Op. Dr. Başar Kaya: Göz kapağı düşüklüğünün iki temel sebebi vardır; birincisi doğumsal olabilir. Doğum sırasında veya sonrasında yaşanan, sinir yaralanmaları doğumsal göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilir. Bunun dışında akciğer bölgesinde ya da karın bölgesindeki bazı kanserlerin yarattığı baskı ile sinir sisteminin üzerindeki negatif etki de kazanılmış tek taraflı göz kapağı düşüklüğü yani pitozisin sebebi olabilir.Bu ikisi küçük bir grubu oluşturmaktadır. Asıl büyük grup ise, yaşlanmaya bağlı göz kapağı düşüklüğüdür. Bu duruma senil pitoz denir. Senil pitoz da yumuşak dokular gevşer, kaşlar bu sebeple aşağıya doğru yer değiştirir ve aynı zamanda deri giderek gevşer ve bollaşır. Bu durum da üst göz kapağında bir ağırlığa sebep olur.
Op. Dr. Başar Kaya: Göz kapağı düşüklüğü eğer yaşlılığa bağlı ise, basit bir estetik sorundur. Tabi bunun yanında göz kapağının düşüklüğü artık kişinin görme alanı üzerinde negatif bir etkiye sebep olmuş ise, bu estetik bir sorun dışında bir görme problemi yarattığı için aynı zamanda fonksiyonel bir sorundur. Çocuklarda konjenital pitoz nadiren görülür. Genellikle 30’lu yaşlardan sonra kişiler göz kapağının giderek bollaştığını hisseder ve bundan mutsuz olmaya başlar. Fakat bu dönemde göz kapağı ameliyat edilmez.
Kaşı hafifçe yukarı kaldıran botulinum nörotoksini (botoks) gibi uygulamalar ile daha ileri yaşlara kadar göz kapağındaki düşüklük kaşın da bir miktar yukarı kaldırılması ile daha kabul edilebilir bir noktaya getirilerek, hastanın ileri yaşlarda ameliyat olana kadar bu tedaviyi bypass edebilir.
Botoks nedir? Neden ve nasıl yapılır? Botox tehlikeli midir?
Op. Dr. Başar Kaya: En sık görülen pitozis sebebi yaşlılıktır. Nadiren bazı iç organ tümörleri de tek taraflı göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilir. Bunun dışında bazı ilaçlar göz kapağı düşüklüğüne neden olabilir. Başka hastalıkları da sayabiliriz ama bunların çoğu çok nadir görülen hastalıklar olup, genellikle sinir basısına bağlı durumlardır.
Op. Dr. Başar Kaya: Göz kapağı düşüklük muayenesinde kullanılan standart ölçümler, standart cihazlar vardır. Muayenede her iki göz kapağının göz bebeği ile olan ilişkisine, kaş ve göz kapağı arasındaki mesafeye, göz kapağının kas hareketlerine bakılır.
Op. Dr. Başar Kaya: Çok farklıdır çünkü biri sinir hasarına bağlıdır, diğeri ise tamamen yaşlanmanın, zamanın ve doku gevşekliğinin yarattığı bir probleme bağlıdır. O yüzden bu ikisi arasında çok temel farklar vardır. Birisi yaşlılıkla ortaya çıkar, diğeri zaten çocuk doğar doğmaz yani yeni doğmuş bir çocuk da bile fark edilebilir. Yaşlılığa bağlı olan çift taraflıdır, doğumsal olan genellikle hemen her zaman tek taraflıdır.
Op. Dr. Başar Kaya: Daha çok kozmetik sebepler ile hastalar bize başvurur. Kozmetik ihtiyacın dışında hastanın ameliyat edilmesinin temel kriteri; görme alanı üzerinde mevcut, ortaya çıkmış, aşağı doğru göz kapağının itilme etkisi nedeni ile artık hasta önünü görmekte zorlanıyorsa ameliyat vakti gelmiştir demektir.
Op. Dr. Başar Kaya: Göz kapağı düşüklüğü ameliyatında düşüklüğün sebebi eğer sinir hasarına bağlı ise genellikle levator palpebrea superioris kasının tendonu ya plike edilir ya da kısaltılır ve göz açıklığı sağlanacak şekilde bu kas kısaltılır. Bu konjenital yani sinir hasarına bağlı pitozisin tedavisidir. Yaşlanmaya bağlı pitozisin tedavisinde genellikle deri fazlalığı, kas doku fazlalığı ve var ise yağ dokudaki fıtıklaşmalar ameliyat edilir.
Katarakt ameliyatı nasıl yapılır? Riskli midir? En iyi tedavisi nedir?
Ameliyatlar genellikle lokal anestezi altında, basit orta zorluktaki ameliyatlar olarak sınıflanır. Yaklaşık 1-1,5 saat içinde tamamlanır ve hasta göz üstündeki bantlarla ve kısa bir süre oluşabilecek ödem ve morluklarla sosyal hayatına devam edebilir.
Op. Dr. Başar Kaya: Ameliyat sonrasında hastaların şişliğinin ve morluğunun en az şekilde olabilmesi adına önerdiğimiz en önemli şey, buz uygulamasıdır. Göz içindeki batmaların ya da rahatsızlıkların azaltılması ya da olası kurumaların engellenmesi için göz damlaları ve göz jelleri de uyguluyoruz. Göz içinde olası ödemlere karşı yine steroid uygulamaları gündeme gelebilir. Bu tedaviler erken dönemde uygulanır. Geç dönemde ise yara izinin daha iyi iyileşmesini sağlayacak tedaviler uygulanmaktadır.
Op. Dr. Başar Kaya: Bu ameliyatın tarihçesine baktığımız zaman Ortaçağ’a kadar gittiğini görüyoruz. Mısır medeniyetlerinde bile göz kapağı ile ilgili ameliyatların yapıldığını biliyoruz ama modern göz kapağı cerrahisi 1950’lerden günümüze geliyor. Çok çok nadir de olsa, bu ameliyatların sonrasında göz ile ilgili veya görme ile ilgili problemlerin bildirildiğini biliyoruz. O yüzden “bu ameliyatları yaparız, hiçbir sorun çıkmaz” şeklindeki cümlelere çok güvenmemek lazım. Her zaman olası sorunlar vardır; kanama gibi, enfeksiyon gibi, yara yerinde açılma gibi sorunlar ile karşılaşılabilmektedir.
Genellikle önemli sorunlar olmamakla beraber yine de ameliyatın dikkatli ve gereken özen gösterilerek yapılması olası sorunlarla karşılaşma miktarını neredeyse sıfıra çekebilmektedir. Günümüzde biz plastik cerrahların out patient dediğimiz yani hızlı, gün içi yaptığı ameliyatların başında gelen cerrahi işlemdir. Ameliyat sonrasında hastalar yaklaşık 10-15 gün sonra normal hayatına döner.
Op. Dr. Başar Kaya: Göz kapağı ameliyatı, yara iyileşmesinin en iyi olduğu ameliyatlardan birisidir. Bu sebeple rahatlıkla hastaya şunu söyleyebiliyoruz; “iziniz zaten kapak katlantı noktasında kalacağı için gözünüz açıkken neredeyse hiç görünmez.” İkinci olarak da izler neredeyse incecik bir çizgi şeklinde iyileşir ve hemen hemen hiçbir zaman hastada çok büyük bir rahatsızlığa sebep olmaz. Bunun dışında bu ameliyatı olması gerektiğini düşünen genç bir hasta grubu var.
Göz tansiyonu (Glokom) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Genellikle biz bu hastalarda kaşın pozisyonunu kaldırarak, göz kapağındaki deri fazlalığının daha az hissedilmesini sağlıyoruz. Tabi ki bu kalıcı bir yöntem değil, belli aralıklarla tekrarlanması lazım. Ameliyat olmak amacı ile gelmiş bu hastaların ameliyatlarını 3-5 sene sonra yapılabilecek şekilde botoks tedavileri ile öteleyebiliyoruz.
Op. Dr. Başar Kaya: Hayır, bu ameliyat kaş pozisyonunu değiştirmez. Çünkü kaş ile ilgili bir ameliyat değildir. Ama kaşın pozisyonu göz kapağının şeklini, açısını ya da görselini değiştirebilir. Bu noktada kaş askı ameliyatları ile göz kapağı deri fazlalığının azaltılabildiğini söyleyebilirim. Kliniğimizde genellikle ip askı yöntemlerini tercih ediyoruz. Bu yöntemin cerrahiden daha hızlı ve basit oluşu avantaj sağlıyor.
Bazen hiç göz kapağı ameliyatı yapmadan sadece bu uygulamalar ile de hasta istediği sonuca kavuşabilmektedir. Ek olarak bu dönemde popüler olan bir ameliyat var; badem göz ameliyatı. Bu ameliyat ne kadar doğru derseniz, normal hastalar için aslında çok doğru değil. Çünkü zaten güzel bir göz yapısı olan birisinde daha fazla zorlamak bazen başka problemlere sebep olabilme riskini artırıyor. Genellikle ben bu tip hastalara bu ameliyatı olmamaları yönünde tavsiyelerde bulunuyorum. Ama hasta bu işleme uygun ise ve gerçekten buna ihtiyacı var ise de ameliyatını yapıyorum.
Op. Dr. Başar Kaya: Söz konusu kilo alıp verme 5-10 kilo arasında ise göz kapağının deri fazlalığı üstünde belirleyici bir etkisi yoktur. Fakat sözünü ettiğimiz kilo alımı 40-50 kilo ise tabi ki gözler küçülüyor. Çünkü gözlerin çevresindeki yağ torbaları da o kilodan payına düşeni alıyor. Dikkat ederseniz, şişman insanlarda göz daha kısıktır. Ama bu göz kapağı düşüklüğü olarak nitelendirilmez.
Alt göz kapağında düşüklük olmaz, deri sarkıklığı olur. Alt göz kapağındaki deri sarkıklığı, üst göz kapağında da oluyor. Ama üst göz kapağındaki deri sarkıklığı yerçekimi etkisi ile göz kapağında düşmeye sebep oluyor. Alt göz kapağındaki ise alt göz kapağında düşmeye hemen hemen 85-90’lı yaşlardan sonra oluşur. Onun dışında genellikle alt göz kapağında tamamen kozmetik problemler ortaya çıkar.
Op. Dr. Başar Kaya: Bu ameliyatları ötelemenin en doğru yolu botoks uygulamaları, yatış pozisyonunun düzgün olması ve yatarken buff kullanımıdır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?