Kemoterapi ve radyoterapi alan kanser hastalarının iyi bir beslenme programı ile yaşam kalitelerini arttırabileceğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Gözde Özgün, kanser tedavisinde doğru ve sağlıklı beslenmenin hastalığın seyrine olumlu etkileri olduğunu belirtiyor. Kanser tedavisinde doğru beslenmenin çok önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dyt. Gözde Özgün, yeterli ve dengeli beslenen bir kanser hastasının tedaviye daha iyi uyum göstereceğini, hastalıkla daha güçlü bir şekilde mücadele edebileceğini vurguladı. Kanser tedavisi sırasında bazı yan etkilerin ortaya çıkabileceğini belirten Uzm. Dyt. Özgün, “Kemoterapi ve radyoterapi süreçlerinde beslenmenin önemi büyüktür. Bu süreçte sağlıklı beslenmek tedavinin olası yan etkilerini daha iyi tolere etmenizi sağlayacak, enfeksiyon riskinizi azaltacak ve iyileşmenizi hızlandıracaktır” dedi.
Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Uzm. Dyt. Özgün, tedavi gören kanser hastalarının yaşadığı sıkıntılara karşı beslenme ile ilgili önerilerde bulundu.
Uzm. Dyt. Özgün: Kanserin oluşumu farklı nedenlere bağlıdır. Sigara, alkol, hatalı beslenme alışkanlıkları, fiziksel hareketsizlik, obezite, çevre kirliliği gibi birçok faktör bulunmaktadır. Bu nedenler arasında çevre koşulları ilk sırayı almaktadır. Beslenmenin hastalıktaki rolü %35-45 arasında yadsınamaz bir gerçektir.
Kanser tedavisinde hastaya ve ‘hedefe yönelik’ beslenme rejimi uygulanmalı
Yüksek miktarda yağ, işlenmiş et-süt ürünleri ile basit karbonhidrat ve düşük lif alımından oluşan Batı Tarzı (Western Diet) bir diyet yaklaşımı; yüksek glisemik yük, yağ asidi bileşimi, mikro besin ve makro besin bileşimi, yüksek sodyum alımı ve düşük lif içeriği ile genel olarak olumsuz etkilerle ilişkilendirilmiştir ve bunların hepsinin tümörijeneze katkıda bulunduğu öne sürülmüştür.
Uzm. Dyt. Özgün: Hatalı beslenme alışkanlıklarının %35-45 oranında kanser oluşumuna katkı sunduğu bilinirken, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını öğrenmek ve hayata geçirmek %35-45 oranındaki riski bireylerin lehine çevirmek mümkündür. Öncelikle sağlıklı vücut ağırlığı korunmalı, BKİ (beden kütle indeksi) değerlerinin 18.5-25.0 kg/m2 arasında tutulmasına dikkat edilmelidir. Günlük toplam yağdan gelen enerji %15-30 arasında tutulmalı ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmelidir.
Omega 3 alımı önemsenmelidir. Bunun kaynakları olarak bireylerin beslenmelerine balık grubundan somon, ton balığı, yemişlerden; keten tohumu, chia tohumu, ceviz, sebzelerden; semizotu, ıspanak eklemek faydalı olacaktır. Günlük taze sebze-meyve tüketimini en az 5 porsiyona çıkartmak ve sarımsak soğan gibi kükürtlü sebzelere bol yer vermek ve nane, maydanoz gibi diğer lezzet vericileri listemizde bulundurmak gerekir.
Kurubaklagillere beslenmede yer vermek önemlidir. Hem sağlıklı bitkisel kaynaklı protein deposu olması açısıyla hem de lif içeriği ile haftada 3 kez tüketilmesi bağışıklık sistemi açısından sağlıklı bir tercih olacaktır. Basit karbonhidrat ve rafine şekerler yerine kompleks karbonhidrat tüketimi (tam tahıllı ürünler) tercih edilmelidir.
Rafine şekerlerden gelecek enerjiyi de %5’in altında tutmak gerekir. Bunların dışında kanser riskini azaltmak için pişirme yöntemine dikkat etmek gerekir. Kömür ızgarası ve kızartmalardan, tütsülenmiş yiyeceklerden, turşu salamura gibi fazla tuzlulardan kaçınmak, düşük ısıda pişirmeye dikkat etmek ve günlük tuz alımını 6 gramın altına çekmek gerekmektedir.
Uzm. Dyt. Özgün: Şeker tüketmek miktar ve yoğunluğa bağlı olarak önem taşıyan bir konudur. Bireyin sürekli basit şekere maruz kalması günlük aldığı enerjinin %5’inden fazlasının rafine şeker içermesi ve bu alışkanlığı uzun süre sürdürmesi elbette ki aşırı kilo alımına sebep olarak obeziteye yol açabilir ve obezitenin bazı kanser türlerinin gelişme riskini artırdığı bilinmektedir. Önerilen karbonhidrat türü, şeker gibi rafine edilmiş olanlar değil, tam tahıllı karbonhidrat ürünleri (bulgur, tam buğday ekmeği) olmalı. Şeker basit bir karbonhidrat, tam buğday ekmeğiyse kompleks. Mantıklı ölçülerde tüketilen ve kilo alımına sebep olmayan şeker içeren gıdalar kanser riskini arttırmaz.
Kanser tedavisinde doğru beslenme hayatta kalma şansını arttırıyor
Çok fazla şeker tüketmek sağlığımız için iyi olmamakla birlikte, mevcut bilimsel verilerle ‘şeker kanser yapar’ diyemeyiz. Kanser hastalarının şekerli gıda tüketmesi yasaktır şeklindeki söylemler de bilimsel bir kanıt taşımamaktadır. Meyvelerden alacağımız doğal şeker, enerji seviyemizi yükseltirken, vücudumuza zarar vermeyeceği gibi, yediğimiz meyvenin içindeki lifleri, vitamin ve mineralleri de aynı anda alacağımız için şekeri olabildiğince doğal yollardan almak en doğru çözüm olacaktır. Taze ve kuru meyveler, hurma, balkabağı ve bal şeker alternatifleri olabilir.
Uzm. Dyt. Özgün: Kanser tedavisi görenlerin beslenmesini birçok faktör etkiler. Beslenme müdahaleleri bireyselleştirilmelidir çünkü kanserli hastaların spesifik beslenme ihtiyaçları kanser tipine, evresine ve tedavi yöntemlerine göre değişmektedir Tedavi yöntemleri, beslenme durumu üzerinde doğrudan ve/veya dolaylı olumsuz etkiye sahiptir. Antikanser tedavisinin başarısı, hastanın tedavi öncesi ve sırasındaki beslenme durumundan etkilenir ve bu da hastanın tedaviye tolerans gösterme yeteneğini etkiler.
Kanser tedavileri akut ve kronik etkilere neden olabilir. Kanser tedavilerinin yan etkileri, tedavinin türüne, süresine, dozuna ve tedavi edilen kanser türüne bağlı olarak hastalar arasında değişiklik göstermektedir. Tıbbi beslenme tedavisi semptom yönetimine dayanır. İyi beslenmeyi sürdüren hastaların tedavinin yan etkilerini tolere etmesi daha olasıdır.
Aralıklı beslenme ve oruç kanserden koruyor ve tedaviyi destekliyor
Diyetle yeterli enerji ve protein alımı, hastanın katabolizmadan korunmasını sağlar. Spesifik olarak mucizeler yaratan bir besin yoktur dengeli ve yeterli beslenmeyi sürdürmek önemlidir. Yeterli enerji alımı ve protein alımı büyük önem taşır. Kanser hastaları için optimal enerji ve protein gereksinimleri konusunda fikir birliği olmamasına rağmen mevcut kılavuzlar, beslenme durumunu korumak veya iyileştirmek için 25–35 kkal/kg/gün enerji ve 1.0-1.5 g/kg/gün protein önermektedir.
Uzm. Dyt. Özgün: Kanser hastalarında ana semptomlar, asteni (halsizlik, kuvvetten düşme), anoreksi, anemi ve yorgunluğu içerir. Kansere bağlı anoreksi, erken doygunluk ve halsizlik gibi semptomlar, mukozit, bulantı, tat alma duyusundaki değişiklikler gibi tedavi komplikasyonları ve psikolojik rahatsızlık gibi birçok faktör malnütrisyona katkıda bulunur. Kansere bağlı malnutrisyonun görülme sıklığı %20 ile %80 arasında değişmektedir. Yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Yaş, hastalık yeri ve evreye göre değişir.
Açıklanamayan ağırlık kaybı sık görülen bir kanser semptomudur ve sıklıkla ilerleyici hastalığı gösterir. Kemoterapi ve radyoterapi süreçlerinde de beslenmenin önemi büyüktür. Bu süreçte sağlıklı beslenmek tedavinin olası yan etkilerini daha iyi tolere etmenizi sağlayacak, enfeksiyon riskinizi azaltacak ve iyileşmenizi hızlandıracaktır. Kemoterapinin olumsuz etkileri; bulantı, kusma, iştahsızlık, mukozit, özofajit, yorgunluk ve bağırsak alışkanlıklarındaki (konstipasyon, ödem veya diyare) değişiklikleri içerir.
Kemoterapinin neden olduğu bulantı ve kusma, hasta faktörlerinin yanı sıra uygulanan ajanlarla da ilgilidir. Kemoterapi, sadece belirli bir bölgeyi değil tüm vücudu etkileyen sistemik bir tedavidir. Cerrahi ve radyasyon tedavisi gibi lokalize tedavilere kıyasla potansiyel olarak daha fazla yan etkiye neden olur. Tedavinin sebep olduğu bulantı, kusma şikayetlerini azaltmak veya ortadan kaldırmak için beslenmenizde dikkat etmeniz gereken bazı şeyler vardır. Bunlar; azar azar sık aralıklarla beslenmek, öğün sayısı 6-8 öğüne çıkartılabilir. Sıvıları daha çok öğün aralarında tüketin, öğünle alınan sıvılar bulantının artmasına sebep olacaktır. Aç karnına sıvı tüketiminden kaçının.
Kanserde doğru sanılan yanlış bilgiler teşhisi geciktiriyor!
Kuru yiyecek kraker, tost, galeta gibi ürünleri gün boyunca sık aralıklarla tüketebilirsiniz. Yağsız, kuru, nişastalı ve tuzlu yiyecekleri tercih edin (yağsız peynirli erişte veya makarna, haşlanmış patates, leblebi, etimek, galeta gibi). Yemekleri genelde oda sıcaklığında veya soğuk tüketmeyi tercih edin. Kolay sindirilen yumuşak ve hafif yiyecekler ana öğünde tercih edilmeli (soslu kremalı baharatlı çorbalar ağır gelebilir). Aşırı tatlı, yağlı ve baharatlı yiyecekleri tüketmeyin. Kokusu az olan besinler tüketilmeli. Yoğun kokulu ortamlardan uzak durun, mümkünse yemek yapılan ortamda bulunmayın.
Yemek yedikten sonra yaklaşık 1 saat çift yastıkta yatar pozisyonda dinlenin. Aşırı kusma varsa kafein içeren içecekler sınırlandırılmalıdır (kahve-çay) kusma sonrası sıvı kaybını önlemek gerekir. Ağız çalkalandıktan bir süre geçtikten sonra elma suyu, sade soda gibi açık sıvı içecekleri tercih edin. Temiz havada doktorunuzun önerdiği ölçüde hafif yürüyüş yapabilirsiniz. Naneşekeri veya limonlu şeker çiğneyebilirsiniz. Kuru zencefil veya taze ananas tüketmek bulantıyı azaltacaktır.
Uzm. Dyt. Özgün: Ağızda acı ve metalik tat oluşuyorsa plastik, cam veya porselen malzemeden yapılmış çatal, kaşık, bıçak, tabak kullanılmalı. Karbonatla ağzı çalkalamak veya tuzlu suyla yemek öncesi ağzı yıkamak yiyeceklerin tadını daha iyi almanızı sağlayabilir. Yemek öncesi dişleri fırçalamak da şikayeti azaltabilir.
Kanserde beslenme tedavisi ne kadar önemli? Uzmanından öneriler…
Yiyecekler lezzetlendirilmelidir; limon sıkmak, sirke, çeşitli baharatlar, soğan sarımsak, biberiye, reyhan, nane, kekikten faydalanabilirsiniz. Marine edilmiş etleri tercih edin, daha yumuşak ve soslu oldukları için tüketiminiz kolaylaşacaktır. Yoğurdunuza taze meyve ekleyip, blendırdan geçirerek oda sıcaklığında veya soğuk olarak tüketebilirsiniz. Konserve sebzeler yerine dondurulmuş veya taze olanları tercih edin.
Uzm. Dyt. Özgün: İstenmeyen ağırlık kaybıyla karşılaşıldığında öğünler buna göre 6-8 öğün olacak şekilde düzenlenmelidir. İştahsızlık durumlarında ve ağırlık kayıplarında kalorisi yüksek olan, protein içeriği yüksek olan ara öğünler eklenmelidir (peynir, tonbalığı, pudingler). Yemeklerin besin değeri arttırılarak pişirilmelidir, yumurta ile terbiye edilmiş, kıyma eklenmiş çorbalar, bol peynirli sandviç, muzlu süt, dondurma ilave edilmiş meyve salataları gibi iştah açıcı ürünler eklenmelidir ara öğünlere.
Sebze yemeklerine küçük köfteler eklenebilir, beşamel sosla sebze graten gibi tüketebilirsiniz önemli olan sevdiğiniz besinleri çeşitli karışımlarla kalorisini ve protein değerini arttırmaktır. Sabahları yumurta mutlaka tüketmeye çalışın, farklı şekillerde sebzeli omlet gibi yapabilirsiniz. İçecek olarak süt veya ayran tercih edin. Doygunluk ve şişkinliği azaltmak için enerji yoğunluğu yüksek içecekler öğün aralarında tüketilmelidir.
Kahve tüketiyorsanız bunu süt ilaveli yapın. Kendinizi en iyi hissettiğiniz saat dilimi o öğünü en iyi öğününüz haline getirin. Beslenme günlüğü tutmayı deneyin böylece yediğiniz besinleri ve miktarlarını görerek motive olabilirsiniz.
Alternatif tıp kanser tedavisini sekteye uğratıyor ve hastalara zarar veriyor!
Uzm. Dyt. Özgün: Tedavi sırasında kilo alma eğilimi gösteren hastaların da beslenme programları çok iyi düzenlenmeli, öncelikle kişinin beslenme alışkanlıkları öğrenilmeli ve düzeltilmelidir. Meme kanserli kadınların yarısından fazlasında tedavi süresince ağırlık artışı görülmektedir. Vücut ağırlığında artış ve fazla yağ varlığı nüksleri arttırmaktadır. Bu nedenle ağırlık kontrolü sağlamak gereklidir. Vücut yağ oranını normal sınıra indirmek önemlidir ve diyetisyen desteği gerektirmektedir. Dengeli ve yeterli bir öğün örüntüsü oluşturulup kalori kısıtlaması yapılarak istenen vücut ağırlığına gelmeleri sağlanmalıdır.
Obezite kas kayıplarını gizleyebilir ve yetersiz beslenmeyi maskeleyebilir. Günlük alınması gereken protein ve enerji ayarlaması yapılıp, ulusal yiyecek piramidindeki yiyecek gruplarının hepsinden diyetisyeninizin önereceği miktarlarda sağlıklı şekilde hazırlayıp tüketmelisiniz. Kızartma gibi pişirme yöntemleri yerine haşlama, fırın, ızgara gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmelidir. Porsiyonları küçültüp, posa alımını arttırmak, diyetteki yağ miktarını azaltmak önemlidir. Tereyağı, krema, mayonez, şeker ve şekerli yiyecekler tüketilmemeli ara öğünlerde de yüksek kalorili atıştırmalıklar yerine meyve, ayran, süt, tam tahıllı ekmek gibi sağlıklı seçimler yapılmalıdır. Doktorunuzun izin verdiği ölçüde günlük yürüyüşler yapabilirsiniz.
Uzm. Dyt. Özgün: Tedavi süreci sonlandığında tedavinin yan etkileriyle ilişkili beslenme modeli uygulanır. Yaşadığınız yan etkilere göre size özel oluşturulacak beslenme programını takip etmelisiniz. Herhangi bir şikayeti ve özel bir diyet planı olmayanlar ise günlük beslenmelerinde bütün besin gruplarını bulundurmalı, günde 5-7 porsiyon sebze meyve tüketmeli, bağışıklık sistemini güçlü tutmalıdır. Bunun bir yolu da bağırsaklardan geçer, sağlıklı bağırsakların sırrı ise düzenli posa alımıdır.
Kanser hastaları için hayat kurtaran yaşamsal öneriler ve uyarılar
Bu yüzden yemeklerin yanında salata tüketmek, ekmekleri tam tahıllı tüketmek ve pirinç pilavı yerine bulgur, kepekli pirinç veya kepekli makarnayı tercih etmek, haftada 2-3 kez kurubaklagil yemekleri tüketmek, salataları kurubaklagil ile zenginleştirmek, günlük beslenmeye 1-2 yemek kaşığı yulaf kepeği, yulaf ezmesi eklemek önemlidir. Yemekleri pişirmek için kullandığınız yağ miktarını azaltmak ve zeytinyağı kullanmak gün içerisinde faydalı yağlar olan ceviz, badem tüketmek ekstra yağ alımından kaçınmak, bu yüzden de etleri yağda kızartmak yerine haşlamak ya da fırında pişirmek gerekmektedir.
Yağlı etler yerine yağsız tavuk, hindi, balık gibi etleri tercih edin. Kırmızı et tüketiminizi haftada 1-2 kez ile sınırlandırın. İşlenmiş et ürünleri (salam, sucuk, sosis gibi) tüketiminden kaçınmak gerekir. Tuz tüketiminizi sınırlayın ve eğer alkol tüketiyorsanız tüketmeyin veya miktarını sınırlandırın. Doktorunuz önermedikçe takviye edici gıda vitamin mineral gibi ürünleri kullanmayın. Fiziksel aktivitenizi arttırmayı hedefleyin günlük kısa yürüyüşler yapabilirsiniz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
Başarılarının devamını diliyorum tebrikler hocam
Başarılı bir anlatım tebrikler hocam
sorular ve verilen cevaplar son derece tatmin edici. Bilimsel ve güvenilir bilgiler üzerinden verilen cevaplar için ayrıca teşekkür ediyorum.