Okulların açılması ile birlikte okula uyum sürecinde kimi çocuk kolayca okula uyum sağlarken kimisi de bu ritme alışma çabası içerisinde… Çocuğun okula alışamaması veya uyumda sorun yaşamasının bazı psikiyatrik rahatsızlıklarla da ilgisi bulunmaktadır. Bunlardan biri de dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğudur.
Hiperaktif çocuklar genellikle zeka düzeyleri normal ve üzeri olan, çok hareketli, dikkat süresi kısa, kolay sıkılan, sırasını bekleyemeyen çocuklardır. Hiperaktivite bozukluğunun tipleri olduğu için çocuk her zaman çok hareketli olmayabilir. Sırada oturamama, sınıfta dolaşma, arkadaşıyla konuşma, söz kesme, sırasını bekleyememe, ısrarcılık, dürtülerini kontrolde güçlük, düşünmeden hareket etme, dersi takipte güçlük ve dalmalar sık görülen belirtiler arasında yer almaktadır. Her hareketli ve uyum sağlayamayan çocuk hiperaktif değildir. Çocuğun anksiyetesi yani kaygısı yüksekse, disiplin sorunları varsa, üstün zekalı bir çocuk ise ve kolay algılıyorsa da sınıf içinde benzer davranışlar gösterebilir.
Hiperaktif çocuklar zeki oldukları halde dikkatini sürdürüp dersi takip edemedikleri ve derse yoğunlaşamadıkları için öğrenmeleri de gerektiği ölçüde gerçekleşmez. Bu durumda çocuğun kapasitesi olmasına rağmen bu kapasiteyi kullanamaz ve okul başarısı düşük olur. “Dersi dinlemiyor, yerinde oturmuyor veya dalıp gitmeleri var” şeklinde ilk hafta öğretmenden ailelere şikayetler başlar. Eğer öğretmenler ve veliler bunu yaramazlık ve tembellik olarak düşünüp çocuğu fazla uyarırsa, çocuk kendisini çaresiz hisseder. Bu durumda çocukta; depresyon, alt ıslatma, kekemelik, tırnak yeme, agresif davranışlar veya içe kapanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
İyi gözlemci bir öğretmen, aile ile işbirliği yaparak çocuğun durumu için yardım önermelidir. Ailelerin de bu konudaki bilinci, sorunun büyümeden çözümünü getirir. O nedenle çocuk ne derece, ne sorun yaşıyorsa yaşasın mutlaka bir sebebi vardır ve ona kulak vermek gerekir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?