Diyabet konusunda yapılan son araştırmalara göre, hızla artan obezite ve sağlıkta yaygınlaşan eşitsizlikler nedeniyle dünya çapında diyabet hastalarının sayısı 2050 yılına kadar iki katından fazla artarak 1,3 milyarı aşabilir. 2021 yılı verilerine göre dünyada 529 milyon diyabet hastası var. 2010’da 326 milyon olan bu sayının 2050’de 1,3 milyarı aşacağı öngörülüyor. Önümüzdeki 30 yıl içinde hiçbir ülkenin diyabet oranında düşüş görülmesi beklenmiyor. Washington Üniversitesi Sağlık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü’nün yaptığı araştırmanın bulguları tıp dergisi Lancet’te yayımlandı.
Verileri endişe verici olarak değerlendiren uzmanlar, diyabetin küresel olarak çoğu hastalığı geride bıraktığı, insanlar ve sağlık sistemleri için önemli bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulunuyor. Araştırmacılar, diyabet vakalarının çoğunun obezite ile bağlantılı ve önlenebilir tip 2 diyabet olduğunu belirtiyor. Diyabetin dünya çapında arttığını belirten uzmanlar, bunun başlıca nedenini birçok faktörün yol açtığı obezite artışına bağlıyor.
TURDEP-II: Türkiye’de diyabet insidansı 12 yılda % 90 arttı!
Birleşmiş Milletler, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yaklaşık 9,8 milyar olacağını öngörüyor. Bu da o zamana kadar her 7-8 kişiden birinin diyabetle yaşıyor olacağını gösteriyor. Makalenin başyazarı Liane Ong, “Diyabetin hızla artması sadece endişe verici değil, aynı zamanda dünyadaki her sağlık sistemi için zorlayıcı” diyerek, bu durumun kalp hastalığı ve felç gibi bir dizi başka kalp rahatsızlığıyla bağlantılı olduğuna dikkat çekti.
Ancak diyabet vakalarındaki artıştan düşük gelirli ülkeler ve bölgeler daha fazla etkileniyor. Örneğin, hastalığın küresel nüfus içinde bugün yüzde 6,1 düzeyinde olan yaygınlığının 2050’de yüzde 9,8 olacağı tahmin edilirken, bu oranın Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yüzde 16,8’e, Latin Amerika ve Karayipler’de yüzde 11,3’e ulaşması bekleniyor.
Araştırmanın yazarları, azınlık etnik grupların maruz kaldığı yapısal ırkçılığın ve coğrafi eşitsizliğin dünya genelinde diyabet, hastalık ve ölüm oranlarını artırdığına dikkat çekiyor. Dışlanmış toplumlara mensup insanların insülin gibi temel ilaçlara erişim olasılığı daha düşük olduğu gibi, daha kötü kan şekeri kontrolüne, daha düşük yaşam kalitesine ve daha düşük yaşam beklentisine sahipler. Pandeminin diyabet eşitsizliğini küresel olarak artırdığı vurgulanan araştırmada ayrıca kamu politikalarının ve sosyokültürel normların olumsuz etkilerinin marjinalleştirilmiş topluluklar tarafından geniş ölçüde hissedildiği ve bunun gelecek nesilleri de etkileyeceği belirtiliyor.
Diyabetin önlenemeyen yükselişi: Türkiye’de diyabet sıklığı %18’e yükseldi!
Guardian gazetesine konuşan İngiltere Diyabet Vakfı yöneticisi Chris Askew’a göre, “Bu önemli çalışma, hem İngiltere hem de dünya genelinde karşı karşıya olduğumuz diyabet krizinin büyüklüğünü gösteriyor. Etnik kökeniniz, yaşadığınız yer ve geliriniz tip 2 diyabete yakalanma olasılığınızı, aldığınız bakımı ve uzun vadeli sağlığınızı etkiliyor ve bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Hastalıkların altında yatan koşulların ele alınması için hükümetler arası ortak eylem planına ihtiyaç var.”
Sağlık Bakanlığı’nın Uluslararası Diyabet Federasyonu’ndan paylaştığı verilere göre Türkiye’de 20-79 yaş grubunda yaklaşık 7 milyon diyabet hastası var. Bu rakamın toplam yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’ine denk geldiği belirtiliyor. Bakanlık bültenlerinde diyabet bir halk sağlığı sorunu olarak nitelendiriliyor ve “Tip 2 Diyabet yüzde 80 oranında önlenebilir bir hastalıktır” ifadesi kullanılıyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?