Göz bankasının amacı ve işleyişi hakkında bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sibel Kocabeyoğlu, ülkemizde hizmet vermekte olan 38 adet kornea bankası bulunduğunu, ancak, yasa ve yönetmelik gereği kornea bankalarının kornea dağıtımı olmadan hastanelerin kendi bünyesinde bağımsız olarak kornea nakli yapamadıklarını belirtti.
Kornea bankası olmayan hastanelerin Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen bankalara bağlanarak buralardan kornea temin edebildiklerini ifade eden Dr. Kocabeyoğlu, “Kornea bankaları kornea dokusunu ölüden almak, uygun ortamlarda saklamak, alınan dokunun nakle uygun olup olmadığını belirlemek ve doku nakli yapılacak merkezlere dağıtmakla yükümlüdür. Ölüden alınan ve özel besleyici solüsyonlarda saklanan korneaların hücre özellikleri ve nakil için yeterli olup olmadıkları göz bankalarındaki özel mikroskoplarla incelendikten sonra belirlenir. Bu amaçla özel eğitim almış 1 kornea bankası müdürü, en az 2 kornea teknisyeni, ve 1 laboratuvar sorumlusunun banka bünyesinde görev yapması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kornea nakli için doku uyumu gerekmediğinin altını çizen Dr. Kocabeyoğlu, damarsız bir doku olması avantajına bağlı olarak, kornea naklinin organ nakilleri arasında red reaksiyonu en düşük operasyon olduğunu belirtti. Red olasılığını azaltmak amacıyla hastaların uzun bir süre damla ya da sistemik tedavi aldıklarını ifade etti.
Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu, hastaların kornea naklinden faydalanabilmeleri için öncelikle kornea biriminde değerlendirilmeleri gerektiğini, nakil için uygun oldukları taktirde banka listesine alınarak ameliyatlarının yapılabileceğini söyledi. Kornea naklinin gerektiği durumlar hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Kocabeyoğlu, “Kornea dokusu çeşitli nedenlerle (keratokonus, travma/yaralanma, geçirilmiş kornea enfeksiyonları, doğumsal bazı kornea hastalıkları) leke oluşumu ya da dokuda ödem (şişme) nedeniyle bulanıklaşabilir ve saydamlığını yitirerek görmede kalıcı olarak azlığa neden olabilmektedir. Kornea nakli bu durumlarda görmeyi arttırmak, lekeyi ortadan kaldırmak, eğer varsa ağrıyı azaltmak ya da göz bütünlüğünü korumak için yapılmaktadır” dedi.
Kornea naklinin faydalı olmadığı durumlar hakkında da bilgi veren Kocabeyoğlu, “Korneaya bağlı olmayan nedenlerden dolayı görme azalmış veya kaybedilmiş ise kornea nakli yapılmaz ya da yapılsa dahi hastalar ameliyattan fayda görmez. Bu durumların başında retina (gözün arka sinir tabakası) ve optik sinir (görme siniri) hastalıkları, ileri glokoma bağlı görme kaybı bulunması (göz tansiyonu hastalığı), göz tembelliği bulunması ve gözde küçülme ile sonuçlanmış ağır göz yaralanmaları gelmektedir” dedi.
Gözün görme işlevini oluşturan, ön kısımdaki en önemli dokularından olan saydam kısma kornea adı verilmektedir. Kornea nakli, şeffaflığını yitirmiş ya da şekli bozulmuş kornea dokusunun çıkarılarak yerine ölüden alınan sağlıklı kornea dokusunun yerleştirilmesi işleminin gerçekleştirilmesidir. Halk arasında yerleşmiş olan ‘göz nakli’ ifadesi aslında kornea nakli dediğimiz sadece gözün ön kısmında saydam tabaka olarak tabir edilen kornea dokusunun naklidir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?