Çalışmanın baş araştırmacısı ve Anderson Kanser Merkezi Lenfoma ve Miyelom Anabilim Dalı Başkanı Dr. Larry Kwak, aşının foliküler lenfoma hastalarında hastalığın nüksünü 14 ay geciktirdiğini ve birçok kanser ilacının sağkalım süresinin yalnızca birkaç ay olduğu göz önünde bulundurulursa, bunun önemli bir gelişme olduğunu ifade etti. Dr. Kwak, çalışma sonuçlarının kanser aşıları için yeni bir dönem başlatacağına inandığını belirterek kısa bir süre sonra çok sayıda ilaçtan bu tür sonuçların elde edilmeye başlanacağını söyledi.
Elde edilen ilk veriler, daha önce Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) tarafından düzenlenen yıllık toplantının açılış oturumunda sunulmuştu. Dr. Kwak, aşıyı Ulusal Kanser Enstitüsü’nde çalışırken geliştirmişti. 20 yılını kanser aşıları üzerinde araştırma yapmaya harcayan Dr. Kwak, hastaya göre düzenlenen foliküler lenfoma aşısı ile 2010 yılında Time dergisinin En Etkileyici 100 Kişi arasına girmeyi başardı.
Küba, geliştirdiği akciğer kanseri aşısının onayı için FDA’ya başvurdu
Dr. Kwak, bu aşının laboratuarda geliştirildiğini ve klinik çalışmalarda araştırıldığını belirtti. Aşının ticari bir ilaç olarak onaylanması ve piyasaya sürülmesi an meselesi. Aşının geliştirilme aşamasında her hastanın tümör yapısından alınan benzersiz proteinler izole edildi ve bir büyüme faktörü ile kombine edildi. Ardından bu karışım tekrar hastaya enjekte edildi. Daha önce yapılan çalışmalar da, bu yöntemin birçok lenfoma hastasında çok az yan etki profili ile antitümör immün yanıtı tetiklediğini göstermişti.
Dr Kwak, bu aşının her hastaya göre düzenlenebileceğini ve iki hastada aynı tip lenfoma olsa bile, tümörlerin farklı proteinlere sahip olduğunu hatırlattı. Dr. Kwak, foliküler lenfoma hastalarının sağkalım süresinin yeni kemoterapi türlerinin artmasıyla iyileştiğini; ancak ilerlemiş hastalıkların halen iyileştirilemediğini belirtti. Birçok durumda hastalık geriletilse de, tedavi ilerletilemiyor.
Çalışmada ilk olarak 234 hastaya PACE adı verilen kemoterapi kombinasyonu verildi. Bu hastaların 117’sinde tam remisyon veya en az 6 ay süreyle tam yanıt elde edildi ve hastalara aşı yapıldı veya plasebo verildi. Medyan 55.6 aylık takip süresi sırasında, aşılanmış 76 hastada, hastalığın medyan tekrarlama süresi 44.2 aydı. Bu oran, plasebo verilen 41 hastada 30.6 aydı. Bununla birlikte, planlanmamış bir alt grup analizi, belirli bir biyolojik belirteci olan hastaların yanıtının daha derin olduğunu ve bu hastaların hastalıksız sağkalım süresinin 28.7 aydan 52.9 aya uzadığını gösterdi.
İmmüno onkoloji ile kanser tedavisinde yeni bir çağın kapıları açılıyor!
Ancak bu sonuçların ayrıca randomize çalışmalarda doğrulanması gerekiyor. Dr. Kwak, bu tür çalışmaların aşılanma için önceliği artırdığı ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) ilacı ticari olarak onaylayabileceğini belirtti.
Bu bulgular, başka kanser türlerinde ve çeşitli lenfoma hastalarında da kullanılabilir. Bununla birlikte, Dr. Kwak, gelecek kuşak lenfoma aşısı geliştiren ekibinin önümüzdeki yıl bazı klinik testlere başlayacağını dile getirdi. Ulusal Kanser Enstitüsü, ilk randomize faz III klinik çalışmaya sponsorluk yaparak, aşıyı geliştirdi. BioVest International, enstitü ile işbirliği yaptı ve 2004 yılında çalışmanın başına geçti. BioVest, aşıyı BioVaxID markası altında geliştirdi. Şirket şimdi aşının FDA tarafından onaylanmasını bekliyor.
KAYNAK: Vaccination With Patient-Specific Tumor-Derived Antigen in First Remission Improves Disease-Free Survival in Follicular Lymphoma. L. Gause, John E. Janik, Franco M. Muggia, Elaine S. Jaffe, Elise A. Chong, Craig W. Reynolds, Donald A. Berry, Carlos F. Santos, Mihaela A. Popa, Amy M. Mccord, and Larry W. Kwak. JCO, May 31, 2011 DOI: 10.1200/JCO.2010.33.3005
Makalenin tam metnine aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir:
Abstract
Purpose Vaccination with hybridoma-derived autologous tumor immunoglobulin (Ig) idiotype (Id) conjugated to keyhole limpet hemocyanin (KLH) and administered with granulocyte-monocyte colony-stimulating factor (GM-CSF) induces follicular lymphoma (FL) –specific immune responses. To determine the clinical benefit of this vaccine, we conducted a double-blind multicenter controlled phase III trial.
Patients and Methods Treatment-naive patients with advanced stage FL achieving complete response (CR) or CR unconfirmed (CRu) after chemotherapy were randomly assigned two to one to receive either Id vaccine (Id-KLH + GM-CSF) or control (KLH + GM-CSF). Primary efficacy end points were disease-free survival (DFS) for all randomly assigned patients and DFS for randomly assigned patients receiving at least one dose of Id vaccine or control.
Results Of 234 patients enrolled, 177 (81%) achieved CR/CRu after chemotherapy and were randomly assigned. For 177 randomly assigned patients, including 60 patients not vaccinated because of relapse (n = 55) or other reasons (n = 5), median DFS between Id-vaccine and control arms was 23.0 versus 20.6 months, respectively (hazard ratio [HR], 0.81; 95% CI, 0.56 to 1.16; P = .256). For 117 patients who received Id vaccine (n = 76) or control (n = 41), median DFS after randomization was 44.2 months for Id-vaccine arm versus 30.6 months for control arm (HR, 0.62; 95% CI, 0.39 to 0.99; P = .047) at median follow-up of 56.6 months (range, 12.6 to 89.3 months). In an unplanned subgroup analysis, median DFS was significantly prolonged for patients receiving IgM-Id (52.9 v 28.7 months; P = .001) but not IgG-Id vaccine (35.1 v 32.4 months; P = .807) compared with isotype-matched control-treated patients.
Conclusion Vaccination with patient-specific hybridoma-derived Id vaccine after chemotherapy-induced CR/CRu may prolong DFS in patients with FL. Vaccine isotype may affect clinical outcome and explain differing results between this and other controlled Id-vaccine trials.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?