“Çocuklarımıza da küçük yaşlarından itibaren güneş gözlüğü takma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor” diyen Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü güneş ışınlarının göz üzerindeki zararlı etkileri (katarakt, kuş kanadı, korneada yaşlılık halkası, göz çevresi derisinde kanserler, v.b.) genellikle uzun zaman sonra ortaya çıkıyor. Güneş gözlüğü alırken ultraviolet (mor ötesi) ışınları kestiğine dair sertifikası olanlar ve Avrupa Birliği güvenlik kriterlerine uygunluğu gösterilen CE belgeli ürünler tercih edilmelidir. Erken yaşlardan itibaren güneş gözlüğü kullanarak gözlerimizi güneşin zararlı ışınlarından koruyabiliriz.”
Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak havuz suyundan kaynaklanan göz enfeksiyonlarına, hatta bunların salgınlarına tanık olduklarının önemle altını çizerek “Bunlara sebep olan organizmalar havuz suyunda klor ve diğer dezenfektanların azalması durumunda çoğalıp enfeksiyon nedeni oluyorlar. Özellikle adenovirüs adı verilen mikroorganizma, şaşırtacak kadar dayanıklı olması sayesinde, havuz sularında enfeksiyon salgınlarının başlıca nedeni olabiliyor. Bu enfeksiyonlar tipik olarak içinde bulunduğumuz bahar ve yaz aylarında sıklaşıyor. Adenovirüsler en sık üst solunum yolu enfeksiyonu yapmakla birlikte gözde ağır seyreden konjonktivitlere, ishallere ve kulak enfeksiyonlarına da neden olabiliyor. Ayrıca alerjik bünyesi ve bahar nezlesi olan kişilerde havuzdaki klor ve diğer dezenfektanlar alerjiye neden olabiliyor” uyarısında bulundu.
Havuz seçerken dikkatli, olunması yönünde de uyarılarda bulunan Altıparmak, havuz suyunda önerilen pH değerinin 7.2 ila 7.8 aralığında, serbest klor seviyesinin ise milyonda 1 ile 3 aralığında olması gerektiğini anlattı. Bunun yanında alınabilecek kişisel önlemlerle de havuz suyunun hijyenine katkıda bulunabileceğini belirten Altıparmak sözlerine şunları ekledi: “Örneğin, hasta olduğumuzda (ishal, konjonktivit, üst solunum yolu enfeksiyonları) havuza girmemeliyiz. Böylece bizden kaynaklanabilecek mikroorganizmaların havuza ulaşmasına engel oluruz. Havuza girmeden mutlaka sabunlu suyla duş almalıyız. Böylece havuz suyunun asit oranını (pH) değiştirmemiş oluruz ve havuz suyundaki klor ve diğer dezenfektanlar bizi daha iyi korurlar. Havuzda geçirdiğimiz her 1 saat sonunda tekrar duş almamız, vücudumuzdan havuza geçecek ter ve diğer salgıları azaltacak ve havuz suyunun dengesini koruyacaktır. Havuza girmeden önce veya aralarda tuvaleti kullanırsak mutlaka ellerimizi sabunla yıkamak, havuza girmeden önce ayakları sterilize eden sulardan geçirmek önerilerimiz arasındadır. Kişisel önlem olarak, havuza girerken havuz gözlükleri kullanılabilir. Böylece gözlerimizin havuz suyuyla mümkün olduğunca az temas etmesini sağlarız. Adenovirüs gibi mikrobik ajanlar vücuda girerken sıklıkla ağız ve solunum yollarını kullanırlar; bu nedenle havuz suyunu içmemek, ağız ve burnumuzda dolaştırmamak oldukça önemlidir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?