Kesici-delici alet yaralanmalarına maruz kalan sağlık profesyonelleri, kan yoluyla bulaşan hastalıklar açısından yüksek risk altında bulunuyor. Hemşirelerin bu tür yaralanmalara en fazla maruz kalan kesimi oluşturduğunu söyleyen Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi İnfeksiyon Kontrol Ünitesi, Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Hemşire Burcu Çınar, bu nedenle kan yoluyla bulaşan hastalıklar açısından yüksek risk altında olduklarını belirtti. Özellikle kontamine delici-kesici aletler yaralanmaları sebebiyle enfeksiyona maruziyetin sağlık profesyonelleri için çok önemli problemler oluşturduğunu ve enfeksiyon yayılımı riskini de artırdığını kaydeden Uzman Hemşire Çınar, sağlık profesyonelleri arasında kesici-delici alet yaralanmalarına en fazla maruz kalan kesimi hemşirelerin oluşturduğunu vurguladı.
Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Uzman Hemşire Burcu Çınar, “Sağlık ve kalite sisteminde her geçen gün önemi artan çalışan güvenliği uygulamaları ve güvenlikli ekipmanlar ile sağlık profesyonellerinin hem kendilerini hem de diğer hastaları bulaşıcı hastalıklardan korumaları mümkün” dedi.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Tüm sağlık çalışanları, diğer sektörlerde çalışanların maruz kaldığı risklerin yanında, yaptıkları işin niteliğine bağlı olarak daha farklı risklerle de karşı karşıyadır. Yıllar boyunca sağlık çalışanları mesleksel sorumluluklarını yerine getirirken hastalık etkenlerinin kendilerine bulaşma riskiyle karşı karşıya kalmışlardır. Kesici-delici alet yaralanmaları sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliği için önemli bir tehdittir.
Sağlık çalışanları kesici delici alet yaralanmalarından online eğitim ile korunacak!
Enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde sağlık kurumlarında bulaşmanın azaltılmasına yönelik önlemler konusu gündeme gelmiştir. Sağlık çalışanlarında yaralanmaların yaklaşık %72’sini delici aletlerle yaralanmalar oluşturmaktadır. Bunlar arasında tek kullanımlık enjektörler (%32), cerrahi iğneler (%19), kelebek iğneler (%12), damar içi kateterler (%6) ve kan alma iğneleri (%3) yer almaktadır.
Hastane ortamında en çok endişe edilen etkenler; Hepatit B (HBV) ve Hepatit C (HCV) virüsleri ile HIV’dir ve bulaş sıklıkla kan ile olmaktadır. Bu üç virüs dışında 20’ye yakın enfeksiyon etkeni kan ve kan ürünleri ile bulaşabilmektedir.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Sağlık çalışanları, dünyada her yıl 3 milyon kez iğne batma yaralanması yaşayarak büyük risk altında kalmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 16 milyar enjeksiyon yapılmakta ve bunların yaklaşık %90’ı tedavi amacıyla, %5’i ise aşılama amacıyla uygulanmaktadır. Güvenli olmayan uygulamalar sonucu yaralanmalar nedeni ile her yıl kesici-delici yaralanmalarına bağlı olarak sağlık çalışanlarında 66 bin HBV, 16 bin HCV, 200-5.000 HIV enfeksiyonunun geliştiği tahmin edilmektedir.
Türkiye’de ise hasta ve sağlık çalışanı açısından güvenlik unsurunu tüm yönleriyle inceleyen teknik ve bilimsel paylaşım platformu olan “Hasta ve Sağlık Çalışanı Güvenliği Platformu” tarafından bir anket çalışması yapılmıştır. Toplam 1050 sağlık çalışanının katılımıyla Türkiye’deki sağlık çalışanlarının maruz kaldığı kesici-delici alet yaralanması değerlendirilmiş olup, her 2 sağlık çalışanından bir tanesinin yaralandığı sonucuna varılmıştır. Bu riskli yaralanma oranı oldukça çarpıcıdır ve aslında birçoğu önlenebilir durumda iken meydana gelmiştir.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: COVID-19 pandemisi sürecinde kişisel koruyucu ekipmanın kullanılma oranı artmış olsa da özellikle şüpheli ve kesin pozitif vakalarda hasta odasında bulunma süresini kısaltmak adına uygulamalar acele ile yapılmakta, hastalığa yakalanma riski endişesi ile sağlık çalışanının uygulama pratikleri olumsuz etkilenmektedir.
Kesici-delici alet yaralanmaları sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit ediyor!
Hasta popülasyonunda önemli bir değişiklik olmuş, birçok personelin de COVID-19 hastalığına yakalanmış olmasıyla birlikte personel sayısı azalmış, iş yoğunluğu artmış ve bunun sonucunda yaralanma riski de yükselmiştir.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Yaralanmaların en çok karşılaşıldığı bölümler ameliyathane, acil servis, cerrahi klinikler ve yoğun bakım üniteleridir. Bu bölümlerde damar yolu açılması, cerrahi girişimler, kan alma gibi işlemler esnasında kullanılan enjektör, kan alma iğnesi, sütur (dikiş) iğnesi, lanset, cerrahi alet, kateter, insülin iğnesi gibi kesici-delici aletler yaralanmalara neden olmaktadır. Kesici alet yaralanmaları daha sık olarak hemşirelerde görülürken, sırasıyla hekimler, diş hekimleri, yardımcı sağlık personeli ve temizlik personeli de riskli yaralanmaya maruz kalmaktadır.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Sağlık hizmeti sunumunda kesici-delici alet kullanımı kaçınılmazdır ancak uygun malzeme kullanmak ve doğru uygulama basamakları ile yaralanmaların önüne geçmek mümkündür. Yaralanma nedenleri arasında bilgisizlik ve bu konuda yeterli eğitim alınmamış olması, iş yoğunluğu, acele hareket edilmesi, dikkatsizlik, yorgunluk ile konsantre olamama, mesleki yeterlilik kazanmadan sorumluluk verilmesi ve tıbbi atıkların yanlış uzaklaştırılması, çevreye kontrolsüz atılması gibi nedenler sayılabilir.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: COVID-19 pandemisi yaşanırken bu konuda korunma önlemlerine odaklanırken, rutin uygulamalarda alınması gereken önlemler unutulmamalıdır. Özellikle mesleki yeterlilik ile birlikte yaralanmaların önlenmesi ile ilgili eğitimler tamamlandıktan sonra sağlık çalışanının işe başlaması son derece önemlidir. Pandemi döneminde standart önlemlere uyulması daha da önem kazanmıştır. Her hastaya enfekte olduğu kabul edilerek yaklaşılması, kanla, her tür vücut sıvısı ve ter dışında her tür vücut salgısı ile mukoza ile bütünlüğü bozulmuş ciltle temas sırasında, eldiven giyilmesi, eldiven çıkarıldıktan sonra el hijyeni sağlanması, hastanın kan sekresyonlarının etrafa sıçrama ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda ek bariyer önlemleri (maske-önlük-gözlük kullanılması) gerektiği bir kez daha anlaşılmıştır.
Sağlık hizmeti sunumunda kullanılan enjektör, kan alma iğnesi, lanset, kateter, insülin iğnesi ve güvenlikli kateter gibi kesici-delici aletlerle çalışırken yaralanmaları en aza indirmek için kullanılabilecek güvenlik mekanizmasına sahip alet ve cihazlar mevcuttur. Bu malzemelerin kullanımı ciddi ölçüde riski azaltacak, çalışan sağlığı ve güvenliğinin korunmasında büyük katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte 2009 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan “Sağlık Çalışanlarının Sağlığının Korunması ve Kişisel Koruyucu Malzemelerin Kullanımı Talimatı”nda “güvenli enjeksiyon uygulamalarında korumalı enjektör ve intraketler tercih edilmelidir’’ ifadesi yer almaktadır.
Aslında ulusal ve uluslararası sağlık sistemleri de bu ürünlerin kullanımını desteklemektedir. Bunlarla beraber tıbbi atıkların ve kesici delici aletlerin bu atıklar için belirlenmiş kutulara atılması, yaralanmaların önlenmesinde büyük önem taşımaktadır.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Yaralanma sonrası oluşabilecek hastalık riski, tedavi süreci yaşanabilecek tüm sorunlar, sağlık çalışanının yaşam kalitesi düşünüldüğünde güvenlik mekanizmasına sahip ürünlerin kullanılması kontamine aletler ve cihazlarla yaralanma riskini sıfırlaması ile oldukça önemli bir gerekliliktir.
Güvenlik mekanizması enjektör içine yerleştirilen iğne tabanlı güvenlik donanımlı cihazlar, kullanım sonrasında iğne ucunun otomatik olarak iç mekanizmaya yerleştiği ürünler ve uygulama sonrası pratik kapaklar ile iğneyi kapatan zararsız hale getiren ürünler kullanılarak yaralanmaları önlemek mümkündür.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak için aşılama maalesef sadece Hepatit B için mümkündür. Tüm sağlık çalışanları aşılanmalıdır. Riskli yaralanma anında yaralanan cilt bölgesi su ve sabunla yıkanmalıdır, yaralanan bölge kesinlikle sıkılarak kanatılmamalıdır. Yaralanan cilt bölgesinin yıkandıktan sonra antiseptik solüsyonla (alkol, iyot) silinmesinin ek bir korunma sağladığı gösterilmemiştir.
Kesici-Delici Alet Yaralanmalarına ilişkin anket ile ilgili iki yeni yayın yapıldı
Yaralanan bölgeye çamaşır suyu gibi kostik maddeler veya dezenfektan solüsyonlar sürülmemelidir. Mukozal temas durumunda kan veya vücut sıvısı ile temas eden bölge bol su ile yıkanmalıdır. Yaralanan kişinin kan vermesi ve HBs Ag, anti-HBs, anti-HCV, anti HIV değerlerine bakarak bağışıklık (sadece Hepatit B için) ve mevcut durum değerlendirilmeli, gerekli hallerde aşılama yapılmalı ve diğer ek ilaçlar verilmelidir. Virüslerin kuluçka süreleri de göz önünde bulundurularak bazı testlerin aylar sonra tekrarlanması gerekebilecektir.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Yaralanma sonrası sıklıkla Hepatit B bağışıklığı var olmasına rağmen özellikle Hepatit C ve HIV bulaşma ihtimaline karşı sağlık çalışanları büyük endişe duymaktadır. Hepatit hastalığı özellikle karaciğerde ciddi hasar yaratmakta, kanser gelişmesi dahil olmak üzere diğer ek hastalıklarla kötü sonuçlara yol açabilmektedir. HIV pozitif bir hastadan yaralanan sağlık çalışanına yaralanma sonrası bulaş riski değerlendirilerek viral enfeksiyon tedavisi başlanabilmektedir.
Olumsuz fizyolojik ve psikolojik etkileri nedeniyle bu tedaviye uyum konusunda personel çoğu zaman zorlanmaktadır. Bu gibi zorluklarla karşılaşmamak adına alınması gereken önlemler bellidir ve hayat kurtarıcıdır.
Uzm. Hemşire Burcu Çınar: Sağlık çalışanlarının güvenli ve kaliteli hizmet verebilmesi için öncelikle kendi sağlık ve güvenliklerini koruması gerekmektedir. Güvenli enjeksiyon uygulamalarının benimsenmesi, güvenlik mekanizmasına sahip alet/cihazların temini ve devamlılığının sağlanması konusunda hastane yönetimlerinin yaklaşımları da son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki enfeksiyonları önlemek, tedavi etmekten çok daha az maliyetli, konforlu ve kolaydır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?