Prostat kanserinin Türkiye’de ve dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Halil Başar, yaşam boyu her 8 erkekten birinin prostat kanseri adayı olduğunu, erken evrede özel bir semptom vermeyen bu hastalığın tanısı için 50 yaşından itibaren her erkeğin PSA (Prostata Özgü Antijen) testi yaptırması gerektiğini kaydetti.
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü tarafından “Prostat Kanseri Farkındalık Ayı” dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında metro istasyonunun Yüksel Caddesi girişinde stant kurularak, hastalık hakkında bilgiler verildi.
Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Halil Başar, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya yaptığı açıklamada; Türkiye’de her yıl yaklaşık 30-35 bin civarında erkeğin prostat kanserine yakalandığını, bunun da sadece 5000 kadarına erken tanı konulabildiğini, tanı alanların ancak yarısının tedavi için doktorla iletişimini sürdürdüğünü, bu nedenle toplumda “Prostat kanseri farkındalığı” oluşturmanın hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Halil Başar: Erkeklerde prostat kanseri sıklığı arttı! PSA testi yaptırın
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl tüm dünyada 20 milyona yakın kanser vakası görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Başar, şu bilgileri verdi: “Bunun 1.3 milyonu prostat kanseri vakası. Diğer bir ifadeyle, neredeyse her 6-8 kanser vakasından birine prostat kanseri diyebiliriz. Yaş önemli bir faktör olup, prostat kanseri vakalarının %70’den fazlası 65 yaş üzerinde görülür; diğer bir ifadeyle, 65 yaş üzerindeki her 8 erkekten birinde prostat kanseri olma riski var. Bu kadar ciddiyet arz eden bir konuda biz, farkındalık oluşturmak işini bir görev addettik.”
Prostat kanseri görülme sıklığının yaş ilerledikçe arttığının altını çizen Prof. Dr. Başar, “Hastalık 50 yaşından genç bireylerde nadirdir. Bu nedenle, erken teşhis için 50 yaşın üstündeki erkeklere prostat kanseri taraması önerilir. Ailesinde prostat kanseri olan risk grubundaki kişilere ise 40’lı yaşlardan itibaren prostat kanseri taraması için PSA baktırmalarını öneriyoruz” diye konuştu.
Prostat kanseri riskini arttırabilen genetik yatkınlık, obezite ve sigara gibi faktörlere dikkat çeken Prof. Dr. Başar, “Obez ve aşırı kilolu kişilerde prostat kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu görüyoruz. O nedenle hastalarımıza “Akdeniz mutfağı” yani sebze ve meyveden zengin beslenmelerini tavsiye ediyoruz. Ölçülü olmak kaydıyla et tüketilebilir ama kırmızı etin gereğinden çok fazla tüketilmesi her türlü hastalık için risk teşkil eder. Bu prostat kanseri için de geçerlidir. Diğer bir ciddi risk faktörü; sigara. Sigara kullanan kişilerde prostat kanserinin daha yüksek sıklıkta olduğunu biliyoruz. Bir başka önemli nokta da, düzenli fiziksel aktivitede bulunan kişilerde prostat kanseri gelişme riskinin daha düşük olduğunu görüyoruz” dedi.
Prostat kanseri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Başar, prostat kanserinin genellikle ileri aşamaya kadar semptom vermediğini kaydetti. Başar, “Hastalığın erken evresinde prostat kanserine özgü bir semptom veya bulgu yoktur. İdrarın ince ve tazyiksiz gelmesi, gece sık idrara kalkma, tam boşalamama hissi gibi idrar şikayetlerinin olması prostat kanseri olduğunu göstermez ama bu belirtiler hastayı hekime getirmek için bir ipucu olarak değerlendirilebilir” bilgisini paylaştı. Prof. Dr. Başar, “Belirtiler ileri evrelerde kemik ağrıları şeklinde kendini gösterebilir ki, o zamanda biraz geç kalınmış oluyor” açıklamasını yaptı.
Prostat kanserinin erken evrede yakalanabilmesi için 50-70 yaş grubundaki erkeklerin yılda bir kez PSA testi yaptırmaları çağrısında bulunan Prof. Dr. Halil Başar, “Prostat kanserini erkenden teşhis etmek için bugün elimizde PSA testi var. Prostat bezinin bir salgısı olan PSA’nın kanda bakılmasından ibaret olan bu basit, ucuz ve kolay uygulanabilir kan testi, bize hastalığın çok erken evrede, daha metastaz yapmadan fark edilmesini sağlıyor. Geçen yıl Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘Prostat Kanseri Tarama ve Takip Polikliniği’ açtık. Buraya tüm hastalarımız MHRS’den randevu almaya ihtiyaç duymadan doğrudan gelip, ‘ben prostat kanseri taraması yaptırmak istiyorum’ diye başvurabilir, kabul ediyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Halil Başar, prostat kanseri tarama ve teşhisinde PSA testinin prostat muayenesi ile desteklendiğini, bu tetkikler sonucunda prostat kanserinden şüphe edilirse multiparametrik MR ve prostat biyopsisi gibi prostat kanserinin teşhisi için bazı ilave tetkikler yapılabildiğini, son olarak prostat kanseri teşhisinin “prostat biyopsi” ile konulduğu bilgisini verdi.
Prostat kanserinin tanı konulduğu evreye göre tedavi şansı yüksek bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Başar, “Erken teşhis edildiğinde prostat kanseri tedavisindeki başarı ve kür şansımız %90-95’lerin üzerindedir. Prostat kanseri tedavisi, hastalığa bağlı faktörler (evresi, yaygınlığı) ve hastaya bağlı faktörler (genel durumu, yaşı, ek hastalıkları) göz önünde bulundurularak planlanır. Prostat kanseri tedavisinde robotik veya açık yöntemle uygulanan radikal prostatektomi ameliyatı, radyoterapi,hormon tedavi, kemoterapi ve lutesyum tedavileri gibi çok yüz güldürücü tedavi seçenekleri mevcuttur” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?