edildiğinde acil tedavi edilmelidir.
Aort anevrizması ameliyatından ölüm riski, anevrizmanın boyutu ve yeri, hastanın genel sağlığı ve yapılan ameliyatın türü gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Abdominal aort anevrizmasını onarmak için yapılan elektif cerrahide ölüm riski genellikle düşüktür ve ölüm oranları hastanın bireysel risk faktörlerine ve kullanılan cerrahi yaklaşıma bağlı olarak %1'den az ile %5 arasındadır. Minimal invaziv bir prosedür olan endovasküler onarım, açık cerrahiden daha düşük bir ölüm oranına sahiptir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?