Erken Yumurtalık Yetmezliği en basit anlamda, kadınlarda 40 yaşın altında yumurtalık fonksiyonlarının kaybı anlamına gelir. Bu durumdaki bir kadında her ay yumurtlama gerçekleşmez. Yumurtlama işlevinin bozulması, normalden daha az olan aday yumurta sayısı ya da yumurtalıkların bozulmuş işleyişinin sonucudur.
Erken Yumurtalık Yetmezliği’ni anlamak için öncelikle yumurtlama fonksiyonunu anlamak gerekir. Kısaca özetleyecek olursak; bir kız çocuğu doğduğunda 2 milyon olgunlaşmamış yumurtaya sahiptir. Büyüyüp ergenliğe ulaştığında ise kalan yumurta sayısı 300-400 bin civarındadır. Yani, erkekteki sperm üretiminin aksine, kadında süregelen bir yapım yoktur. Vücut daha fazla folikül oluşturamaz. Bu foliküller, belli hormonal aşamalardan sonra, olgun yumurta geliştirecekleri için çok önemlidirler.
Şu an 300-400 bin rakamı kulağa çok gelebilir ama her folikülden olgun yumurta oluşmayacağını ve her ay bir kısmının kayba uğrayacağını da unutmamalıyız. Adet döngüsünün başında vücutta östrojen seviyesi düşüktür. Bir takım karmaşık mekanizmalar sonucunda beyinden salınan FSH hormonu, yumurtalıklardaki birkaç folikülün olgun yumurtaya doğru gelişimini tetikler.
Nadir adet görmek, yumurtalık rezervinin azalmasından kaynaklanabilir
Ama sadece bir şanslı folikülde olgun yumurta gelişecektir. Bu folikül olgunlaştıkça östrojen hormonu salgılar ve beyinden FSH salınımını durdurur. Eğer olgun folikül gelişmez ve östrojen hormonu salgılanmazsa, FSH salgısı devam edecek ve yüksek değerlere ulaşacaktır. Bu da Erken Yumurtalık Yetmezliği olan kadınlarda niye yüksek FSH seviyeleri olduğunu açıklar.
Çünkü Erken Yumurtalık Yetmezliği olan kadınlar, yıllarca düzensiz sıklıkta da olsa adet olabilirler hatta gebe kalabilirler. Düzensiz periyotlarla gelen adet kanaması Erken Yumurtalık Yetmezliği’nin belirtilerinden biridir. Daima önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Erken menapozda ise adetler tümüyle kesilmiştir ve gebelik oluşması sözkonusu değildir.
Erken Yumurtalık Yetmezliği, 40 yaş altı her 100 kadından birinin başına gelmektedir. Beraberinde tedavi edilmesi gereken başka tıbbi problemler nedeniyle de bütünüyle ele alınması gereken bir durumdur. Tabi ki bu problemlerin başında çocuk sahibi olamamak gelir. Yumurtalık yetmezliği normalde menapoz döneminde olduğu gibi yumurtalıklarda çok az sayıda yumurta ve follikül kaldığı zaman başlayan bir durumdur.
Yumurtalıklardaki yumurta sayısındaki azalmadan dolayı östrojen seviyeleri de düşer. Ortalama menapoz yaşı 50 olarak düşünülürse, bu değişiklikler doğal seyirde 40’lı yaşların sonuna doğru başlar. Ancak Erken Yumurtalık Yetmezliği olan kadınlar, sıcak basması, uyku bozuklukları, vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki gibi adet düzensizliğine eşlik eden bulguları 20’li 30’lu yaşlarda hissetmeye başlarlar.
Bazı kadınlarda ise belirti yoktur ve normal adet düzeni devam eder. Bu grupta tanı sıklıkla çocuk arzusu nedeniyle yapılan tetkiklerde, yüksek FSH hormonu seviyesinin saptanması ile konur. Maalesef Erken Yumurtalık Yetmezliği olan çoğu olguda (%65 oranında) sebep bilinmemektedir. Geri kalan bölümde otoimmun hastalıklar (özellikle tiroid hastalıkları ve diabet), kromozomal anormallikler ve ailevi genetik geçişli durumlar sebep oluşturabilir.
Erken yumurtalık yetmezliği, yumurtaların azalması veya tükenmesi neticesinde ortaya çıktığı için bu durumu tersine çevirebilmek mümkün değil. Erken Yumurtalık Yetmezliği tanısı konmuş bir olguda tedavinin esas amacı eksik hormonların yerine konması ve öncelikle vücut işlevlerinin korunmasıdır. Bu olgularda hormon yerine koyma tedavisi şarttır. Hastaya bunun erken menapoz demek olmadığını ve nadir de olsa bazı durumlarda over (yumurtalama) fonksiyonunun geri dönebildiğinin de söylemek gerekir.
Çocuk sahibi olma konusunda, etkinliği ispatlanmamış deneysel tedavilerden kaçınmak ve hastaya durumu kabullenme konusunda yeterli zamanı vermek gerekir. Halihazırda kısırlık konusundaki çözümler yumurta donasyonu (yumurta nakli, yumurta bağışı) ve evlat edinme ile sınırlı bulunmaktadır.
Genç kadınlara verilebilecek en önemli mesaj şudur; Anne olmak için henüz erken olduğunu düşünseniz bile mutlaka jinekoloğunuza senede bir gidin ve rutin muayenenin yanında bu konuda da kontrolünüzü yaptırın. Erken Yumurtalık Yetmezliği konusunda en önemli uyarıcı yumurtalıklarınızdaki aday folikül sayısı (yumurtalık rezervi) ve herhangibir günde kanda bakılabilen AMH hormonunun beraber değerlendirilmesidir.
Eğer bu konuda risk altında olduğunuz ve yaşınıza göre olması gerekenden daha az yumurtanız olduğu ortaya çıkarsa ve de henüz ufukta evlilik yoksa, mutlaka bir tüp bebek uzmanına başvurunuz. Çünkü yeni yasa gereği artık bekar hanımlar da yumurtalarını dondurup, anne olma şanslarını sürdürebilirler.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?