İntihar eğilimleri olabilen hastalar ve bağımlılar, bazen de kaza ya da ihmal sonucuymuş gibi görünen intihar yolları bulabiliyorlar. Yani, insanlar bazen dolaylı yolları da seçebiliyorlar. Bu durum, etrafımızda intihar eğilimleri olabilen insanları ayırt etmemizi zorlaştırıyor ve bu gibi kişilerin sanıldığından daha yaygın olmaları aslında konunun ne denli önemli olduğunun da bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
İntihar belirtileri nelerdir? İntiharı önleme yöntemleri nedir?
Önemsenmesi gereken konulardan biri de kullanılan dildir. İntiharla ilgili konuşurken “başarısız”, “başarılı”, “dikkat çekme” gibi deyişlerden kaçınılmalıdır. Konunun ciddiyetini bir yana bırakır bu deyişler. Kişiyi aşağılayan ve yargılayan tarzdadırlar. Bu tarz söylemler, konuya dair bu yaklaşımlar olası riski göz ardı ederek, konuyu gerektiği kadar önemseyemememize yol açar.”
İntihar eden erkeklerin yaklaşık %36’sı, kadınların da %53’ü 30 yaşından küçüktür. Bu intiharların çoğunda kişideki psikopatolojiden çok; yaşam sorunları ve krizler göze çarpar. Ancak yine de kişilerde psikiyatrik hastalıklar değerlendirilmelidir. Ruh sağlığı ile ilgili herkesin az çok bilgi sahibi olması gerekir. Kişideki ‘depresif hal’ özellikle önemlidir. Branşları ne olursa olsun, tüm hekimlerin kilo kaybı, kişisel bakımın düşmesi, zayıflama, isteksizlik, uyku bozukluğu, kabızlık gibi bedensel yakınmalarla gelen hastalarında depresyonu bir ihtimal olarak değerlendirmeleri ve intihar riski açısından dikkatli olmaları gerekir.
İntihar girişimlerini daha çok majör depresyonda, iki uçlu duygudurum bozukluğunda (daha çok çökkünlük ve karma epizodlarda), şizofrenide, anoreksiya nevrozada, alkol ve madde kullanım bozukluğunda ve özellikle sınırda kişilik bozukluğunda görülür. Kronik bedensel hastalığı olan kişilerde de intihar riski olabilir. Bazı hastalık gruplarında özellikle dikkatli olunmalıdır. Örneğin, hemodiyalize giren böbrek yetmezliği, AIDS, süreğen ağrılı hastalıkları olan kişiler gibi… Hem hekimleri hem de yakın çevresindekiler bu kişilerde intihar riskini göz ardı etmemelidir.
İntiharı daha önceden kestirmek kolay değildir. Bu konuyu iyi tartabilmek için kişinin hem psikiyatrik açıdan değerlendirilmesi hem bedensel durumu, hem sosyal desteğinin varlığı-yokluğu; iş hayatı, aile ilişkileri, hem de kişilik özellikleri gibi birçok konuya hakim olmak gerekir. Aile içinde, ilişkiler ne kadar samimi ve içten ise koruyucu önlemler almak da o kadar kolay olur. Bunun için:
Bunun gibi birçok soru ile ilişkilerinizi ölçmeye çalışıp hayatta karşısına çıkan zorluklar için umut ışığı olabilir; kişinin yalnız ve çaresiz olmadığını hissetmesini sağlayabilirsiniz. Çünkü ilişkiler insanları hayatta tutar, geliştirir, güçlendirir.
Ailenizde ya da çevrenizde kişilerde gördüğünüz çökkünlüğe, normalden farklı olduğunu hissettiğiniz davranışlar; aşırı öfke, umutsuzluk, içe kapanıklık gibi herhangi bir duruma karşı dikkatli olmakta fayda vardır. Bazen sadece dinlemek, anlatmak ve zor olan durumu paylaşmak bile insanları rahatlatır. Yakınlarınız için endişelendiğinizde ve kendinizi de sıkışmış hissettiğinizde bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?