Toplum arasında sıkça konuşulmakta olan bu konulara, daha çok spiritüel boyutta, korkutucu açıklamalar getirilmektedir. Fakat insana ilişkin her konu gibi bunun da bilimsel boyutundan bahsetmek yerinde olacaktır. Birçoğumuz bu gibi karabasan tablolarını, hayatımız boyunca yaşamışızdır. Beyin, uyku esnasında, kol ve bacakların hareket etmemesi için vücudu uyku felcine sokar.
Genelde, insanlar uyanmadan hemen önce bu uyku felci durumu kaldırılır. Kişi, REM uykusundan çok hızlı çıkıp uyanıklık durumuna geçerse, uyku felci çözülmeden uyanma durumuna girebilir. İşte bu esnada, karabasan dediğimiz olay ortaya çıkar. Kişide bilinçlilik vardır ama vücut tam bir felç durumunda olduğu için hareket edemez, konuşamaz, herhangi bir faaliyet gösteremez.
Erken yaşta sık kâbus görmek ‘zihinsel hastalıklara işaret ediyor’
Bu durumun etkisi, insanda panik hissine neden olur. Kendini nefes alamıyormuş gibi hisseden kişinin, göğsünde sıkışma olur. Bağırmak, yardım almak istese de başaramaz. Hatta bazen ölecekmiş gibi bir duyguya kapılır. Uyku felci, bir süre sonra ortadan kalktığı için vücut normale döner ve kişi de derin bir nefes alır.
Uyku esnasında uyku felcinin gelişmemesi durumlarında ortaya çıkar. Dolayısıyla beynin uyku esnasında kasları hareketsiz bırakan uyku felci sistemi devreye girmediğinde insanlar uykuda iken yürümeye başlarlar. Özellikle Anadolu da yaz aylarında sıcaklardan dolayı damlarda bacalarda yatan insanlarda uyurgezerlik nedeniyle düşme sonucunda ciddi yaralanmalar ve ölümler hala görülmektedir.
Uyurgezer bir insanın bu esnada uyandırılmaması konusunda yanlış bir söylenti mevcuttur. Tam tersi uyurgezer birini, sakince uyandırmalı ve kendisini uyarmalıdır. Ancak uyurgezerliğin sık görülmemesi sevindirici taraftır. Dolayısıyla uyku felci çözülmeden uyanmak karabasan yaşamaya, kişi uyanmadığı halde uyku felcinin ortadan kalkması ise uyurgezerliğe neden olur.
Kâbus görmek, rüyalardan biraz daha farklı bir durumdur. Özetle rüya psikozu olarak adlandırılan bu durum, uyku esnasında limbik sistemdeki(beyin yapılarının tümü) enerji yoğunluğunun kontrolsüz bir şekilde salınması olarak açıklanmaktadır.
Diş gıcırdatma (Bruksizm) uyku kalitesini ciddi şekilde bozuyor
Bu patolojik enerji yoğunluğu, ön korteksin(beynin ön kısmı) hiçbir müdahalesi ve kontrolü olmadan iç dünyamıza yansır. Limbik sistemdeki(beynin yapılarının tümü) merkezlerin anormal kontrolsüzlüğü, girift bir şekilde birbirine karışarak aşırı ve istenmeyen görüntüler halinde uykuda tezahür eder. Genellikle kâbusun etkisiyle, yataktan ani fırlamalar ve uyku bölünmeleri görülür. Ayrıca kâbusun olumsuz etkisi gün boyu hatta günlerce sürebilir ve kişiyi bilinçli veya bilinçsiz etki altına alabilir.
Uyku esnasında, aniden bağırarak panik halinde uyanma durumudur. Aslında, bu durum kişinin yanında yatanlar için daha korkutucu olur. Özellikle çocuklarda görülen bu tablo, anne-baba için telaş nedeni olur. Çocuk bir bağırtı ile uyanır, etrafına sağına soluna bakar ve sonra tekrar yatıp uyumaya devam eder. Çocuk çoğu zaman bu yaşadıklarının farkında bile olmaz. Uyku terörü genelde tedavi gerektirmez. Ama sık sık tekrarlanan, etkisinin sonraki günlerde de devam ettiği durumlarda tedavi gerekir.
Toplumda her beş kişiden birinde zaman zaman uykuda konuşma, yani sayıklama olayı görülür. Anlamlı bir bütün oluşturmayan konuşmalar, genelde organize değildir. Ancak, bazı nadir durumlarda kişi, bir olayı baştan aşağı tamamen anlatabilir veya günlük konuşmaların bir tekrarını da yapabilir. Uykuda sayıklamanın genel olarak bir zararı yoktur, tedavi gerektirmez.
Özetlemek gerekirse; hastaların hakkında bulunduğu şikâyet, uyurgezerlik ve karabasan görme boyutuna kadar ulaşmışsa tedbiri elden bırakmamakta fayda var. Bu durumları yaşayan kişilerin, güvenliği olan alanlarda uyuması, alınması gereken başlıca önlem olmalıdır. Bunun yanı sıra; süreci yaşayan kişiler, yakınları tarafından hafifçe uyarılarak, yaşanılan durumun gerçek dışı olduğuna dair teselli edilmelidirler. Kişiler tüm müdahalelere rağmen bu süreçleri sürekli olarak yaşamaya devam ediyorlarsa, konu ile ilgili profesyonel bir yardım almaları gerekir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?