Dünyada her 2 dakikada bir kadının rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen Türk Dermatoloji Derneği (TDD) Başkanı Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, kadınlarda rahim ağzı kanserinin kadın kanserlerine bağlı ölümlerde 4’üncü sırada yer aldığına dikkati çekerek, HPV aşısıyla dünya genelinde 4 milyon rahim ağzı kanseri vakasının önlendiğini belirtti.
Türk Dermatoloji Derneği çatısında çalışmalarını yürüten Veneroloji Çalışma Grubu tarafından başta rahim ağzı kanserleri olmak üzere birçok kanser türüne yol açan ve cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virüsüne (HPV) dikkati çekmek ve aşılama konusunda farkındalık yaratmak amacıyla “Her Yönüyle HPV” Çalıştayı Ankara’da düzenlendi.
Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, çalıştay kapsamında düzenlenen basın toplantısında, HPV’nin anogenital bölgede yaptığı siğillerin dışında, başta rahim ağzı kanserleri olmak üzere vulva, vajina, penis, anal kanserler ve baş boyun kanserlerine de yol açabilen, cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğu bilgisini verdi.
HPV’nin sinsice yayılıp tüm dünyayı tehdit etmeye devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Çalıkoğlu, “HPV’nin yaklaşık 200’den fazla türü var ve yaklaşık 40’ının da anogenital bölgede hastalık ve kanser yapabildiğini biliyoruz” diye konuştu.
HPV’nin genital siğil ve düşük dereceli hücre çoğalması oluşturanlar “Düşük riskli HPV”, yüksek dereceli hücre çoğalması ve kanser oluşturanlar ise “Yüksek riskli HPV” olarak isimlendirildiğini anlatan Çalıkoğlu, şunları söyledi: “HPV, cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. Erken yaşta başlayan cinsel aktivite ve çok eşlilikle birlikte görülme sıklığı artmaktadır. %95-99 oranında cinsel yolla bulaşan virüs ile bulaşma sonrası yaklaşık ortalama 3 ay içinde %1 kişide görünür enfeksiyon yapmaktadır.
Yüzde 15-20 oranında sadece bazı yöntemlerle virüsün saptanabildiği olgular da vardır. %50-70 oranında klinik bulgu yapmadan uyur pozisyonda kalmaktadır. HPV vücuda alındıktan ve aktif enfeksiyon oluşturduktan sonra %80-90’ı vücudun savunma hücreleri tarafından 12-24 ay içinde temizlenmektedir ancak %10-20 kişide yine uyur durumda hayat boyu kalmaktadır. Uyur pozisyondaki HPV enfeksiyonu sonucu temizlenemeyen virüsler, immün sistemin baskılanması durumlarında aktive olarak hücre çoğalmalarına, 10-15 sonrasında da çeşitli kanserlere yol açabiliyor.”
Rahim ağzı kanseri (serviks) nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi
Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, HPV enfeksiyonunun en çok 17-33 yaş grubunu etkilediğini belirterek “HPV enfeksiyonu riski en yüksek grup, 17-33 yaş grubudur. Dünyada enfeksiyöz bir ajanla oluşan tüm kanserlerin %5’inden sorumludur. HPV ilişkili kanserler arasında serviks kanser %99-100, anal kanser erkekte %85, kadında %88, vajina kanseri %70, vulva kanseri %43, penis kanseri %50 oranında görülebilmektedir.
Dünyada kadınlarda rahim ağzı kanseri; kadın kanserleri sıralamasında ve kadın kanserlerine bağlı ölümlerin 4’üncü sırasındadır. Dünya genelinde 2 dakikada bir kadın, rahim ağzı kanserinden hayatını kaybediyor” dedi.
Türk Dermatoloji Derneği Veneroloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kenan Aydoğan da hastalığın tedavisine ilişkin bilgi verdi. Medikal tedaviler arasında krem veya solüsyon şeklinde uygulanan birçok ilaç bulunduğunu belirten Prof. Dr. Aydoğan, ”Ancak tedavi yanıtları düşüktür. Yani %25-90 oranındadır ve tedavi sonrası ilk 3 ayda %25-75 oranında tekrar etmektedir. Birçok kişinin düşündüğünün aksine prezervatif kullanmak hastalığın bulaşmasını %100 önlemez, çünkü virüs prezervatifle kaplı olmayan bir genital alandan da bulaşabilir. Çok eşlilik HPV bulaşması için en önemli bir risk faktörüdür ve çok eşlilikten kaçınmak korunmada önemli bir etkendir” diye konuştu
“HPV korunmasında bugün için asıl etkili olan HPV aşılamasıdır” ifadesini kullanan Prof. Dr. Aydoğan şunları söyledi: “Bugün HPV aşısı en çok kanser yaptığı bilinen etkenlere karşı antijen içerecek şekilde geliştirilmiş ve ülkemiz de dahil tüm dünyada kullanıma sunulmuştur. Bu aşılar arasında iki valenli aşı (2vHPV) sadece kanser yapan tiplere karşı antijen içermekte iken, 4 valenli (4vHPV) ve 9 valenli (9vHPV) aşılar hem kanser yapan tiplere hem de en çok genital siğil yaptığı bilinen tiplere karşı antijen içermektedir.”
Prof. Dr. Aydoğan, HPV aşılarının HPV virüsü ile karşılaşmadan önce her iki cins için de 9-12 yaş grubunda yapılması gerektiğini vurguladı. Eğer bu yaş grubunda aşı yapılamamışsa, aşının yakalama yaşı olarak kızlarda 13-26, erkeklerde 13-21 yaş arasında yapılabileceği bilgisini veren Prof. Dr. Aydoğan, “Eğer aşı 9-14 yaşta yapılacaksa 2 doz, 15 yaş ve üzerinde yapılacaksa 3 doz uygulama önerilmektedir” dedi.
Ayrıca 4vHPV aşısının %80-94 önlediğini, 9vHPV aşısı ile kanser türüne göre değişmekle birlikte %2 (anal kanserde) – %20 (rahim ağzı kanserinde) oranında ek katkı ile koruyucu etkinin % 96-100’e çıkartılabileceğini belirten Prof. Dr. Kenan Aydoğan, tüm aşıların koruyuculuğunun 5-10 yıl arasında olduğunu söyledi.
Dört valenli HPV aşısının 87 ülkenin ulusal programında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aydoğan, ulusal programında 4vHPV aşısı bulunan ülkelerin 10 yıllık gerçek yaşam verilerini paylaşarak, “Bugüne kadar 4 milyon rahim ağzı kanseri önlenmiştir. HPV 6, 11, 16, 18 enfeksiyonlarında ve kadın, erkeklerde genital siğil oranında %90 azalma sağlamıştır” diye konuştu.
HPV’nin kanser dışındaki etkilerini de değerlendiren Prof. Dr. Aydoğan, HPV’nin maddi olarak iş gücü kaybına, duygusal olarak da depresyon, anksiyete, öz güven eksikliği gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olduğuna işaret ederek, bu konuda mutlaka önlem alınması ve aşılamanın yapılması gerektiğini kaydetti.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?