Hipertansiyon, kan basıncının olması gereken ideal değerlerin üzerinde olması durumunda gelişir. Teşhis bir kere yapılan tansiyon ölçümüyle konulmamaktadır. Tansiyonu etkileyen birden fazla faktör vardır. Tansiyon bir heyecan ya da panik durumunda anlık olarak da yükselebilir. Bu nedenle doğru tanı ve teşhis için yaklaşık 2 hafta süresince haftada birkaç kere ölçüm yapılmalıdır.
Tansiyon ölçümü mutlaka her iki koldan yapılmalıdır. Kol damarında darlık olan kişilerde tansiyon düşük çıkabilir. İki koldan ölçüm yapılarak iki tarafta da aynı bulunuyorsa tek bir koldan ölçüm yapılmaya devam edilebilir. Eğer fark varsa yüksek olan kol dikkate alınmalıdır. Ölçüm esnasında kişi, 5 dakikalık istirahat süresi boyunca oturur pozisyonda olmalı, kol bir yere dayandırılmalıdır.
Doğru ölçmenin yanı sıra kan basıncının hangi sıklıkta ölçülmesi gerektiğinin bilinmesi de önemlidir. Sık ölçersek hem kendimizi hem de etrafımızdakileri bunaltır, gereksiz strese neden oluruz. Az ölçersek kan basıncımızın kontrol altında olup olmadığından emin olamayız. Kan basıncı ölçme sıklığını belli kurallara bağlamak pratik olmayabilir. Amaç doktora fikir verecek ve hastada gerginlik yaratmayacak sayı ve sıklık olmalıdır. Kan basıncı her hastada farklıdır. Hatta aynı hastada bile zaman zaman değişkenlik gösterebilir. Evde kan basıncı takibinde amaç kan basıncını kontrol altında tutmaktır. Evde hedef kan basıncı büyük tansiyon için 135, küçük tansiyon için 85 mmHg’nın altıdır (Bir sağlık merkezinde yapılan ölçümlerde hedef kan basıncı 140/90 mmHg’nın altıdır). Burada bahsedilen tek ölçümde/her ölçümde 135/85 değildir, çok sayıda ölçümün ortalamasıdır.
Kan basıncı bir kere yüksek ölçüldü diye tedavi değişikliğine, paniklemeye gerek yoktur önemli olan kan basıncının genel seyridir. Kan basıncı ölçme sıklığınız ortalama kan basıncı değerine bağlıdır. Kan basıncınız kontrol altında ise az, tedaviniz düzenleniyorsa sık ölçüm yapmak gerekir. Kan basıncınız kontrol altında olsa bile kan basıncınızı ölçmeyi bırakmamalısınız. Kontrolde olan kan basıncınız yükselmeye başlarsa daha sık kan basıncı ölçmeniz gerekir. Doktora gitmeden önce çok sayıda ölçüm yapmak (1-2 gün bile olsa) yararlı olabilir. Belirtisi olmayan birçok hasta “Benim şikayetim yok” diyerek kan basıncını ölçtürmez. Halbuki tedaviden en çok yarar görecekler erken tanı alanlardır. Bu hastalarda hipertansiyona bağlı hasar oluşmamış veya hafiftir, hasar olmuşsa bile geri döndürülebilir.
Tansiyon ölçümleri tansiyon aleti ile yapılmaktadır. Üst koldan yani omuz ile dirsek arasından ölçülen manuel tansiyon aletleri en doğru sonucu vermektedir. El bileğinden otomatik aletlerle ölçüm yapan cihazlar da kullanılabilir. Evde, el bileğinden ölçüm yapılıyorsa iki defa üst üste ölçüm yapılmalıdır. Anormal bir değer çıkarsa normal bir tansiyon aletiyle tekrar ölçüm yapılmalıdır. Fakat mutlaka bir hekim tarafından normal tansiyon aletiyle ölçülen sonuçlar birbiriyle karşılaştırılmalıdır.
Tansiyon yükselince vücutta önemli belirtiler vermektedir. Baş ağrısı, çabuk yorulma, ensede ağrı, dengesizlik ve çarpıntı en temel belirtiler arasında yer almaktadır. Tansiyonun yükseklik değerleri de çok önemlidir. Büyük tansiyon 14, küçük tansiyon 9’un üzerinde ise mutlaka tedavi edilmelidir. Sınırdaki değerlerde ilk aşamada sadece beslenmenin düzenlenmesi ve egzersiz gibi koruyucu önlemler alınır. 18/10 gibi yüksek değerlere ise mutlaka acil müdahale edilmelidir.
Tansiyonu yükselten en önemli nedenler arasında kalp, damar ve hormon hastalıkları yer almaktadır. Kalp damar hastalıkları tansiyonun görülmesindeki en önemli nedenlerden biridir. Böbreklerin iyi çalışmaması sonucu vücuttan su ve tuzun atılamaması da yüksek tansiyona neden olur. Tiroid bezi gibi bazı hormon hastalıkları damar tonusunun artmasına bağlı olarak tansiyonu yükseltir. Nadir görülen tansiyonu yükselten bazı hormonlar salgılayan iyi huylu tümörler de vardır.
Tansiyon, toplumda en yaygın hafif ve ara ara olan yükselmeler şeklinde görülür. Günümüz hayat şartlarında stres, gerilim, heyecan, endişe ve işin yetişmesi gibi durumlar kronik olarak tansiyona zemin hazırlar. Tansiyon hastası olmayan ama hayat şartları nedeniyle tansiyonu normalin üzerinde giden kişilerde kalp damar sisteminde yıpranma olabilir. Tansiyonu düzenlemenin en etkili yolu egzersizler ve açık havada yapılan yürüyüşlerdir.
Son yıllarda özellikle gençler arasında da ani yükselen tansiyon atakları görülmektedir. Panik atak, endişe, heyecan, gerilimle artan tansiyon değerleri vardır. Bunlara beraberinde çoğunlukla nabız artışı da eşlik eder. Özellikle sınava hazırlanan gençlerin duygu durumlarındaki bu ani değişiklikleri kontrol altına alması önemlidir. Bunun için hayat tarzında birtakım değişiklikler yapmak; düzenli beslenme, kilo kontrolü, egzersizler ve spora teşvik hayati önem taşımaktadır.
Yüksek tansiyon kronik bir hal alırsa tedavi edilmelidir. Tansiyon ilaçlarının bağımlılık yaptığı ya da zararlı olduğunu düşünmek, sürekli ve uzun dönem ilaç kullanmanın getirdiği yan etkilere dayanarak bundan kaçınmak doğru değildir. Günümüzde kullanılan ilaçlar, sadece tansiyona etki etmemekte, kalp-damar sistemini korumakta ve böbreğin bozulmasını da engellemektedir. İlaç tedavisinde, sadece tansiyonun kontrol altına alınması değil, diğer organların da korunması amaçlanmaktadır. Tedaviye uyum çok önemli olmakla birlikte hastaya uygun ilaç seçimi de çok önemlidir. Ayrıca hastanın tam kontrolü sağlandıktan ve tansiyonu düzenlendikten sonra ilaçların bırakılabileceği de unutulmamalıdır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?