Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kunter Yüce, HPV aşıları, rahim ağzı kanseri, aşılama dönemleri ve aşılama maliyetleri gibi pek çok konuda Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Bildiğiniz gibi rahim ağzı kanserinden %100 HPV sorumlu ama onun dışında başka kanser türlerine de neden olabilmektedir. Örneği anal kanserlerde özellikle homoseksüel erkeklerde çok yaygın bir nedendir. Günümüzde tonsilde, bademciklerde ve boğazda da kanserler yayılmaya başladı.
Özellikle ABD’de genç adölesan dönemde oral ilişki çok artmış durumda. Bu nedenle genç kızlarda boğaz kanseri oldukça yaygın, daha az olmakla birlikte erkeklerde penis kanseri, yine kadınlarda vajen kanseri, dış genital organlardaki kanserler çok önemli sorunlar haline gelmiş durumdadır.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Ülkemizde istatistiksel çalışmalar yeni yeni toplanmaya başladı. Kanser hakkında aşağı yukarı bir bilgimiz var. Günümüzde Türkiye’de rahim ağzı kanseri yılda 1.400 vaka civarında görülüyor. Nispeten diğer batı ülkelerine göre daha düşük olduğunu söyleyebiliyoruz. Bunun sebebini de izah etmek zor.
Aslında Türkiye çok gelişmiş bir ülke değil. Rahim ağzı kanseri az gelişmiş ülkelerde çok gözüken bir kanserdir. Çünkü seksüel, hijyen bozukluğu, beslenme bozukluğu, sigara içme, çok eşlilik, erken yaşta cinsel ilişki bunlar durumu etkileyen faktörler. Dolayısıyla Türkiye’de rakamın daha çok olmasını bekliyorduk. Türkiye’de rahim ağzı kanseri sıklığı 100 binde 4.2 civarındadır. ABD’de ise 100 binde 6’lar civarındadır.
Prof. Dr. Kunter Yüce: HPV aşıları içerdiği tiplere karşı kesinlikle %100 koruyucu ama rahim ağzı kanseri yapan 15 HPV tipi var. Bunların hepsine karşı bir aşı geliştirmek mümkün değil. Mevcut aşılar en fazla serviks kanseri sebebi olan HPV16 ve HPV 18’e karşı geliştirildi. Bir de çapraz reaksiyon dediğimiz ikinci sık gözüken grup olan 31 ve 45’e karşı da koruyuculuk sağlıyorlar. Bunlar rahim ağzı kanserinin %80’inden sorumludur. Aşılar bu tiplerde %100 koruyucudur. Ama geri kalan %20’ye karşı yüzde 100 koruyuculuk söz konusu değil.
Prof. Bosch: Yeni nesil HPV aşısıyla rutin tarama programlarına gerek kalmayacak
Bu aşılar bütün gelişmiş ülkelerde çocukluk çağı aşılama programları içerisine alındı. 11-12 yaşındaki tüm kız çocukları aşılanıyor. Öte yandan Avustralya, İngiltere ve ABD’nin bazı eyaletlerde erkek çocuklar da artık rutin olarak aşılanıyor. Dünyadaki bilimsel toplantılarda artık HPV kanser yapar mı, gerekli mi, gibi tartışmalar çoktan bitti.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Türkiye’de HPV aşılarının kullanımıyla ilgili çok önemli sorunlarımız var. Birincisi toplumda yeteri kadar farkındalık yaratamadık. Bunda medyanın da çok büyük kabahati olduğunu düşünüyorum. Çünkü medya sansasyon peşinde koşuyor. ‘Kadın aşı olmuş aşıdan ölmüş’ gibi haberler çıkabiliyor. Oysa sonra ortaya çıkıyor ki aşı olan kadın aşıdan 8 ay sonra fazla doz eroin yaptığı için ölmüş. Bunların aşıyla hiçbir ilgisi yok.
İkincisi, biz ailelerle de konuştuğumuz zaman kızlarınıza aşı yaptırın diyoruz. Herkes diyor ki, benim kızım böyle işler yapmaz. Bu kişilere ‘Sen evleneceği adamın ne yaptığını biliyor musun?’ diyoruz. Bir başka nokta, Türkiye’de cinsel ilişki yaşı çok ileri deniliyor. Oysa cinsel ilişki yaşı hızla düşüyor. Üniversite kızlarda 16-17 yaşlarına kadar indi. İkincisi, Türkiye’de erken yaşta çocukluk çağında evlenmeler var. Bunlar cinsel ilişkiden sayılmıyor mu?
Prof. Dr. Kunter Yüce: HPV aşılarının rutin aşı takvimine alınması konusunun üzerinde dernek olarak çok duruyoruz. Sağlık Bakanlığı ile Kanserle Savaş Dairesi ile çok yakın ilişki içerisinde anlatıyoruz. Ve bürokratları ikna ettik. Sayın Sağlık Bakanı da çok sıcak bakıyor. ‘Parayı ayırdım, siz karar verin, hemen yapalım’ diyor. Ama Sağlık Bakanlığı Aşı Komitesi’nde buna karşı olanlar var.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Aşı maliyetleri o makul seviyeye indirildi. Aşı firmalarıyla da çok yakın temaslarımız var. Birkaç milyon doz aşı alındığı zaman fiyatlar çok değişebiliyor. Bunları söylemek yasak olduğu için söylemiyorum ama İngiltere’de aşının fiyatını çok iyi biliyorum. Toplu alımlarda aşı fiyatları çok fazla düşüyor. Mesela, Avustralya’da 8 yılda yapılan toplam aşı 4 milyon doz civarındadır. Siz yılda bir anda 2 milyon doz almak istediğinizde çok farklı bir indirim söz konusu olabilir.
Diğer yandan smear testi ile taramanın devlete maliyeti en az 55 lira. Üstelik testi herkese yapma şansımız yok. Smear alacak doktorumuz yok, buna bakacak pataloğumuz yok. Sonra geleneksel yapı, bunlar kadınların hasta olmadan muayene olmasını ve smear almasını engelliyorlar. Tarama programlarının etkin olabilmesi için toplumun hiç olmazsa % 90’ını kapsaması lazım. Yani, kadınların %90’ı her yıl smear aldırdığı zaman hastalığı yenersiniz. Türkiye’de smear tarama oranı şu anda %15. Aşının gündeme gelmesi Türkiye’de rahim ağzı kanserinin engellenmesinde bizce en önemli adımdır. Bu yapılabilirse başarı sağlanacaktır.
Türkiye’de servikal kanser az deniliyor. İşte 1.400 vaka, yılda 600 civarında ölüm. Bir büyük bürokratla konuşmamızda dedik ki, ‘Trafik kazasında bunun 10 katı insan ölüyor, ben size bu parayı vereceğime duble yollar yaparım.’ Ama burada kanser olduktan sonraki maliyeti de hesaba katmak lazım. Bunun ameliyatı, radyoterapisi, iş gücü kaybı gibi maliyetlerini eklediğiniz zaman 1.400 vaka bile aşı programının çok üzerinde bir maliyete neden oluyor. Şu anda batıya göre az gibi görünüyor ama Türkiye’de gerçek rakamları tam bilmiyoruz. 2-3 yıldır Sağlık Bakanlığı’nda düzgün istatistik tutuluyor. Rakam 3 yılda 600’den 1.400 çıkıverdi. Ama bu rakama da güvenmemek lazım. Daha yüksek de olabilir.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Kadını HPV bulaşması yönünden üç dönemde değerlendirebiliriz. Birincisi 15 yaşından önce seksüel aktivite olmadan önceki dönem. İkincisi en fazla bulaşmanın olduğu 15-25 yaşlar. 26’dan sonra da persistan enfeksiyonların çok olduğu yaşlar. İdeal aşılama 11-12 yaş arası grup. 9-10 yaş arası yapılabilir, immünolojik cevaptan emin değiliz. Bir de çok erken aşıyı yaparsanız bugün rapel bilmediğimiz için erken yapılan aşılamada çok erken dönemde rapellere ihtiyaç olabilir.
Bu da maliyeti artırabilir. Daha sonraki yaş grubunda yapılabilir, uygundur ama 27 yaş üzerine 26’dan sonra FDA onayı yok. Avrupa’da bazı yerlerde onay var. Erkeklerde belirli şartlarda yine FDA onayı var. Niye erken dönemde yapıyoruz, bakın HPV 6’ya karşı yapılmış bir çalışma. Adolesan kızlarda immünolojik cevabı görüyorsunuz, 12-13 yaşından sonra genç erişkin kızlarda aşıya karşı immünolojik cevap giderek düşüyor. Onun için aşılamada genç adolasenlara HPV almadan önce ulaşmamız lazım.
Adolesan döneminde HPV enfeksiyonunu alma riski çok yüksek. İkinci bir nokta, 13 yaşından sonraki kızlar biraz ortada kalıyorlar hekim açısından. Bunlar pediatristlerden gidiyor, artık çocuk sayılmıyorlar oraya gitmiyorlar. Kadın sayılmıyorlar, bize gelmiyorlar. O zaman aşılamadaki dürtü işi de düşüyor. Bir diğer önemli nokta, aşılamanın seksüel aktiviteden önce yapılması. Ülkelere göre de seksüel aktivite yaşı çok değişiyor. Bakın şurada Almanya mesela, kızların %35-40’ı 15 yaşından önce cinsel ilişkide bulunuyor.
Bu yaşlardan önce yapmamız lazım. Bizde rakamları söylemek zor ama bir iki çalışma var. Mesela poliklinik hastalarında; ilk seksüel yaş 21 gibi bulunmuş. Kolejli kızlarda erken yaşta cinsel ilişki %18-37 gibi rakamlar var. En son Diyarbakır’da bir sene içerisinde 11-17 yaş arasında toplam 415 çocuk doğum yapmış. Bizde erken yaşta evlenmeler var. Bizim bunları gündeme almamız lazım. Sağlık Bakanlığı’nın yaptırdığı bir anket çalışmasına göre 15 yaşından önce evlenmiş Türkiye’de 8 milyon kadın var. Alın size bir erken yaşta cinsel ilişki. Onun için biz de erken yaşlarda aşılamaya başlamalıyız. İleri yaşlarda her iki firmanın da çalışmaları devam ediyor.
Prof. Dr. Kunter Yüce: Servikal Patolojiler ve Kolposkopi Derneği 2004’de kuruldu. 8 yıllık bir derneğimiz var. Bu süre içerisindeki önemli çalışmalar yürüttük. Amacımız; servikal smear, pap smear gibi tarama testlerini yapabilecek sayıda kadın doğumcu eğitmek. Bir de kolposkopi dediğimiz bir muayene yöntemini yapacak sayıda kadın doğumcu yok. Onun için öncelikle bu konularda eğitilmiş personeli artırmayı amaçlıyoruz. Biz şimdi ebeleri, yardımcı sağlık personelini, hemşireleri, pratisyen hekimleri ve aile hekimlerini eğiterek, servikal smear ve kolposkopi konusunda eğitmeye çalışıyoruz. Bunun için de 8 yıldır Türkiye’nin her şehrinde her ay bir kurs düzenliyoruz.
Bu kurslara kadın doğumcu dışındaki personelin katılımını sağlıyoruz. Onları iki aşamalı bir kurstan geçirdikten sonra büyük üniversite hastanelerinin kolposkopi kliniklerinde pratik bir eğitim verip, Sağlık Bakanlığı’ndan sertifikalı kolposkopist olarak değerlendireceğiz. Bu şekilde taramada daha farklı bir yerlere ulaşacağımıza inanıyoruz.
Derneğimiz, Avrupa Kolposkopi Federasyonu, Dünya Kolposkopi Federasyonu, Avrupa Servikal Kanser Arama Derneği ve Dünya Papilloma Virüs Derneği’nin üyesidir. Oralarda sürekli kurslara, toplantılara katılıyoruz. 2016 yılında Avrupa Kolposkopi ve Servikal Patolojiler Kongresi İstanbul’da yapılacak. Aşağı yukarı 10 bine yakın katılımla yapılacak bir kongre. Barcelona, Madrid, Prag gibi adaylarla yarışarak böyle bir başarı sağladık.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?