Kalp krizinden sonra uygulanan kök hücre enjeksiyonu hasarı geriletiyor

11 Temmuz 2015 | 24 Temmuz 2022 | Kategori: Güncel / Literatür, Kardiyoloji Print

780 Paylaşım

Kalp krizi sonrasında hasar görmüş olan kalp kaslarının onarımı için yıllardır sürdürülen kök hücre çalışmalarından olumlu sonuçlar elde edildi. Mount Snai Icahn Tıp Fakültesi araştırmacılarının yürüttüğü ve Amerikan Kalp Vakfı Bilimsel Oturumları’nda sunulan yeni bir çalışmaya göre, kalp krizinden sonra hasar görmüş kalp kasına doğrudan kök hücre faktörü yerleştirilmesi hasarlı dokuyu onarıyor. Yeni geliştirilen bir SCF gen transferi yerleştirme sistemi, erişkin c-Kit pozitif, kardiyak kök hücrelerinin hasarlı bölgelere yayılarak onları iyileştirmesini indükledi ve bu da bir preklinik modelde kalp krizi hasarını geriye döndürdü.

Ayrıca gen tedavisi kardiyak fonksiyonu geliştirdi, kalp kası hücresi ölümlerini azalttı, kalp dokusu ve kan damarlarının yenilenmesini arttırdı ve kalp dokusu skarlaşması oluşumunu azalttı. Mount Snai Icahn Tıp Fakültesi, Kardiyovasküler Araştırma Merkezi, Direktörü ve çalışmanın baş yazarı Prof. Dr. Kenneth Fish’in yürüttüğü araştırmada, kök hücrelerin kalp krizinden sonra hasar görmüş kasları yenilemekteki gücünü net şekilde gösteriyor.

Kardiyak kök hücre kalp yetersizliği tedavisinde seçenek olabilir

Bu çalışmada Mount Snai araştırmacıları, preklinik modellere kalp krizi indükledikten hemen sonra doğrudan hasar görmüş kalp dokusuna rejeneratif onarım yanıtını test etmek için gen transferi ile kök hücre faktörü (SCF) uyguladılar. Yeni geliştirilen bir SCF gen transferi yerleştirme sistemi, erişkin c-Kit pozitif (cKit+), kardiyak kök hücrelerinin hasarlı bölgelere yayılıp onları iyileştirmesini indükledi ve bu da kalp krizi hasarını geriye döndürdü. Ayrıca, gen tedavisi kardiyak fonksiyonu geliştirdi, kalp kası hücresi ölümlerini azalttı, kalp dokusu kan damarlarının yenilenmesini arttırdı ve kalp dokusu skarlaşmasının oluşumunu azalttı.

Roger-Hajjar Çalışmadan elde edilen verilerle ilgili bilgi veren Mount Snai KV Araştırma Merkezi Direktörü ve çalışmanın yazarlarından Prof. Dr. Roger J. Hajjar, “Açıkça görülüyor ki kök hücre faktörü genlerinin ifadesi, hasar görmüş kalpteki komşu hücrelere belirli sinyaller gönderilmesine neden oluyor ve bu da molekül, hücre ve organ düzeyinde gelişmiş sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle, henüz araştırmanın ilk evrelerinde olmamıza rağmen bu küçük kök hücre grubunun kalbi iyileştirmesi ileri kalp yetmezliği olan hastalardaki klinik kötüleşmeyi durdurmak için geliştirilen yeni tedavilerin temeli olabilir. cKit hücreleri kök hücre faktörlerine bağlı olan kritik bir kardiyak sitokini ya da protein reseptörüdür. Miyokard infarktüsünden sonra doğal olarak artar ve hücre proliferasyonu yoluyla kardiyak onarımda yer alır” dedi.

Araştırmacılara göre kardiyomiyopatiyi ve onun kalp yetmezliğine ilerlemesini engellemek için girişimsel stratejilerin gelişmesine ihtiyaç vardır. Hastalığın en yaygın nedeni olan tıkalı arterlere bağlı düşük kan teminine veya kalp krizine bağlı kardiyomiyopati ya da kalp büyümesi ile birlikte, kalp hastalıkları ölümlerin bir numaralı nedenidir. Ek olarak kardiyomiyopati kalp atışını konrol eden kardiyomiyosit hücrelerinin kaybına neden olur ve kalp formunu değiştirir, bu da kalbin pompalama etkinliğinin azalmasına neden olur.

Kök hücre nedir? Kök hücre tedavisi ne işe yarar? Nakli nasıl yapılır?

Prof. Dr. Fish çalışma bulguları ile ilgili şu yorumu yapıyor: “Çalışmamız gösteriyor ki, SCF gen transfer stratejimiz kardiyak pompalama fonksiyonunu geliştirmek ve miyokard infarktüsü boyutunu azaltmak için umut verici, erişkin bir kök hücre türünü kalbin hasarlı bölgelere mobilize edebiliyor. Bunun sonucunda kardiyak performans artıyor, uzun dönem hayatta kalma potansiyeli artıyor ve kalp yetmezliğine ilerleme riski olan hastalardaki yaşam kalitesini arttırıyor. Bu çalışma erişkin kök hücrelerinin küçük bir popülasyonunun kalbin hasarlı bölgelerini iyileştirmesini sağladığını ve klinik sonuçlarını iyileştirdiğini gösteriyor.”

Kaynak: Mount Snai Icahn Tıp Fakültesi – Çalışma ile ilgili daha kapsamlı bilgilere aşağıdaki linkten edinebilirsiniz: AAV9.I-1c Delivered via Direct Coronary Infusion in a Porcine Model of Heart Failure Improves Contractility and Mitigates Adverse Remodeling. Kenneth M. Fish, PhD*, Dennis Ladage, MD*, Yoshiaki Kawase, MD, Ioannis Karakikes, PhD, Dongtak Jeong, PhD, Hung Ly, MD, Kiyotake Ishikawa, MD, Lahouaria Hadri, PhD, Lisa Tilemann, MD, Jochen Muller-Ehmsen, MD, R. Jude Samulski, PhD, Evangelia G. Kranias, PhD and Roger J. Hajjar, MD