Hepatit C hastalarının bir kısmının semptom vermeyebildiğini dile getiren Prof. Dr. Örmeci, “Vücudun semptom vermemesi hastalığın kronikleştiğini gösterir. Dolayısıyla hastalığın tespiti için düzenli kontroller gerekiyor. Bazı durumlarda hastalar halsizlik ve baş ağrısı gibi çok majör olmayan belirtilere sahiptir. Türkiye, Hepatit C açısından şanslı bir ülke. Hepatit C’li hasta oranı ortalama olarak %1’in altında. Oysa Hepatit B’de ortalama %5 civarındadır. Hepatit B virüsü alan bir hastanın C virüsüne yatkınlığı gibi bir durum ise söz konusu değildir” dedi.
Hepatit C tedavisinde başarının pek çok faktöre bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Örmeci, “Kronik HCV infeksiyonunda tedavinin amacı virusun eradikasyonu ile siroz ve hepatosellüler kanser gibi komplikasyonların önlenmesidir. Tedavide başarı oranlarını etkileyen faktörlerin başında Hepatit’in genotipi gelir. Hepatit’in 6 çeşit genotipi vardır. Bu altı genotip içerisinden genotip 1,4 ve 5 en zor tiplerdir. Genotip 2, 3 ve 6 ise daha kolay tedavi edilir ve başarı oranı %85’lere kadar çıkabilir. Türkiye’de yaygın olan Hepatit C genotipleri tedaviye en zor cevap veren türlerdir.
Bu nedenle virüsün genotipi tedavideki başarının önemli faktörlerin bir tanesidir. Arkasından viral yük geliyor. Viral yük arttıkça tedavi başarısı giderek azalıyor. Virüsteki mutasyonun tipine bağlı olmak kaydıyla cevabı biraz zorlaştırıyor. Ek virüsler olabiliyor. B virüsü+ C virüsü kombinasyonu ya da C virüsü+HİV kombinasyonu gibi. Obezite, fazla kilo veya diyabet hastalarda tedaviyi zorlaştırıcı faktörler olarak karşımıza geliyor” dedi.
Hepatit C tedavisinde güncel seçeneklerle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Örmeci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün kronik hepatit C’de dünyanın kabul güncel tedavi pegile interferon- alfa 2a veya 2b’nin ribavirin ile kombinasyonudur. Bu tedaviden elde edeceğiniz cevap %46 ile %52 arasında değişiyor. Bu, geriye kalan hastaların yarısında cevapsızlığı anlamına geliyor. Önce cevap verip sonradan nüks eden grupta ikinci bir pegile interferon artı ribavirin şans tanıyor. Ancak bu durumda da yeniden tedaviye alınanların yaklaşık %20’si cevap veriyor. Diğer grup ise siroz olmayı bekliyor.”
Günümüzde özellikle proteinaz ve progzenin inhibitorü türü ilaçların virüsün temel omurgasına saplanıp çoğalmasını durdurduğunu belirten Prof. Dr. Örmeci, “Telaprevir ve posepravir gibi ilaçlar ve muhtemelen bunları takip edecek olan 20’ye yakın yeni ajanın kullanıma girmesi bekleniyor. Bunların tedaviye ilaveleriyle hiç cevapsızların en az 5’te birinde cevaplılık hali söz konusu olacak. Yeniden nüks eden gruba ilave olarak pegile interferon artı ribavirin ile yeni ajanlar eklendiğinde tedavide %66-67 civarında başarı elde edebiliyorsunuz. Naif vakalarda tedavinin 1. ayından itibaren hasta cevap verdiği takdirde %85-86’lara varan başarı elde edilebiliyor. Bu nedenle bu grup ilaçların tedaviye girmiş olması hepimiz için çok ümit vericidir” dedi.
Tedavide yaşanan bir diğer önemli sorunun biyolojik ajanların yüksek maliyeti olduğu dile getiren Prof. Dr. Örmeci, şu bilgileri verdi: “Yüksek tedavi maliyetleri nedeniyle hangi hastaya bu kombinasyonun öncelikli verileceği konusu büyük önem taşıyor. ‘Naif hastalarda üçlü kombinasyonla mı başlayalım, yoksa bu biyoljik ajanlar yerine klasik pegile interferon artı ribavirin’le mi tedavi edelim?’ konusu gündeme geliyor. Biyolojik ajanlar pahalı olduğu için hastada cevapsızlık olmuş ve bir seçenek kalmamışsa, siroza doğru gidiyorsa tercih diyoruz. Bu konuda maliyet-etkinlikle ilgili bir çalışma yok.
Hepatit C’de doğru hastaya doğru tedavi ile başarı %96’ya çıkıyor
Ama sanıyorum ki bu konu hızlı bir şekilde çözümlenecek ve o zaman önümüzü daha iyi görebileceğiz. Pek çok yeni ilaç ruhsat için başvurmuş durumda ancak geri ödeme kurumları ile ilgili ciddi bir maliyet sorunu var. Bu kurumların müracaat eden herkese bu ilaçları vermek gibi bir lüksü yok. Bu açıdan devletin de hastaların da mağdur olmayacağı ortak bir çözüm yolunun üretileceğini umuyorum. Çünkü hepimizin en iyi ve en etkili ilaca sahip olma hakkı var. C hepatiti sonunda ölüme götüren bir hastalık ve böyle bir hastalıkta önünüzde bir ışık doğdu. Bu ışığı kullanmak, firmalarla ortak bir yol bulmamız gerekiyor.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?