Zengin lif kaynağı besinler, vücutta kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcı olur. Günde 20 gram ve üzerinde lif tüketimiyle total kolesterol düzeyinin yüzde 10-20 oranlarında düşürülmesi mümkündür. Sebzelerden günde en az 20 gram lif alınması gün içerisindeki ihtiyaç duyduğumuz besin değerini karşılar.
Lifli besinlerin yanı sıra, soya tüketimi de kansere özellikle de meme kanserine karşı koruma sağlar. Ancak östrojene duyarlı tümörleri olan kadınların soyayı fazla tüketmesinde yarar vardır.
Kanseri engellemede ve kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi gibi bağışıklık sistemini yoran uygulamaların yan etkilerini azaltmada, antioksidanlarla beslenmenin önemi oldukça büyüktür. Böylece hem hastalığa karşı vücut direnci artar hem de tedavinin başarı şansı yükselir.
Sebzelerin çiğ ya da pişmiş olarak tüketilmesinde, sağlık açısından bir fark bulunmaz. Önemli olan antioksidan değeri yüksek sebzelerden tüketmektir. Ancak bazı antikanser özelliği olan bileşiklerin çiğ gıdalardaki yoğunluğu daha fazladır. Bu nedenle sebze ve meyvelerin çiğ tüketilmesi önerilir. Ancak bazı karotenler pişmiş olanlardan daha kolay emilir. Çiğ sebze ve meyvelerin gün içinde önerilen tüketim miktarı iki porsiyondur.
Lahana, brokoli, karnabahar gibi sebzeler çiğ olarak haftada 4 porsiyondan fazla tüketilmemelidir. Çünkü bu besinler çiğ durumdayken tiroid hormonu üretimini bozabilir. Sebzeler için en doğru pişirme şekli buharda ya da zeytinyağıyla pişirmektir. Konserve sebzelerin tüketilmesi ise doğru bir yaklaşım değildir.
Kuru kayısı, mide ve bağırsakları koruyan bileşiklere sahiptir, kolon ve mide kanserine önlemeye yardımcıdır. Kuru kayısının, limon suyu ve su ile 2 bardak içilmesi, tüm gün hafiflik hissi vereceğinden önerilir.
Kansere yakalanılmamışsa, kanser açısından koruyucu olan keten tohumu, kemoterapi döneminde zararlı olabilir. Kansere yakalanma söz konusu değilse, keten tohumu yumuşak yiyecek ve salatalara bir iki çorba kaşığı olarak eklenebilir.
Kanserden korunmak için nasıl beslenmeli? Riskler ve öneriler…
Araştırmalar soyanın kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini düşürdüğünü göstermiştir. Antioksidan bir besin olan soya, serbest östrojeni azaltarak vücuda etki eder. Ancak östrojene duyarlı meme tümörlerine sahip olan kadınlar, soya alımında dikkatli olmalı, tüketmemeye çalışmalıdır.
Sarımsak kanserle ölüm oranını önemli ölçüde azaltır. Ancak sarımsağın soyulur soyulmaz pişirilmemesine dikkat edilmelidir. Çünkü faydalı tüm içeriği öldürülmüş olur. Kültür mantarları da satın alınırken temizlenmiş olmamalıdır. Bu tür besinleri yıkamada kullanılan maddelerin içinde kanserojen maddeler bulunabileceğinden, dikkatli olunmalıdır. Haftada iki kez mantar tüketilebilir. Mantarın lösemi, beyin tümörü ve kolon kanserine karşı koruyuculuğu vardır.
Bağışıklık sistemini güçlendiren karotenler havuç, balkabağı, ıspanak, kıvırcık, lahana, domates, taze patates gibi koyu renkli sebzelerde; kavun, kayısı ve turunçgillerde bulunur. Tümör karşıtı flavonoidler çilek, kiraz, turunçgiller gibi parlak renkli meyveler; domates, biber ve yeşilliklerde bol miktarda mevcuttur. Domatese rengini veren likopen, prostat kanserinden korur. Brokoli, karnabahar ve lahanaya da sofrada bolca yer verilmelidir.
Kanserden korunmak için 7 öneri ve kanser tarama testlerinin kullanımı
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?