Göz kızarıklığı göz beyazının üzerini örten şeffaf tabaka olan konjunktiva damarlarının genişlemesi sonucu oluşuyor. Dr. Çolakoğlu zamanında tedavi edilmeyen enfeksiyonun gözün iç katmanlarına yayılması durumunda ciddi görme kaybı gelişebildiğini, göz içi basıncının yüksek kalmasının görme siniri hasarına yol açtığını belirtiyor. Göz içinde kalan yabancı cisimde enfeksiyon gelişebiliyor ve bunun sonucunda da ameliyat gerektirecek durumlar ortaya çıkıyor. Kalıcı olabilen bu sorunların önüne geçmek için de erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor.
Dr. Çolakoğlu, gözlerde kızarıklık tedavisinin altta yatan nedene göre şekillendiğini belirterek bu yöntemler hakkında şu bilgileri veriyor: “Kızarıklığın altında yatan neden mikrobik ise antibiyotikli damlalar, kuru göz ise suni gözyaşı preparatları, alerji ise antialerjik damlalar veriliyor. Göz içi iltihaplanmasında o bölgeye uygulanan ve/veya sistemik kortizon tedavisi yapılıyor. Bu sorunlar tedavi edildiğinde gözdeki kızarıklık da ortadan kayboluyor.”
Göz kızarıklığına neden olan etken göze kimyasal bir sıvının veya gazın gelmesi ise hızlı hareket etmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Çolakoğlu bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü tedavide geç kalındığında hasar gözün delinmesine kadar ilerleyebiliyor. Dolayısıyla yapılacak olan ilk şey saniyeler içinde gözü ve çevresini bol suyla yıkamak olmalı. Sonrasında kimyasal maddenin paketiyle birlikte en yakın sağlık merkezine başvurulması gerekiyor. Bu tabloda tedavi gözü serum fizyolojik ile bolca yıkadıktan sonra kimyasal maddenin içeriğine ve gözdeki hasara göre düzenleniyor.”
Göz kızarıklığının altında yatan bir başka neden de, tedavide geç kalındığında görme kaybına yol açan göz tansiyonu. Bu tabloda göz içi basıncının acil olarak kontrollü bir şekilde düşürülmesi gerektiği uyarısında bulunan Dr. Emel Çolakoğlu bu durumda aynı tablonun diğer gözde de gelişmemesi için her iki göze YAG lazer iridotomi işleminin yapılmasının önemli olduğunun altını çiziyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?