Erken teşhis ve toplumun kanserden korunma konusunda bilinçlendirilmesi, kanserle mücadelede en önemli faktörlerdir. Bu yöntemlerle kanserlerin yaklaşık %50’sinin önlenebileceği öngörülmektedir. Sigara en önemli önlenebilir kanser sebebidir. Tütün kullanımı tüm kanser nedeniyle hayat kayıplarının % 21’inden sorumludur. Kanser hastasında devam eden tütün kullanımı, hastalığın tekrar etme riskini, ikinci farklı tümör oluşma ihtimalini ve tedaviyle ilişkili yan etki risklerini artırmaktadır.
Kanser riskini artıran diğer faktörler; radyasyon, hareketsiz yaşam, obezite ve özellikle cilt kanserlerinin oluşumunda korumasız yoğun güneş ışığı ve kozmetik amaçlı solaryum maruziyeti olarak sıralanabilir. Bunlarla birlikte tüm dünyada yeni kanserlerin %17’sinin enfeksiyonlar nedeni ile olduğu tahmin edilmektedir.
Kanser tedavisinde son 10 yıldır kişiye özel tedaviler ön plana çıkmaktadır. Gerek kemoterapi ve biyolojik tedavi yöntemleri gerekse cerrahi ve radyoterapideki gelişmelerle son yıllarda kanser tedavisinde büyük başarılar elde edilmektedir. Artık kanserlerin biyolojik özelliklerine bakarak o yönde geliştirilmiş ilaçlar kullanılmaktadır.
Kemoterapi uygulamaları hala günlük pratiğin çoğunluğunu oluştursa da, birçok farklı tipteki ilaçlar da bazen kemoterapi ilaçları ile birlikte bazen de tek başına kullanılabilmektedir. İmmunoterapiler yani bağışıklık sistemi üzerinde etki eden ilaçlarda da son 5 yılda ciddi gelişmeler gerçekleşmiştir. Ülkemizde de bu ilaçlara kolaylıkla ulaşabilmekte ve uygun vakalarda kullanımı tercih edilebilmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?