Doktor MK bu görevi üç yıl kadar sürdürdü. Daha sonra Belediyede denetim yapan Sayıştay, kamu kurumlarında işyeri hekimliğinin kurum tabiplerinin asli görevi olduğunu ve bu kişilere ayrıca işyeri hekimliği ücretinin ödenmemesi gerektiğini belirtti. Bunun üzerine Belediye, doktor MK ile yaptığı sözleşmeyi tek taraflı iptal etti ve doktor MK’dan çalışmalarına kanun hükümlerine göre devam etmesini istedi. Bunun üzerine, doktor MK 2005 yılından itibaren ücret karşılığında ifa edilmekte olan işyeri hekimliğinin feshini ve MK’ya ücretsiz olarak işyeri hekimliği yaptırılmasını öngören işlemin idare mahkemesince iptalini istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise uyuşmazlığın, 657 sayılı Kanuna tabi olan doktorun kamu görevinden değil işyeri hekimliği sözleşmesinin feshinden kaynaklandığını, dolayısıyla, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğunu belirterek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
Olayı inceleyen Uyuşmazlık Mahkemesi, her ne kadar doktor ile idare arasında işyeri hekimliğine ilişkin bir sözleşme bulunmakta ise de, hekimin Belediyede doktor olarak görev yaptığını dava konusu işlemin ise “işyeri hekimliği sözleşmesi” hükümlerinin uygulanmasından doğmadığını, uyuşmazlığın, kamu gücüne dayalı, tek yanlı ve yürütülmesi zorunlu nitelikteki işlemden kaynaklandığını belirterek, yargısal denetim görevinin idari yargı yerine ait olduğu sonucuna vardı.
Bu karardan sonra dava İstanbul İdare Mahkemesinde çözüme kavuşturulacak. Dava benzer olaylar için emsal niteliğinde olacak.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?