Hastaların kalp rahatsızlıkları hakkında taşıdıkları aşırı endişeler hayatlarını gölgeleyebiliyor. Bunlardan en önemlilerinden biri ise cinsel aktivenin kalp krizini tetikleyeceği korkusu. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, kalp rahatsızlığı olanların kendisine genellikle ”Ne yemeliyim?”, “ Haftada kaç gün spor yapmalıyım?”, “ Stresle nasıl başa çıkabilirim?” gibi sorular yönelttiğini, ancak cinsellikle ilgili sorular sormaktan kaçındığını vurguluyor. Doç. Dr. Murat Turfan, “Çoğu zaman görmezden gelinen bu konu bilgi eksikliğinden, kalp hastalarında cinsel aktivite sırasında ölüm korkusuna neden olabiliyor. Halbuki biraz doktor desteği ve özgüvenle, kalp hastalığı olan birçok kişi cinsel yaşamlarını eksiksiz olarak yaşayabilir” dedi. Doç. Dr. Murat Turfan kalp hastalığı olan bireylerdeki cinsel aktivite ile ilgili şu bilgileri verdi:
Kalp hastalığı olan bireylerdeki cinsel aktivite ile ilgili ana mesele, hastanın güvenliğidir. Çoğu hasta cinsel aktivite sırasında kalp krizi geçireceğinden endişe eder. Halbuki aslında tedavisi doktoru tarafından düzenlenmiş ve şiddetli yakınmaları olmayan bir hastada cinsel aktivite sırasında kalp krizi riskindeki artış son derece mütevazidir. Hastanın toplam riski içinde oldukça düşük bir yer tutar.
Cinsel aktivite fiziksel olarak; iki kat merdiven çıkma, yürüyüş, hafif ev işleri yapmayla eş değerdir. İlave olarak riski arttıran endişe, korku ve yabancı partner gibi faktörler, kişiden kişiye göre değişir.
Kalp hastalarının önemli bir kısmını koroner arter hastaları oluşturur. Kalp krizi geçirdikten bir hafta sonra hafif ve orta dereceli egzersizle şikayeti olmayan hastalar cinsel aktiviteye yeniden başlayabilir. Stent sonrası hastada komplikasyon gelişmediyse ve kalpte tıkalı damar bulunmuyorsa birkaç gün içinde, koroner by pass ameliyatı sonrası göğüs duvarındaki yara yeri tam olarak iyileştiyse altı ile sekiz hafta içinde cinsel aktiviteye dönülebilir. Ancak tüm bunların öncesinde bireyi takip eden doktorun değerlendirilmesi ve onayı gereklidir.
Kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar, yakınmaları azalttığı, ömrü uzattığı halde cinsel aktivite için olumsuz etkilere yol açabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar bu etkilerin abartıldığını göstermektedir. Aynı zamanda hastanın ilaçlarla ilgili bu yan etkilerden haberdar olması da ilgisi olmadığı halde ilaçları bu tip sonuçlardan sorumluymuş gibi gösterebilir.
Yine de bazı idrar söktürücü ve beta blokör grubu ilaçların bu tip etkileri olabilir. Doktorun hastaya göre uygun olan tedavi değişikliği yapması durumunda bu olumsuz etkiler kaybolabilir. Ancak hasta sadece optimal cinsel aktivite amacıyla doktoruna danışmadan hiçbir ilacını kesmemelidir.
“Erektil disfonksiyon” denen sertleşme sorunu için son senelerde kullanımı artan ilaçlar stabil kalp hastalarının çoğunda kullanılabilir. Ancak hastanın kalp hastalığıyla yakınmaları şiddetliyse, aldığı ilaçların içinde uzun etkili bir damar gevşetici olan nitratlar bulunuyorsa bu ilaçlar kullanılmamalıdır. Aort kapağında darlığı olanlarla kalbin çıkış yolunda darlık olan “hipertrofik kardiyomyopati” denen kas hastalığında bu tip ilaçların güvenilirliği şüphelidir.
Menapoz sonrası kadınlarda sistemik olarak estrojen-progesteren kombinasyonlarının, kalp damar sağlığı için olumsuz etkileri olabilir. Ancak lokal kullanımda bu etkiler minimaldir. Herhangi bir nedenle içeriği ve aktif madde miktarı bilinmeyen bitkisel destek tabletleri alınmamalıdır. Gerek bunların, gerekse yukarıdaki ilaçların kullanımından önce hasta, mutlaka doktoruyla bilgi alışverişi yapmalıdır.
Bazen hiçbir organik sebep olmadan hastalarda cinsel isteksizlik olabilir. Kalp krizi geçiren hastaların neredeyse üçte birinde ortaya çıkan depresyon buna sebep olabilir. Çoğu hastada zaman buna en iyi ilaçtır. Birkaç ay içinde hastanın genel ruh halinde düzelmeye bağlı olarak bu isteksizlik ortadan kalkabilir. Aksi bir durumda psikolojik destek ya da ilaç tedavisi gündeme gelebilir. Depresyon ortadan kalktığı halde bu durum devam ediyorsa ilaç tedavisinin ayarlanması için doktorla görüşülebilir.
Tedaviye uyum ve doktorla yakın bilgi alışverişi durumunda kalp hastalarının çok büyük oranı, düzenli ve sağlıklı bir cinsel hayata sahip olabilir. Sadece ilaçlar değil egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi hayat tarzı değişikliklerinin de olumlu katkısı olduğu unutulmamalıdır. Hastanın güvenliği için kendi klinik durumuna uygun yaklaşım oluşturulmalı ve her aşamada doktorundan destek almalıdır.
Az sayıda hasta için cinsel aktivite gerçekten bir tehdit olabilir. Aşağıda yazılı durumlardan herhangi birine dahilseniz, belli bir süre cinsel aktiviteden uzak durmanız gerekebilir:
Tüm bu durumlar hastanın riskini arttırmakla beraber ‘cinsel hayatının sonu’ demek değildir. Uygun tedavi ve takip sonrası hasta yeniden cinsel aktiviteye girebilecek kadar sağlıklı olabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?