Çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bakır da Hürriyet.com.tr’den Buse Özel’e açıklama yaparak şunları söyledi: Bu aslında beklenen bir şeydi. Aşı başlanırken tek doz başlayalım dedik ama zaman içerisinde buna ihtiyaç duyulabileceğini ön görüyorduk. Su çiçeği ve kızamık gibi hastalıklarda tek doz aşı yüzde 85-90 koruma sağlar. Geri kalan yüzde 10 ilerleyen yaşlarda hastalanabilir.
Su çiçeği ve kızamık gibi hastalıklar çocuklarda hafif seyirlidir ancak yetişkinlerde ağır seyreder. Bu yüzden çocukluk çağında aşılama çok önemlidir. İlki 1 yaşında yapılır, ikinci doz da 4-6 yaş arasında yapılmalıdır ve aşı takvimine koyulmalıdır.
Prof. Dr. Kurugöl, Türkiye’de 2013’ten bu yana, daha önce zorunlu olmayan su çiçeği aşısı uygulandığını, aşının 1 yaşındaki çocuklara tek doz olarak yapıldığını söyledi.
Ancak yapılan çalışmalarda tek doz aşının yetersiz kaldığının ’su çiçeği salgını’ ile ortaya konulduğunu belirten Prof. Dr. Kurugöl şöyle konuştu: “Su çiçeği bildirimi zorunlu hastalık değil. Onun için rakamlar ortaya konulmuyor. Ancak İzmir’de en azından 5 kreşte salgın var. Çocuk acil servisimize her gece aşılı olmasına karşın 5 su çiçeği vakası geliyor. Su çiçeği salgını var, vaka sayısına yüzlerce demek az olur. İçlerinde çok ağır vakalar olabiliyor, bunlar bir doz aşılı çocuklar. Anne babalar da aşı yaptırdık su çiçeği oldu, diyor. Aşıya karşı güvensizlik oluyor. Oysa aşıyla ya da aşının taşınmasıyla ilgili sorun yok. Sorun doz sorunu.
Aşı bir doz yapıldığında su çiçeğine karşı yüzde 80-85 korur. Aşı yapılan her 5 çocuktan birinde su çiçeği görülür. Bunların bir kısmında ağır vaka hatta ölümler olabilir. İkinci doz yapıldığı taktirde su çiçeği geçirme olasılığı yüzde 5’in altına düşer, ağır su çiçeği vakası hemen hemen hiç görülmez. Sağlık Bakanlığı 2013’ten beri ulusal aşı şemasına yeni aşı da aşı dozu da eklemedi. Mutlaka çocuklara ikinci doz yapılmalı.
Bu Amerika’yı yeniden keşfetmek değil. Amerika, Almanya başta olmak üzere birçok ülke su çiçeği aşısında ikinci doza geçti. Bizde de geçilmesi gerekiyor. Bu uyarıları gözlemlere dayanarak söylemiyorum. Merkezi Eskişehir olan, içinde İzmir, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Adana, Bursa gibi illerin olduğu Türkiye’nin 29 merkezinde yapılan kısa adı VARICOMP olan bir izlem çalışması var.
Bu çalışma ağından çıkan sonuç bu. Su çiçeği aşısı iki doz uygulanmalı, ilki 1’inci yaşta, ikinci dozu 4-6 yaş arasında yapılmalı. Yani ikinci doz anaokuluna başlarken uygulanmalı. Aksi takdirde su çiçeği salgını devam edecek, ağır vakalar görülmeye devam edilecek tek doz aşının manası olmayacak.”
Prof. Dr. Kurugöl, Türkiye’de boğmaca vakalarında da önemli bir artış olduğunu söyledi. Boğmaca ile ilgili tetkikler yetersiz olduğu için sayılara bakıldığı zaman Türkiye’de boğmaca vakası yokmuş gibi göründüğünü ifade eden Prof. Dr. Kurugöl sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçek öyle değil. Küçük çocuklarda çok görülüyor ve ağır vakalara, ölümlere yol açabiliyor. Bu sadece Türkiye’de olan bir durum değil. ABD’de de boğmaca görülüyor ve ölümlere yol açıyor.
Bu nedenle gelişmiş ülkeler Amerika, Almanya, Fransa gibi ülkelerde küçük bebekleri boğmacadan korumak için KOZA stratejisi diye bir strateji geliştirildi, bebeğin anne, babası ve etrafındakiler aşılanıyor. (Bebeği aşılayamıyorsunuz, çünkü bağışıklık oluşmuyor) Buna rağmen bu bile yeterli olmadı. ABD ve İngiltere gibi ülkeler gebelere hamileliğin 2’nci diliminden (4. ayından) itibaren boğmaca aşısı başlattılar. Ve boğmacayı kontrol altına aldılar. Bizde de bu uygulamaya acilen geçilmeli. Su çiçeğinden sonra ikinci sorun boğmaca.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?