Kalp hastalıklarının belirtileri ve nedenleri hakkında bilgi veren Kalp ve Damar Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Zeynep Tartan, en önemli sağlık sorunlarından birisi olan kalp hastalıkları hakkında kapsamlı bilgiler verdi. Kalp hastalıkları hem erkekler hem de kadınlar için çok önemli bir sağlık riski oluşturuyor. Her 3 kadından 1’i kalp hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor, bu oranın meme kanserinden ölüm oranının 10 katıdır. Kalp ve damar hastalıkları riski kadınlarda özellikle menopozdan sonra artmaktadır. Menopozla birlikte, hipertansiyon, kan yağlarının yükselmesi, diyabet, kilo artışı gibi risk faktörlerinin oluşumunun artması, kalp hastalığının oluşumunu da hızlandırmaktadır.
İçindekiler
Kalp hastalıkları, her kesin yaşayabileceği toplumsal bir sağlık sorunudur ve en önemli ölüm nedenidir. Birçok türü vardır, en yaygın nedeni, kalbe kendisi kan sağlayan kan damarları olan koroner arterlerin daralması veya tıkanmasıdır. Buna koroner arter hastalığı denir ve zamanla yavaş yavaş olur; kalp krizi geçirmenin başlıca nedenidir. Kalpteki valfler için başka türlü kalp problemleri olabilir veya kalp iyi pompalanamaz ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Kalp ağrısı, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı ve halsizlik en önemli belirtileridir.
Koroner arter hastalığı nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Kalp, 24 saat durmadan çalışan ve normal bir adaleden daha fazla oksijene ihtiyaç duyan bir organdır. Damarlardan biri tıkanırsa ve yeteri kadar oksijen kalbe gitmezse kalp krizi oluşur. Kalp krizi yürürken kalp ağrıları ile başlayabilir ve sonrasında istirahat ederken de kendisini gösterebilir. Ağrısız kalp hastaları da (sessiz kalp hastalığı) önemlidir. Ağrısı olmayan hasta şansızdır. İlk ağrı ile kalp krizi, yaşamı yitirecek kadar ağır olabilir.
Kalp krizi belirtileri nelerdir? Kriz anında acil müdahale yöntemleri
Şiddetli göğüs ağrısı, yoğun bir halsizlik, düzensiz kalp çarpıntısı, nefes darlığı, Sıkıntı hissi, Mide bulantısı ve kusma, Baş dönmesi, sersemleme veya bayılma gibi şikayetleriniz varsa zaman kaybetmeden bir hastane başvurmalısınız. Yine göğüs, boyun, kol, sol bilek ya da parmakta ağrı, baskı hissi, uyuşukluk ve karıncalanma varsa hemen doktora gidilmelidir. Özetle bu bölgelerde daha önce olmayan herhangi bir his dikkate alınmalıdır.
Kalp ve damar hastalıklarının en az %80 oranında sigara, hipertansiyon, yüksek kan yağları, ailede kalp hastalığına yatkınlık, şişmanlık, hareketsiz yaşantı, diyabet gibi klasik risk faktörlerine bağlı olarak geliştiği bilinmektedir. Bu nedenle bu risk faktörlerinin azaltılması durumunda, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler %80-90 oranında azaltılabileceği bilinmektedir. Kadın ve kalp hastalığı ilişkisini anlamak için bu risk faktörlerinin, kadın cinsiyette nasıl bulunduğuna bakmak aydınlatıcı olur.
Sigara: Kadınların çalışma hayatında daha fazla aktif rol almalarıyla birlikte sigara tüketimi de artmıştır. Sigara önlenebilmesi mümkün olan, en önemli kalp ve damar hastalığı risk faktörüdür. Öyle ki günde 1-4 adet sigara içen kadınla, hiç içmeyen kadın karşılaştırıldığında içenlerde risk 2 kat daha fazla artmaktadır. Kadınlar sigarayı bırakmada erkeklere oranla, kilo alma kaygısıyla daha fazla zorlanmaktadır.
Aritmi (kalp ritim bozukluğu) neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Hipertansiyon: Yurt dışındaki araştırmalar hipertansiyonun erkekte, kadından daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak ülkemizde hemen her yaş grubunda kadında hipertansiyon erkekten daha sık olarak gelişmektedir. Bunun en önemli sebebi Türkiye’de kadınlarda şişmanlık ve bunun sonucu metabolik sendrom, diyabet, insülin direnci gibi hastalıkların daha fazla görülmesidir. Bu hastalıkların hepsi hipertansiyon oluşumunda ve kan yağlarının bozulmasında önemli rol oynamaktadır.
Özellikle hareketsiz yaşantı ve egzersiz alışkanlığının olmaması kilo artışı ve hipertansiyon oluşumu için en önemli sebeplerdir. Kadınlara özel gebelikte başlayan hipertansiyon da ayrı bir önem taşımaktadır. Gebelikte başlayan hipertansiyon öyküsü olan kadınların, olmayanlara göre kalp ve damar hastası olma riski daha yüksektir. Bu nedenle gebelikte tansiyonu yüksek seyreden kadınların, doğum sonrası daha sıkı izlem altında tutulması önerilir.
Kan yağlarının yükselmesi: Orta yaşlı sağlıklı bir kadında kolesterolün 200 mg/dl’nin üzerinde olması, iyi huylu kolesterol olan HDL’nin 50 mg/dl’nin altında olması, kalp ve damar hastalık riskini arttırır. HDL kolesterolü östrojen hormonu nedeniyle kadında erkekten daha yüksek oranda bulunur ve bu sebeple daha koruyucudur. Ancak kilo artışı ve hareketsiz yaşantı, sigara tüketiminin artması HDL kolesterolünün başlıca düşmanıdır. Damar tıkanıklığından sorumlu olan kötü huylu LDL kolesterolünü düşük düzeyde tutabilmek için, sadece yeme içme konusunda dikkatli olmak yeterli olamamaktadır.
LDL kolesterolünü düşük tutabilmek için düzenli fizik aktivitenin de olması gerekir. Haftada en az 3 gün ortalama 1 saat kadar tempolu yürüyüş gereklidir. Araştırmalar kalp hastalıklarından korunma için riskli olan kadınlarda LDL kolesterol düzeyinin 130 mg/dl’nin altında olmasını önermektedir.
Obezite ve hareketsiz yaşantı: Ülkemizde yapılan önemli bir araştırma olan TEKHARF çalışması sonuçlarına göre 40 yaş üstü kadınların %46.6’sı obez kapsamına girmektedir. Aynı grup kadınların 2/3’ü ya çok az ya da az fiziksel aktivite yapmaktadır. Fazla kilolu olmak diyabet riskini 3 kat arttırmaktadır ve diyabet sıklığı ülkemizde kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Diyabet erkelerde kalp ve damar hastalığı riskini 2-3 kat artırırken, kadında 3-7 kat arttırmaktadır.
Hamilelik sırasında açlık kan şekeri 121 mg/dl ve üzerinde seyreden kadınlarda doğum sonrası diyabet gelişme riski 21 kat artmaktadır. Bu nedenle doğum sonrası alınan kiloların diyet ve egzersizle 6-12 ay içinde geri verilmesi çok önemlidir.
Kan şekeri nedir? Nasıl ölçülür? Yüksekliği ve düşüklüğü neden olur?
Kalp ve damar hastalıkları çok yavaş ve sinsi ilerleyen bir hastalık olup bu nedenle hastalığı önleme de en önemli yöntemin risk faktörlerinin kontrolü olduğu unutulmamalıdır.
Göz kararması, baş dönmesi, ani bir halsizlik ve ter boşalması gibi durumlar tansiyon düşüklüğünde olabilir. Tansiyon düşmesine bağlı yakınmalar olduğunda hemen oturur ve mümkünse yatar pozisyonda ayaklarınızı baş seviyenizden yukarı kaldırın. Kendinizi iyi hissedene kadar ayağa kalkmaya çalışmayın.
Eğer tansiyon ilacı kullanıyorsanız bu durumdan doktorunuzu haberdar edin ve ilaçlarınızı gözden geçirin. Bol miktarda sıvı almaya özen gösterin. Çok fazla tuz kaybınız olmuşsa tuz alımınızı arttırın. Kendinizi iyi hissettiğinizde hemen ayağa kalkmayın. Önce biraz oturun sonra destek alarak ayağa kalkın.
Tansiyon yükselmesi durumunda önce panik olmayın. Heyecan ve sinirlilik tansiyon düşüşünü engeller. Gerilimli bir ortamdaysanız sakin ve temiz hava alabileceğiniz gevşeyebileceğiniz bir yere geçin ve sakin sakin nefes alın. Tansiyon düşürmek için kullanılan dilaltı hapını dil altına koyun ve 30 dakika sonra tekrar tansiyonunuzu ölçün.
Tansiyon ilaçlarınızı düzenli kullanın, o günkü dozunu almadıysanız hemen alın ve tansiyonunuzu takip edin. Tuzu ve tuzdan zengin gıdaları çok az tüketin. Ağrı kesiciler tansiyon artışına sebep olabileceğinden doktorunuza danışarak alın.
Kalbin pompalama gücü azaldığında; yani kalp yetmezliği oluştuğunda, hastanın ilk yakınmaları, yorgunluk, bitkinlik olabilir. Tüm organ ve dokuların olduğu gibi, iskelet kaslarının da kana gereksinimleri vardır. Kalbin pompalama gücü azaldığında, vücut kanı öncelikli olarak beyin, böbrek ve kalbe gönderdiğinden, iskelet kaslarına gelen kan miktarı azalır. Dolayısıyla, kişi kendini yorgun hisseder. Kalp yetmezliği tedavisi olan bir hasta, yorgunluktan yakınmaya başladığında, kalp yetmezliğinin kötüye gittiği düşünülmelidir.
Kendisini yorgun hissettiğini ve gittiği doktorların herhangi bir neden bulamadığını söyleyen hastaların bir kez de kardiyolojik muayeneden geçmeleri önemlidir. Yorgunluk bazı kalp hastalıklarının ilk bulgusu olabilir. Kişinin, yürümek, merdiven çıkmak gibi günlük aktivitelerini yapmakta zorlanmasıyla ilgili yakınması, akla ilk olarak kalp hastalığını getirmemelidir. Ancak kansızlık, tiroid ya da çeşitli kas ve nörolojik hastalıklar bulunmadığında kalp hastalıklarının da yorgunluk nedeni olabileceği unutulmamalıdır.
Sebebi bulunamayan yorgunluğun kalp krizinin erken bulgularından olabileceğini söyleyenler vardır. Bir kişide hiçbir neden yokken, yorgunluk, uyku bozukluğu, aşırı sinirlilik, nefes almada zorluk ortaya çıkarsa, bunun bir kalp krizi habercisi olma ihtimali vardır. Önceleri bu bulguları “infarktüs öncesi sendromu” (preinfarktüs sendromu) olarak isimlendirenler olmuşsa da, bugün için klasik bilgi olarak kabul edilmemektedir.
Nabız nedir, nasıl ölçülür? Normal hızı kaçtır? Nasıl düşürülür?
Ancak kalp krizi geçiren kişilere sorulduğunda pek çoğu kriz öncesinde böyle bir dönem geçirdiğini söylemektedirler.
Özellikle ; yorgunluğa eşlik eden;
Koroner arter hastalığı ile ilgili olması kuvvetle muhtemeldir.
Kalp yetmezliği ile ilgili olabileceği düşünülmelidir. Bu hastalar vakit geçirmeden kardiyoloji uzmanına başvurmalıdırlar.
Yorgunluk belirtisi verip, kalp hastalığıyla karıştırılan hastalıkların başında tiroid hastalıkları ve MS gibi, miyopatiler gibi nörolojik hastalıklar gelmektedir. Yorgunluğun sebebi basit bir biçimde kansızlığa bağlanıp, daha sonra kalp hastalığı olduğu anlaşılan hastalar da vardır.
Ateroskleroz (damar sertliği) nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Yorgunluk belirtisiyle doktora kadınlar mı, yoksa erkekler mi daha çok başvurur?
Genelde bu belirtiyle kadınların daha sık başvurduğunu söyleyebiliriz.
Yorgunluk belirtisini önemsemeyip doktora başvurmayan, bu sebeple erken tanı ve dolayısıyla tedavi şansını yitiren kalp hastaları vardır. Kalp krizi geçiren hastaların pek çoğu, geriye doğru düşündüğünde, başta yorgunluk olmak üzere, nefes alamama, uyku bozukluğu, aşırı sinirlilik gibi pek çok yakınması olduğunu hatırlamaktadır.
Bu yakınmalarla kendisine müracat eden hastada bunların kalp krizi habercisi olduğunu düşünüp hastasını kardiyolojiye yönlendiren hekim, hastasını kalp krizi gibi son derece ölümcül bir hastalıktan korumuş olur.
20 ila 30 yaş kalp sağlığı bakımından yıpranma katsayısının en fazla olduğu dönemdir. Üniversiteye gelene kadar süper zorlamalı sınavlar, üniversiteye başlayınca aileden ilk kez ayrılma, ilk aşk, evlilik, çocuk sahibi olmak kalbi yormaktadır. Doğduğumuzda kalbimiz sıfır yaşındadır. 20 yaşına geldiğimize ise kalp 20 yaşından daha fazla olduğu kesindir. Önemli olan kalp yaşı ile normal yaşı dengeli götürmektir.
Taşikardi nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Bu dönem en çok sigaraya başlandığı dönemdir. Türkiye’de 15-27 yaşa arasında her gün sigara içme oranı %22, her üç üniversite öğrencisinden birisi (%33) sigara içiyor. 30 yaşına kadar kötü kullanılmış bir kalp erken kalp krizini hazırlar.
Ağrı, vücudu koruyan bir mekanizmadır. Ağrı mekanizması bozuk olan hastalar, diyabetliler, KOAH hastaları ve şişmanlardır. Yaklaşık % 20 hastamız bu gruba girmektedir. Ayrıca kadınların arıya tahammüllerinin yüksek olması nedeni ile erkelere nazaran sesiz kalp hastalığı daha çok görülmektedir.
Kalp kontrolleri anne karnında başlamalıdır. 3. ayını bitirdikten sonra ultrason ile bebeklerin kalp odacıklarına bakılıp, sağlıklı olduğu teşhis edilmelidir. Doğumdan sonra beş yaş içinde ECHO yapılmalı, daha sonra 20 yaşına kadar hiç olmazsa birkaç kez kan şekeri, kan yağları, tansiyon kontrolü yapılmalıdır.
Ailesinde erken kalp hastalığı, kendisinde veya ailesinde diyabet, yüksek tansiyon ve aşırı kilolu olanlar yüksek risk grubundadır. Risk grubundakiler 30, risk grubunda olmayanlar ise 40 yaşında sonra her yıl kan testleri, tansiyon kontrolü ve efor testi yaptırmalıdır. Özellikle 40 yaş sonrası yüksek riskli işlerde çalışan, adrenalini yüksek üst düzey yöneticiler için gelecek için bilgisayarlı koroner anjiyografi yaptırmalarını öneriyorum.
Bu mükemmel teknoloji sayesinde gelecek 10 yıl içinde kalp ve damar hastalıklarının durumu hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Günümüzde gençlerin yaşlarını ve mesleki birikimlerini aşan işlerde çalışmaya başlaması, yaşları itibari ile alamayacağı sorumlulukları almaları, kendilerini ispat edebilmek için kendilerini tüketmeleri koroner kalp hastalıkları riskini artırmaktadır.
Ekokardiyografi nedir? Neden ve nasıl yapılır? EKO testi ne işe yarar?
Vücudumuzda kendi ürettiğimiz iki hormon var: adrenalin ve endorfin. Adrenalin, bizi ayakta tutan hormondur. Tansiyonumuzu ve nabzımı yükseltir. Ama çarpıntı, spazm ve yüksek tansiyon yapar. Endorfin ise damarları genişletir. Her ikisi de mutluluk verir ve alışkanlık yapar. İyi bir müzik dinlerken, iyi bir kitap okurken, sakin bir yürüyüşten sonra kan endorfin seviyemiz yükselir. Endorfin ne kadar yüksek, adrenalin ne kadar düşük olursa kalp sağlığı o kadar iyi olur. Kalp sağlığının gerçek formülü adrenalini azaltıp, endorfini artırmaktan geçiyor.
Çocuklarda kalpten gerçekleşen ölümler kalp krizi değildir. Kalp krizi olabilmesi için kalbi besleyen damarların içinde bir pıhtı oluşup, damarları tıkaması gerekmektedir. Çocuklardaki olaylar genellikle doğumsal olayların getirdiği nedenlerdir. Bu bir kapak darlığı (çoğunlukla aort kapak), doğumsal ritim bozukluğu ve kalbin iki duvarı arası kalınlaşması olabilir. Çoğunlukla çocuklardaki ölümler doğumsal anomalilere bağlı ritim bozukluğu ile olmaktadır. Yeni doğan bebeklerde emme zorlukları, emerken morarma gibi sorunlar yaşanırsa bu doğumsal bir kalp anomalisinin habercisidir.
Kalp krizi ve damar hastalıkları kışın artmaktadır. Soğuk, bir spazm faktörüdür. Soğuk direkt göğüsten ya da nefes yoluyla ağızdan alınınca spazma neden olur. Özellikle soğuk havalarda dışarı çıkarken sıkı giyinilmeli ve mutlaka atkı takılmalıdır. Kış aylarında kullanımı artan kimi grip ilaçları ritim bozukluğuna neden olmaktadır. Yazın da aşırı sıcaklar oluşan su kaybı kalp sağlığını tehdit eder.
Terleme ile kaybedilen elektrolitler ritim bozukluğuna, kaybedilen su nedeni ile kanın koyulaşarak akışkanlığının azalması da koroner damar içinde mevcut masum bir darlığın tıkanıklık yapmasına neden olabilir. Yazın içilmesi gereken su miktarı; idrar rengi açık olacak miktarda olmalıdır. Bu da yaz ayları için 2,5-3 litre demektir.
Kalp sağlığı için en iyi spor hızlı yürümedir. Bünyeyi fazla yormayacak şekilde spor yapılmalıdır. Eğer vücut alışkınsa günde 45 dakika yürümek idealdir. Ancak ilk defa spor yapılacaksa çok yüklenmemek ve vücudu yormamak gerekmektedir. Kalp sağlığı için ikinci önemli spor dalı da yüzmedir. Yapılacak olan spor sırasında nabzın yüzün altında olmaması ama yüz yirminin de üzerine çıkarılması gerek yoktur. Kalp hastalıklarından korunmanın ilk adımı sigaradan uzak durmak olmalıdır. Sonrasında ise kilo, tansiyon ve şeker kontrol altında tutulmalıdır. Hayatınızdan şeker ve karbonhidratları çıkarınız. Sigara ile hiç tanışmayınız. Bknz: >>>
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?