NASH, karaciğer yağlanmasının karaciğerde iltihaba yol açtığı, siroza ilerleyebilen bir karaciğer hastalığı. Alkol kullanımı ile ilişkisi yok. Karaciğer yağlanması iltihap ile birlikte seyrediyorsa bu hastalığa NASH deniyor. Hastalığın gerçek nedeni henüz bilinmiyor ama çoğu durumda NASH; yüksek şekerli, yüksek yağlı beslenme ve hareketsiz yaşamın sonucu ve şişmanlık, tip 2 diyabet ve insülin direnci ile yakından ilişkili.
Ülkemizde 133 bin kişide NASH’e bağlı siroz gelişmiş durumda olduğunu ve bu sayının önümüzdeki 10 yılda 480 bine çıkacağını belirten Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, “NASH sinsi seyreden bir hastalıktır, yani hastalar genellikle ileri evre siroz oluşana kadar hiçbir belirti vermez. Nadiren halsizlik, iyi hissetmeme, karnın sağ üst kısmında huzursuzluk, dolgunluk veya hafif bir ağrıya yol açabilir. Belirti vermemesi hastalığın önemsenmemesine yol açar, teşhisi zorlaşır. Dolayısıyla kişiyi sosyal yaşamından alıkoyması beklenmez. Ancak siroz oluşması durumunda sosyal yaşamı kısıtlanacaktır” dedi.
Yağlı karaciğer hastalarında ölüm nedenlerinin başında yüzde 43’le kalp krizi, inme/felç gibi kalp-damar hastalıkları, %23 ile karaciğer dışı kanserler ve yüzde 9 ile siroz ve karaciğer kanseri gibi karaciğer kaynaklı hastalıklar geliyor. Son 10 yılda NASH’ın tedavisine yönelik ilaç araştırmalarında büyük ilerlemeler kaydedilse de bugüne kadar sağlık otoriteleri tarafından onaylanmış bir NASH tedavisi bulunmuyor. Araştırmalar bir yandan devam ederken, kilo kaybı ve fiziksel aktivite şu ana kadar etkisi kanıtlanmış en iyi NASH tedavi yöntemleri arasında ilk sıralarda.
Doktorunuz sizden diyet ve egzersiz yaparak kilo vermenizi isteyecektir. Ancak kilo kaybı kademeli olmalıdır (haftada en fazla 1,6 kg), çünkü daha hızlı kilo kaybı da yağlanmaya yol açabilir. NASH’i ortadan kaldırabilmek için 1 yıllık süre içinde vücut ağırlığının en az %7’si kadar, fibrozisin ortadan kaldırılabilmesi için en az %10’u kadar kilo verilmelidir.
NASH: Non-alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığının belirtileri, tanısı ve tedavisi
Japon biliminsanı Yoshinori Ohsumi’nin “Aç Kal Uzun Yaşa Araştırmasıyla” Nobel Tıp Ödülü aldığını hatırlatan Prof. Dr. Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Uzun süren açlıkla otofaji denen bir mekanizma tetikleniyor. Otofaji kendi kendini sindirme demek. Hücrelerimizin solunum, beslenme ve boşaltım gibi yaşamsal olaylarının gerçekleştiği yapılar olan organelleri hasar gördüklerinde uzun süren açlıkla temizleniyor.
‘Dolayısıyla oruç nedir?’ Uzun süren bir açlıktır. Otofaji de bu NASH gelişimindeki mekanizmalardan bir tanesidir. Dolayısıyla orucun bu hastalığa iyi geldiğini düşünüyoruz. Bazı araştırmalar bağışıklık sistemimizin ve kök hücrelerimizin yenilenme kapasitesinin uzun süren açlık olan oruçla arttığına işaret ediyor. Dolayısıyla orucun bir çok hastalığa faydalı olduğuna dair ortak kanılar güçleniyor. Öncelikle sağlıklı gıdaları tercih etmeliyiz, porsiyonları azaltmalıyız, fiziksel olarak tempolu yürüyüşlerle daha aktif olmalıyız. Motivasyonumuzu asla kaybetmemeliyiz.
Tabağınızda nelerin olduğu hakkında bilgi sahibi olmanız için, mümkün olduğunca sıfırdan pişirmeniz tavsiye edilir. Hazır gıdalar, atıştırmalık ürünlerde bile, çok yüksek seviyede yağ, tuz ve şeker içerirler.
Karaciğer sağlığını korumak için püf noktaları ve pratik öneriler!
Etlerin, balıkların ve kabuklu deniz hayvanlarının ızgarası ve tercihen doymamış yağlar açısından zengin yağlar (zeytin yağı, keten tohumu) kullanılması tavsiye edilir.
Dengeli bir öğün burada gösterildiği şekilde oluşmalıdır.
Vücudun su ihtiyacının karşılanması temel önem taşır. Gün boyunca su içmeniz, vücudunuzun su ihtiyacını karşılamanızı sağlar. Sıcak şekersiz içecekler: Çay veya kahve (şeker veya tatlandırıcılardan kaçınılmalıdır) de tercih edilebilir. Yapılan araştırmalarda günde 2 kupa filtre kahve içmenin tüm kronik karaciğer hastalıklarında(NASH dahil) olumlu etki yaptığını ortaya koymuştur. Benzer etkinin sade içilen Türk Kahvesi için de olabileceğini tahmin etmekteyiz.
Eğer yapabiliyorsanız, atıştırmalıklardan kaçınmanız en iyisi. Ancak bu her zaman başarılamaz ve bu nedenle doğru atıştırmalıkların seçilmesi önemlidir:
Market alışverişi yaptığınızda, satın aldığınız gıdalardaki etiketleri dikkatlice okuduğunuzdan emin olun. Bunlar, sepetinize koyduğunuz ürünlerin besin içerikleri hakkında önemli birer bilgi kaynağıdır. İçindekiler listesinde, malzemeler ağırlık sırasına göre tanımlanır: Ürünün ana bileşenleri daima önde gelir.
Karaciğeri yıkamak mümkün mü? İşte bitkilerle yapılan tek bilimsel detoks
Listedeki ilk bileşen tereyağı veya yağ ise, ürünün yağ içeriği muhtemelen çok yüksektir. Örneğin: 100 gramında 20 g üzerinde şeker bulunan bir ürün, çok yüksek oranda şekerli bir üründür. 100 gramında 3g üzerinde yağ bulunan bir ürün, çok yüksek oranda yağ içeren bir üründür. İşlenmiş et (sucuk, salam gibi) ve hazır paketli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.
Egzersiz hem kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar, hem de vücudu şekillendirir: Diyabetikler için kilo, şeker seviyesi kontrolü, kalp hastalığı riskinin azaltılması… Egzersiz, enerji tüketimine yol açan herhangi bir harekettir:
– Hafif egzersiz : Yürüyüş, bahçe işleri…
– Orta şiddet: Yüzme, tempolu yürüyüş, pilates
– Yüksek şiddet: Tenis, bisiklet, koşu…
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?