Kalp kasının kasılması için elektrik uyarı gereklidir. Kalbin sağ kulakcığında düzenli aralıklarla elektrik uyarı çıkaran hücreler vardır. Bahsedilen elektrik uyarının kalbin her tarafına yayılması gerekir. Elektriğin kalp içinde yayılırken izlediği peş peşe dizilmiş hücrelerden oluşan elektrik kablosu gibi hatlar vardır. Kalp kası da bu elektrik iletiye cevap verir. Bahsi geçen bu yapılardaki anormallikler kalp ritminin bozulması ile sonuçlanır.
Ritim bozukluğu bazen kalbin hızlanması (taşikardi); bazen teklemesi (erken atım); bazen de yavaşlaması (bradikardi) şeklinde ortaya çıkar.
En sık belirti çarpıntı hissidir. Hastalar bu hissi anlatmak için ‘Kalbim kuş kanadı gibi çırpıyor’, ‘Göğsümden fırlayacak gibi oluyor’, ‘Kalp atışlarım dışarıdan görülüyor’, ‘Kalbim ağzımdan çıkacak gibi oluyor’ şeklinde ifadeler kullanır. Çarpıntı genelde aniden başlar ve bazen saniyeler, bazen dakikalar, bazen de saatler sürüp birden sonlanır. Diğer bir bulgu baş dönmesi ve bayılma olabilir. Ritim bozukluğuna bağlı bayılmalar genelde hayati önemi olan ritim bozukluğu türlerini işaret eder.
Ritim bozukluğu her yaş grubunda görülebilir. İleri yaşlarda ritim bozuklukları daha sıktır ve diğer kalp hastalıklarıyla ilişkilidir. Tüm yaş grupları hesaba katıldığında toplumun yüzde 2’sinde; 80 yaş üzeri nüfusun ise yüzde 10’unda atriyal fibrilasyon (kalbin kulakçıklarından kaynaklanan ritm bozukluğu) olduğu biliniyor. Bu oranlar kalp ritim bozukluklarının toplum sağlığı için nedenli önemli olduğu ortaya koyuyor.
Kalp ritim bozukluğunun tanısında en önemli yöntem EKG dediğimiz kalbin elektiriğinin kayıt edilmesidir. Bununla beraber EKG’nin tanı koydurucu olması için ritim bozukluğu olduğu anın kayıt edilmesi gerekir. Örneğin çarpıntı atağı başlayan hasta, çarpıntı devam ederken en yakın sağlık kuruluşuna gidip EKG çektirirse ritim bozukluğunun türü de bu şekilde belirlenmiş olur. Bununla beraber bazı ritim bozuklukları kısa sürelidir; bu şekilde kayıt ettirebilme imkanı yoktur. Bu gibi durumlarda hastaların yanında taşıyabildiği, cep telefonu büyüklüğünde kayıt ediciler vardır. Amaç ritim bozukluğu olduğu anda hastanın kendi ritmini kendisinin kayıt edebilmesi imkanını sağlamaktır.
Nadir görülen ritim bozukluklarını kayıt etmek için ise cilt altına operasyonla yerleştirilen kayıt ediciler vardır. Böylece 3 yıl boyunca sürekli kalp ritmi kayıt edilebilir. Bu yöntemlerle ritim bozukluğu ortaya konamadığında elektrofizyolojik çalışma denen girişimsel yöntem kullanılabilir. Bazı durumlarda ise ekokardiyografi, kardiyak MR, koroner angiografi gibi tanısal yöntemler gereklidir. Ayrıca vazovagal senkop adı verilen bir bayılma sebebini ortaya koymak için özel bir test uygulanır. Bu hastalıkta refleks olarak kalp ritmi yavaşlaması; hatta geçici durma görülebilir. Epilepsi ile karışabilen ve nöroloji kliniklerinde tanı konması için çabalanan birçok hastada bu basit yöntemle ayırt edici tanı yapılabilmektedir.
Ritim bozukluğu yaşayan hastalar için diyet önemlidir. Bazı maddeler kalbin elektrik sistemi için uyarıcı özellik taşır. Bunlar ritim bozukluklarının tetiklenmesine neden olabilir. Çay, kahve, sigara etkileri bu etkenler arasında sayılabilir. Ayrıca birçok ilaç da ritim bozukluğuna yol açabilir. Bazen kalp ilaçları, tansiyon ilaçları kalbin yavaşlamasına, yani bradikardiye yol açabilir. Örneğin göz tansiyonu için kullanılan ilaçlarda kalp hızını yavaşlatıcı etkisi olan maddeler bulunabilir. Bazen bir ritim bozukluğunu tedavi etmek için verilen bir ilaç başka ritim bozukluğuna yol açabilir. Genel kalp sağlığını koruyucu önlemler ritim bozukluklarından korunmak için de geçerlidir. Stres yönetimi, ideal kilo, düzenli egzersiz, hayvansal ve transyağlardan sakınan bir diyet, tuz alımının azaltılması, sigara içilmemesi, alkol alımının azaltılması veya hiç alınmaması bu önlemlerin en önemlileridir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?