2011 yılında Türkiye’de kullanılan ilaç miktarı 2010 yılına göre %9.7 oranında artarak 1.7 milyar kutuya ulaştı. İlaç harcamaları ise %2.7 oranında artarak 15.1 milyar TL’yi aştı. IMS Health şirketinin verilerine göre, 2011 yılında satılan 15.1 milyar TL’lik ilacın 7.4 milyar TL’lik kısmı, yerli ilaç firmaları tarafından karşılanırken 7.7 milyar TL’lik kısmı ithal ilaçlara ödendi. Yerli ilaç harcaması 2010 yılına göre %4.1 artarken, ithal ilaç harcaması da %1.3 oranında arttı.
Türkiye ilaç pazarındaki ‘ilaç ruhsatlı’ ürünlerin ecza depolarından serbest eczanelere yapılan satışlarının, aylık ve net olarak ölçülmesini sağlayan IMS Health’e göre 2011 yılında, kutu bazında, en çok kalp rahatsızlıkları için kullanılan kan sulandırıcı ilaç satıldı. Birinciyi yine bir kalp ritm ilacı izlerken, ilk 10 içinde 6 ilacın ağrı kesici grubunda yer aldığı görüldü. İlk 10 içinde birer adet mide ilacı ile antibiyotik yer aldı.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası verilerine göre, tutar ölçeğinde, en çok tüketilen ilaçlar arasında antibiyotikler, pazar payları son 5 yılda %16’dan %12.5’e gerilerken pazardaki liderliklerini korumaya devam ettiler. 2011 yılında kardiyovasküler, sinir sistemi ve onkoloji ilaçlarında da pazar payı kayıpları oldu. Diğer yandan solunum ve antiromatizmal ilaçların ise pazar paylarını artırdıkları görüldü.
Türkiye’de sağlık harcamaları artmaya devam ediyor
Geçtiğimiz aylarda Deloitte Türkiye, tarafından yayınlanan sağlık istatistikleri de benzer veriler sunmuştu. Sağlık ve ilaç harcamalarının Türkiye’deki durumunu diğer ülkelerle karşılaştırmalı olarak incelediği raporunda, Türkiye’de sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranının giderek yükseldiği saptanmıştı. Buna göre kişi başına sağlık harcamalarının 2000 ile 2007 yılları arasında 433 dolardan 767 dolara yükseldi. Buna rağmen Türkiye OECD ülkeleri içinde kişi başına sağlık harcamaları tutarı açısından hala son sıralarda.
Sağlık harcamaları verileri
Türkiye’de toplam sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı 2000 yılında %4,9 iken 2007 yılında %6’ya yükseldi. OECD ülkeleri içinde sağlık harcamalarını artıran diğer ülkeler arasında ise İrlanda, Slovakya ve Kore yer alıyor. Türkiye 2000 – 2007 yılları arasında kişi başı sağlık harcamalarını 433 dolardan 767 dolara çıksa da OECD ülkeleri arasında hala son sırada bulunuyor. Kamunun sağlık harcamaları içindeki payı Türkiye’de 2007 yılında %67,8 olduğu, sosyal güvenlik anlayışının yerleşik ve kuvvetli olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde %85’lere kadar ulaştığı gözleniyor. Sosyal güvenlik kapsamının dar olduğu ABD gibi ülkelerde ise bu oran %45’e kadar düşüyor.
Tedavi ve ilaç harcamaları
2000 yılından 2009 yılına tedavi giderleri 3 kat artarken özel hastanelerden alınan hizmetlerdeki artış dikkat çeki şekilde gerçekleşti. Özel hastane giderleri 2003 – 2009 döneminde 1,2 milyar TL’den, 3,7 milyar TL’ye yükseldi. 2000 – 2009 yılları arasında kamunun ilaç harcamaları 2 kat artarken, bu harcamaların GSYH’deki payı %1’den %1,6’ya çıktı.
Sosyal güvenlik harcamaları
Türkiye’de sosyal güvenliğe yönelik olarak merkezi bütçeden yapılan transfer de arttı. Küresel krizin Türkiye’ye etkileri nedeniyle 2009 yılında transferler 52,6 milyar TL olmuş, 2010 yılında 57,7 milyar TL olması planlanmıştı. 2011 bütçesinde ise 62,4 milyar TL olması öngörülmüştü. Emekli maaşı ödemeleri ve sağlık harcamaları 2000-2009 döneminde 10 kattan daha fazla artarken, prim gelirleri ancak 8 kat arttı.
Sağlık Sigortası kapsamındaki vatandaşların hastanelere ödedikleri muayene katılım payı tutarları 2009 yılında 466 Milyon TL, 2010 yılında ise 1 milyar 377 Milyon TL olarak gerçekleşti. Vatandaşların eczanelere ödedikleri ilaç katkı payı tutarı ise 2009 yılında 441 milyon TL, 2010 yılında ise 353 milyon TL olarak gerçekleşti. Vatandaşın muayene ücretlerine ödedikleri muayene katılım paylarının 2009 yılına göre yaklaşık 3 kat arttı. Sadece muayene katkı payı ve ilaç katkı payı olmak üzere vatandaşın cebinden çıkan para 2010 yılında 1 milyar 730 milyon TL olarak gerçekleşti.
Öte yandan, ilaç giderleri 2009 yılında 13 milyar 161 milyon TL iken 2010 yılında aynı seviyede kalarak 13 milyar 468 milyon TL olarak gerçekleşti. Tedavi giderleri ise 2009 yılında 15 milyar 129 milyon TL iken yaklaşık %20 artış göstererek 18 milyar 150 milyon TL’ye yükseldi. İlaç ve tedavi giderleriyle birlikte devlet, üniversite ve özel hastaneler ile yolluklar ve diğer sağlık hizmetleriyle birlikte, SGK’nın toplam sağlık harcamaları 2009 yılında 28 milyar 863 milyon TL iken 2010 yılında 3 milyar 217 milyon TL’lik bir artış göstererek, 32 milyar 80 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu verilere göre düşünülenin aksine, ilaç harcamalarından çok hastanelere ödenen tedavi giderleri arttı.
Aynı dönemlerde SGK yaptığı denetlemeler sonucunda 2009 yılında bin 245 hastane, 12 bin 578 eczane, 2 bin 873 optik olmak üzere toplam 16 bin 696 kurumu denetledi. Bu denetlemelerin sonucunda pek çok kurumun sözleşmesi fes edilirken, bazılarına uyarı cezaları verildi ve toplamda idari para cezası olarak 28 milyon 359 bin TL tutarında caza kesildi. SGK, 2010 yılında ise başta eczaneler olmak üzere, 2 bin 612 hastane, 4 bin 404 optik ve 22 bin 549 eczaneyi, denetleyerek, idari para cezası olarak, 35 milyon 177 bin 156 TL tahsil etti. 2009-2010 yılları toplamında ise 63 milyon 766 bin 553 TL idari para cezası tahsil edildi.’
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?