Kadın-erkek her iki taraf için de ayrılık zordur ve üzüntü yaşanacaktır. Ayrılık sonrası kimin daha çok acı çektiği genel olarak olayın kişi tarafından nasıl algılandığına, geçmiş deneyimlerine, inanç sistemine ve yaşadığı toplumun değer yargılarına bağlıdır. Her iki taraf toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı inanç sistemlerinde ve başa çıkma yeteneklerinde farklılıklar gösterebilir ve farklı stratejiler kullanabilir. Bazı araştırmalara göre; erkekler ayrılık acısını kadınlara göre daha yoğun ve daha uzun süreli yaşayabiliyorlar. Çünkü kadınların duygusal desteği daha çoktur. Kadınlar ilişkileriyle ilgili sorunlarını ve duygularını sosyal çevreleriyle (arkadaşlarıyla, ailesiyle vs.) paylaşırlar. Erkekler zayıf ve güçsüz görünecekleri düşüncesiyle kendilerini açmaya çekinirler ve böylece duygusal desteği bulamazlar. Bundan dolayı ayrılık acısını kadınlara göre daha yoğun ve daha uzun süreli yaşayabilirler.
“Bağımlılık ve yalnız kalma korkusu”: Onsuz yapamam düşüncesi veya bundan sonra kim beni ne yapsın düşüncesi… Ayrılmak, özellikle belirli bir yaş grubu için öncelikle bir kayıp demektir. Bu süreçte üzülmek oldukça normal ve doğal bir duygudur. Ama bu acı geçecek ve tekrar kendinize gelip yeniden aşka, sevgiye, beraberliğe kapılırınızı açacaksınız
“Ya başkasını bulamazsam” düşüncesi ve korkusu: Aslında onun olumsuz kötü yanlarıyla yaşayabilirim düşüncesi. Beterin beteri vardır düşüncesi. Ama unutmayın ki iyinin iyisi de vardır.
“Ayrılma kararını o versin” düşüncesi: “Sorumlusu ben olmayım, benim yüzümden bitmiş olmasın” düşüncesi… Ama unutmayın ki karşı tarafın ayrılmasını beklemek sorumluluktan kaçınma göstergesidir.
“El alem ne der” düşüncesi: Boşanmak/ayrılmak bazılarının gözünde başarısızlıktır. Boşanmış denmesin diye kötü giden bir ilişkiyi uzatıp ayrılmazlar. Fakat unutmayın ki ayrılmak dünyanın sonu da değildir, başarısızlık da değildir.
“Emeğim vaktim boşa gitmiş olmasın” düşüncesi: “Bu kişiye on yılımı verdim. Ayrılsam, benim on senedir uğraştığım emeğin üzerine başka birisi konar”, deyip bir on sene daha verip süreci iyice uzatmak… Ama unutmayın ki ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa, sevildiğinizi ve güvende olduğunuzu hissetmiyorsanız uzatmanın da bir anlamı yoktur.
1-Kaçınma Davranışı Göstermek: Örneğin: alkol ile üzgünlüğü gidermeye çalışmak, sosyal çekinme, anıları silme, o kişiyi düşünmeyi yasaklama vs… Bu stratejiler kısa vadede rahatlatıcı olabilir ancak uzun vadede yararlı değildir. Duygusal destek almak ve duygularını paylaşmak önemlidir.
2-Saldırı Göstermek: Örneğin: bloklama, hemen başka bir sevgili bulma, çok eğleniyorum durumu yayma ve bunu sosyal medyada paylaşma, eski sevgiliyi kötüleme, tekrar bağlanmaktan korkma (“ilişki insanı değilim”), intikam alma ve intikam peşinde olma gibi…
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?