Tümörün büyümesi ve yayılmasında kanser inflamasyonunun yönetilmesi
Kanserli dokuların çoğu, tümörün büyümesini tetikleyen veya inhibe eden inflamatuvar hücreler tarafından istila edilir. İsveçli ve Belçikalı bilim adamları, vücutta doğal olarak bulunan HRG adlı proteinin, spesifik immün hücrelerini aktive ederek, tümörün büyümesini ve metastazı inhibe ettiğini saptadı.
Journal Cancer Cell’de yayımlanan çalışmada, kanseri tedavi etmek için tümör ile ilişkili inflamasyonun düzenlenebileceği ve HRG proteini sayesinde daha etkili kanser tedavilerinin geliştirilebileceği belirtildi. Çalışmanın baş araştırmacısı İmmünoloji, Genetik ve Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lena Claesson-Welsh, en önemli bulgunun, HRG’nin kemoterapinin etkisini artırdığını ve böylece kanserin ilerlemesini yavaşlattığını göstermesi olduğunu belirtti.
Birçok kanser türü, tümör ile ilişkili makrofajlardan (TAM) oluşan inflamasyona neden olur. TAM’lar da M2 makrofajlardan oluşur ve kan damarının büyümesini ve immün savunma mekanizmasının aktive olmasını sağlar. M1 makrofajlar ise, tümör için toksik olan immün hücreleri aktive ederek, tümörün büyümesini baskılar. Bu nedenle, M2 makrofajların yerini antitümöral M1 makrofajlarla değiştirmek, kanserin tedavisinde etkili bir stratejidir.
Araştırma ekibinin daha önce yaptığı çalışmalarda, vücudun kan plazma proteini olan histidinden zengin glikoproteinin (HRG), tümördeki kan damarlarının büyümesini etkileyebileceği saptanmıştı. Fakat bu çalışmada, bu etkinin inflamatuvar hücrelere bağlı olduğu açıkça görülüyor. Daha önce HRG’nin metastazı da azalttığı bilinmiyordu. Araştırmacılar, HRG’nin tümördeki inflamatuvar hücreleri M1 makrofajlara dönüştürdüğünü ve bu sayede tümörün büyümesinin baskılandığını ortaya koydu. Ayrıca bu çalışma, M1 makrofajların tümörün sekonder organlara yayılmasını (metastaz) etkilediğini gösteren ilk çalışma.
Araştırmacılar fareler üzerinde yaptıkları çalışmada, tümörlerin HRG artışını yavaşlattığını ve diğer tümörlere sıçramadığını göstermek amacıyla, üç farklı tümörü inceledi. HRG plasenta büyüme faktörünü (P1GF) azalttığında, inhibe edici etki ortaya çıktı. Bunun sonucunda M2 makrofajlar M1 makrofajlara dönüştü. M1 makrofajlar immün savunma mekanizmasını aktive etti ve tümörü küçülttü. Daha da önemlisi, bu makrofajlar kan damarlarını uyarıcı bir kapasiteye sahip değildi.
Tümörlü kan damarları, genellikle aşırı stimüle olur ve yetersiz düzeyde çalışır. Bu da, tümör hücrelerinin kan dolaşımına kolayca girmesine ve diğer organlara yayılmasına neden olur. Bu çalışmada, M1 makrofajlarındaki kan damarlarının normal fonksiyona sahip olması, tümör hücrelerinin damar duvarlarına tutunmasını zorlaştırdı. Son olarak, araştırmacılar insanda görülen birçok kanser türünde HRG miktarının önemli ölçüde azalmış olduğunu ve bunun da HRG’nin kanserin gelişmesinde doğal bir inhibitör fonksiyonuna sahip olduğunu saptadı.
KAYNAK: Uppsala University (2011, January 11). Charlotte Rolny, Tugues, Damya Laoui, Dewerchin, Lena Claesson-Welsh, and Peter Carmeliet. HRG Inhibits Tumor Growth and Metastasis by Inducing Macrophage Polarization and Vessel Normalization through Downregulation of PlGF. Cancer Cell, 2011; DOI: 10.1016/j.ccr.2010.11.009
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?