Babalar eve geldiğinde ya çocuklar uyumuş oluyor ya da kendileri çocuklarıyla ilgilenemeyecek kadar yorgun olabiliyor. Boşanmış anne-babaların çocukları ise sıklıkla babalarını hafta sonu ya da daha seyrek görebiliyor. Babanın anne-çocuk ilişkisinin dışında üçüncü kişi rolünü üstlendiğini söyleyen Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Çocuk ile anne arasında iç içe geçmiş bir ilişki vardır. Anne hamile kaldığı andan itibaren annelik rolünü benimsediğinden, bebeğiyle aradaki bağı kurmaya başlar fakat baba bunu sonradan öğrenir. Bu nedenle babanın çocuğuyla kuracağı ilişki ve iletişim, sağlıklı bir birey olarak yetişmesi anlamında hayati önem taşımaktadır” diyor. Karabulut ayrıca, babanın yasaklayan, çocuk ve anneyi ayıran değil çocuğun kendisiyle özdeşleşmesine izin veren olması gerektiğine dikkat çekiyor.
Baba-çocuk arasındaki sağlıklı ilişki ve iletişim çocuğun tüm gelişimini etkiler. Ancak çocuğunu sadece hafta sonları görebilen, eşinden boşanmış babalar bu konuda bazen zorlanabiliyor. Aile içinde anne kadar, babanın da büyük rolü olduğunu dile getiren Psikiyatri Uzmanı Doktor Zafer Atasoy ise, “Çocuk sahibi olan boşanmış çiftler mahkemenin evliliği sonlandırması ile yasal olarak ayrılmış olsalar bile çocuk, anne-baba ilişkisinin sürdürülmesini zorunlu kılıyor. Zihinlerinde boşanmayı gerçekleştirememiş çiftlerin, sert ve kırıcı bir biçimde çocuğun karşısında boşandığı eşini aşağılaması çocuğuna karşı büyük bir kötülüktür. Boşanmış olma ve boşanmanın yarattığı zedelenmeye rağmen eski eşe karşı saygılı davranmak ve onun anne-babalığına da özen göstermek çocuğun ruh sağlığı için önemlidir” diyor.
Boşanmış anne-babanın çocuk üzerinde etki bıraktığını belirten Dr. Zafer Atasoy, “Çocuk anne kadar babaya, baba kadar da anneye gereksinim duyar. Çocuk, hafta sonu görüştüğü ebeveyn ile keyifli, zevkli zaman geçiriyorsa bu karşılaşmayı özler, aksi durumda ise bu karşılaşma çocuk için sıkıntılı yaratabilir. Önemli olan zamanın süresi değil, ne kadar kaliteli ve keyifli olduğudur. Birlikte geçirilen her vakit keyifli olmayabilir ancak keyifli olmayan zamanın da zararlı olacağını ileri sürmek doğru değildir” diyor.
Çocuk ile geçirilecek vaktin niteliğinin, çocuk sayısına, yaşına, cinsiyetine, ilgi alanlarına, evde ve ya dışarıda oluşuna göre farklılık göstereceğini söyleyen Selin Karabulut ise, babaların işten eve geldiğinde ilk olarak ilgisini ve sevgisini çocuğuna vermesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çocuk ile geçirilecek vakitte cep telefonu, bilgisayar, televizyon ve çağrı cihazı gibi dijital aletlerin zamanı bölmesine izin verilmemesi ve çocuklarına sarılmaları, başını okşamaları ve sevdiklerini söylemeleri konusunda uyararak “Uzaktan seven babalardan” olmanın yanlış bir davranış olduğuna değiniyor.
Uzman Psikolog Selin Karabulut’un çocuk ile geçirilecek kaliteli zamanlar için önerileri;
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?