Beynimizdeki sinir hücrelerinin tekrar verimli olarak çalışabilmesi için istirahata, yani uykuya ihtiyacı vardır. Uykunun dinlendirici olabilmesi için her şeyden önce uyku süresinin yeterli olması gerekmektedir.
Uyku nedir: Uykunun gizemi henüz tam olarak çözülmediği için bu sorunun cevabını tam olarak bilemiyoruz. Ama elimizdeki bilgiler ışığında bugün uykunun saf bir dinlenme evresi olmadığını, bilgilerin depolanmasında, enerji tasarrufuna, biyolojik çöplerin hücreden atılmasından, bağışıklık sistemimizin güçlenmesi ve yaraların iyileşmesine kadar birçok metabolik olayın uykuda gerçekleştiğini artık biliyoruz.
Aşağıda, hafta içi az uyumadan kaynaklanan uyku açığının hafta sonu uzun uyuyarak telafi etmenin mümkün olup olmadığını ele alan bir araştırma yer almaktadır. Bu ilginç araştırma saygın bilim dergisi Current Biology nin 28 Şubat 2019 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Araştırmanın ayrıntılarına girmeden önce uyku ve uykuyu düzenleyen Biyolojik saat ile ilgili bazı ilginç bilgilere değinmeden geçmeyelim.
Uyku esnasında birçok biyolojik olay gerçekleşmektedir. Bunların bazıları şunlardır:
Körlük ve kök hücre tedavisi: Yeni geliştirilen yöntem körlüğe çare olabilir
Biyolojik saat, gece/gündüz gibi ritmik olarak değişen çevre koşullarına uyum sağlamak için vücudun metabolik olayları 24 saat boyunca senkronize etme kabiliyetidir. Biyolojik saat, hücresel düzeyde sayısız kimyasal reaksiyonu senkronize eder. Ne zaman yatıp uyuyacağımız, ne zaman uyanacağımız Biyolojik saat tarafından belirlenir.
Vücudun her hücresinde sürekli olarak birbirleriyle etkileşim içinde olan milyarlarca Biyolojik saat vardır ve bu milyarlarca Biyolojik saat beyinde bezelye büyüklüğünde Suprachiasmatic çekirdek (SCN) tarafından yönetilir. İnsanda ve birçok türde en önemli biyolojik saat gece ve gündüz ışık ritmine bağlı olarak gelişen uyku-uyanma ritmidir.
Biyolojik ritimlerin süreleri bir günden uzun olabileceği gibi (infradian ritim), bir günden çok kısa da olabilmektedir (ultradian ritim). Günlük, aylık, yıllık, mevsimsel ritimlere göre değişen Biyolojik saatler vardır. Vücutta değişik biyolojik ritimleri ayarlayan yüzlerce gen görev almaktadır. Bu konuda fareler yapılan bir araştırma, protein kodlayan tüm genlerin % 43’nün Biyolojik saat tarafından regüle edildiğini gösteriyor.(8)
Biyolojik saat döngüsündeki bozukluklar her şeyden önce yorgunluk, halsizlik ve enfeksiyonlara yatkınlık şeklinde kendini gösterir. Biyolojik saat döngüsündeki uzun süreli bozukluklar depresyon ve psikozun ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Not: Biyolojik saat konusu biyolojide başlı başına ayrı ve geniş bir alandır. Bu konu, Kronobiyoloji adında bir bilim dalı tarafından incelenmektedir.
Hafta sonu uzun uyumak metabolizmayı daha karmaşık hale getiriyor: Birçok kişi yoğun iş temposu nedeniyle hafta içi sabahları erken kalkarak uykusundan feragat etmek zorunda kalır. Eğer bu durum uzun süre devam ederse kişide Kronik uyku açığının ortaya çıkmasına sebep olur. Kronik uyku açığının en belirgin özelliği kişinin kendini gün içerisinde yorgun ve tükenmiş hissetmesidir. Kronik uyku açığının uzun yıllar devam etmesi halinde ise birçok metabolik rahatsızlığın ortaya çıkması da kaçınılmaz olur.
Yapılan araştırmalar birçok insanın hafta içinde günlük yedi saat uyumadığını, bu süreye ancak hafta sonları ulaşabildiğini gösteriyor. Hafta içi yoğun iş temposu nedeniyle çok az uyuyup hafta sonu uzun uyuyarak bu açığı telafi etmek mümkün mü?
Hafta içi az uykunun sebep olduğu zararlı etkileri hafta sonları uzun uyuyarak telafi etmenin mümkün olup olmadığını araştırmak amacıyla Colorado Üniversitesi’nden Christopher Depner ve meslektaşları 36 genç ve sağlıklı denek ile uyku laboratuvarında iki hafta süren bir araştırma yaptılar. Çıkan sonuçlar, kronik uyku açığının sebep olduğu zararlı etkilerden hafta sonu uzun uyuyarak kurtulmanın mümkün olmadığını gösteriyor.
Araştırmaya katılan denekler ortama alışmaları için önce makül bir süre laboratuvarda bekletildiler ve ardından iki haftalık bir araştırma için üç gruba ayrıldılar.
Her üç grupta bulunan deneklerin gerek araştırmaya başlamadan önce, gerekse araştırma bittikten sonra vücut ağırlıkları, kalori alımı ve harcamaları ile çeşitli dokulardaki insülin duyarlılığı ve uyku hormonu Melatonin seviyeleri ölçüldü.
Araştırmacılar, bu şaşırtıcı durumun normal ritimdeki değişikliklerden kaynaklandığını, değişen uyku süresinin vücudu az uyumadan daha fazla strese sokarak metabolizmayı bozduğunu düşünüyorlar.
Kronik uyku açığının verebileceği olası yıkıcı etkilerden korunmak için gece uykusunun yeterli olması gerekmektedir. Bu araştırma düzenli olarak en az yedi saat uyumak gerektiğini, hafta boyunca az uyuyup hafta sonları bunu telafi etmeye çalışmanın doğru bir sağlık stratejisi olmadığını gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü de zaten günde yedi-sekiz saat uyumayı tavsiye ediyor. Yedi-sekiz saatlik bir uyku beynin yıkanarak moleküler çöplerden arınması ve vücudun kendini yenilemesi için gerekli olan süredir.(9)
Mehmet Saltuerk
++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++
Kaynaklar
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?