Yeterli ve kaliteli uykunun çocukların sağlıklı gelişimi açısından son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Öztura, parasomni tablolarından birisi olan ve uyku terörü olarak da bilinen hastalığın çocukluk çağı uyku bozuklukları arasında önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Bu sorunun çocuklarda uyku kalitesini olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Öztura, genellikle çocukluk döneminde başlayıp erişkinlikten önce sona eren parasomnilerin, uykuya geçiş esnasında ve uyku içinde görülen istenmeyen fiziksel olaylar olduğunu belirtti.
Türk Nöroloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztura, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya sağlıklı ve yeterli uykunun önemi, hayat kalitesi üzerindeki etkileri ve çocukluk çağında yaygın olarak görülen parasomnia (uyku terörü) hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Öztura, “Parasomni dediğimiz tablo, özellikle ilkokul çağı çocuk grubunda çok fazla ortaya çıkıyor. Bu dönemde görülme oranı yüzde 15’lerdeyken, erişkinlik döneminde %4’lere düşüyor. Uykuda ortaya çıkan anormal davranış, hareket, uykuda yürüme, konuşma bu gruba giriyor” dedi.
Prof. Dr. Cenk Ayata: Tekrarlayan kafa travmaları beyinde kalıcı hasara neden olabiliyor
Parasomniada genetik faktörlerin önemli rol oynamakla birlikte birçok tetikleyici faktörün de olduğuna değinen Öztura, ailesinde gece terörü öyküsü olan çocuklarda bu durumun daha sık görülebileceğine işaret etti. Prof. Dr. Öztura, şu bilgileri verdi:
“Parasomnianın nedeni çok net değil, tartışmalı bir konu ama beyin gelişiminden kaynaklanan kısmi uyanma kabul ediliyor yani beyin gece derin uykuda kısmi uyanıyor fakat bilinç, farkındalık kısmı uyanmıyor. Çocuk anlamlı motor bir hareket yapıyor; kalkıyor, yürüyor ya da konuşuyor. Örneğin; çocuk gece uykuda alt kat komşusuna iniyor, kapıyı çalıyor ve komşunun küçük çocuğuyla oynamaya geldiğini söylüyor. Bir uyanma, ritmik bir hareket var ama bu hareketin hedefle, bilinçle bağlantısı yok.”
Gece terörü yaşayan çocuklarda altta yatan başka bir rahatsızlık varsa öncelikle onun tedavi edildiğini belirten Prof. Dr. Öztura, “Böyle bir neden yoksa çocukta uykuyu düzenlemeye, daha stabil bir uyku yapısına kavuşturmaya yöneliyoruz. Ayrıca emniyet tedbirleri de çok önemli. Çocuk uyku sırasında kapıyı açıp gidebilir, camdan düşebilir. Bu gibi olayların önüne geçmek için bebek diyafonu, kapı, pencerelere küçük alarmlar takılması gibi aileyi de rahatlatıcı önlemler alınabilir” dedi.
İnsomnia depresyondan kalbe kadar pek çok soruna yol açabiliyor
Çocuklarda uykunun çok önemli olduğuna vurgu yapan Öztura, yeterli ve kaliteli uykunun çocuğun büyüme, öğrenme, bilişsel ve zihinsel fonksiyonlarının gelişmesi üzerinde çok etkili olduğunu aktardı. Uyku süresinin yaş gruplarına göre değiştiğini dile getiren Prof. Dr. Öztura, “Çocuklar için uykunun kalitesi ve süresi çok önemli. Çünkü uykuda beynin yani vücudun dinlendiği, gelişimin tamamlandığı kabul ediliyor. Bu nedenle uyusun da büyüsün kavramının bir karşılığı var. Çocukların uyku esnasında büyüme hormonunu salgıladığı, gelişiminin arttığı kabul ediliyor ve de gösterilmiş çalışmalar var. Mesela; geniz eti olan ve rahat nefes alamayan, uyku apnesi benzeri tablo olan çocukların ameliyat sonrası kaliteli uyudukları ve matematik zekalarının arttığı gösterilmiştir” bilgisini verdi.
Uykunun zamanlaması ve süresinin kişisel farklılıklar gösterdiğini, genetik yapı dahil ideal uyuma-uyanma saatini belirleyen ve etkileyen birden fazla durumun söz konusu olduğunu anlatan Prof. Dr. Öztura, şunları kaydetti:
“Uykuda normalin ne olduğu tartışmalı bir konu. Alınan uyku kişiyi dinlenmiş, yeterli zihinsel ve bedensel sağlıkta hissettiriyor ve öbür gününü devam ettirebiliyorsa, o uyku iyidir. Kişinin uyku ihtiyacı ne kadarsa, ondan tasarruf etme şansı yoktur. Çünkü nasıl kodlandıysa, uyuma biçimi bile kodlu gelir ve o şekilde uyur ama yine de yapılan çalışmalarda yetişkin insanların %80’inin hafta içi 7,5 saat, hafta sonu 8,5 saat uyuması öneriliyor. Bu süre çocukluk çağına doğru biraz daha arttırılıyor.”
Prof. Dr. Çelebisoy: Geçmeyen baş dönmesi vestibüler migren habercisi olabilir
Prof. Dr. İbrahim Öztura, Türkiye’de insanların önemli bir kesiminin uykuyla ilgili sağlık sorunları yaşadığını, Türk Uyku Tıbbı Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre ara sıra uyuyamıyorum diyen insanların sayısının yüzde 50’lerde, insomnia olup, tedavi amacıyla başvuran insan sayısının ise yüzde 5 civarında olduğunu sözlerine ekledi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?