Göz kanseri, göz içi ve çevresindeki hücrelerin anormalleşmesiyle gelişen ve nadir rastlanan bir kanser türüdür. Kanserin geliştiği yere göre birçok çeşidi vardır. Nedeni kesin olarak bilinmemektedir ancak beyaz tenli ve renkli gözlü insanlarda daha sık görülür. Risk faktörleri, belirtileri ve tedavisi göz kanserinin türüne göre farklılıklar gösterebilir. Başlıca belirtiler gözün ve-veya göz kapağının şişmesi, göz kızarıklığı, kaşınma ve tam ya da kısmi görüş kaybıdır. Erken teşhis edilirse göz kaybı olmadan kanser tedavi edilebilir. Ancak geç kalındığında ölüm riski artabilir. Bu nedenle rutin göz muayeneleri ihmal edilmeden düzenli olarak yaptırılmalıdır.
İçindekiler
Göz kanseri, gözün çeşitli kısımlarında başlayabilen birçok tümör türünü tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Göz içindeki veya çevresindeki sağlıklı hücreler anormalleşip kontrol edilemez bir şekilde büyüyerek tümör oluşturduğunda ortaya çıkar. Tümör iyi huylu veya kanserli olabilir. İyi huylu tümör, tümörün büyüyebileceği ancak yayılmayacağı anlamına gelir.
Kanserli bir tümör ise vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Ayrıca akciğer kanseri gibi başka kanser türlerinden yayılan göz kanserleri de (göz metastazı) vardır ve daha yaygındır; tedavileri de farklıdır.
Göz kanseri göz çevresinde, göz kapaklarında, gözün içerisindeki yapılarda, iriste, retina ve retinanın altındaki bağ dokusunda, koroid adı verilen damarsal tabakada ve göz kemikleri ile gözün arasındaki orbita denilen bölgede gelişebilir. Ve geliştiği bölgeye göre türlere ayrılır. Bunlardan en sık rastlanan göz kanseri türleri şunlardır:
Göz kanseri başka bir kanser türünün yayılmasıyla (metastaz) da gelişebilir ve bunlara ikincil göz kanserleri denir. Göze yayılan en yaygın kanserler meme ve akciğer kanserleridir. Bu kanserler genellikle uvea tabakasına yayılır.
Metastaz nedir, neden olur? Metastatik kanser belirtileri ve tedavisi
Göz kanserinin kesin nedeni bilinmemektedir ancak riskini artırabilecek pek çok etken vardır ve bu riskler göz kanserinin türüne göre farklılıklar gösterebilir. Genel olarak risk faktörleri şunlardır:
Göz kanserinin belirtileri türüne göre değişir. Örneğin, göz melanomu genellikle hiçbir belirti göstermez ve göz muayenesi esnasında tesadüfen teşhis edilebilir. En sık görülen belirtisi ağrısız görme kaybıdır.
Bu belirtiler başka göz rahatsızlıklarıyla ilgili de olabilir ancak göz kanserinde erken teşhis tedavinin başarı oranını artıracağından zaman kaybetmeden bir göz doktoruna görünmek çok önemlidir.
Hastanın şikâyetleri doğrultusunda sağlık geçmişi, risk grubuna girip girmediği ve aile öyküsü hakkında bilgi alınırken fiziksel muayene yapılır. Bu muayenede gözün yüzeyi yakından incelenir. Eğer bir anormallik saptanırsa daha kapsamlı bir muayene için göz testleri yapılır.
Göz damlası nasıl kullanılır? Ne işe yarar, yan etkileri nelerdir?
Bir göz muayenesinden önce göz bebeklerini büyütmek için göz damlaları kullanılabilir. Bu, doktorun göz içindeki yapıları daha iyi görmesine yardımcı olur. Kullanılan ilaç birkaç saat görme sorunlarına neden olabileceğinden randevudan sonra araba sürülmemelidir.
Bu kan testinde beyaz ve kırmızı kan hücreleri ile trombositlerin sayısı ve kalitesi ölçülür. Genel sağlık kontrolü için yapılır.
Bir göz ultrasonunda küçük bir değnek benzeri alet (ultrason prob) kullanılır. Kapalı göz kapaklarına ya da doğrudan gözün yüzeyine yerleştirilir. Bazen ultrason öncesi göz uyuşturulabilir. Genellikle göz melanomunun teşhisine çok yardımcı olur. Ayrıca tümörün yerini ve boyutunu da gösterebilir. Ultrason biyomikroskopi ise gözün ön kısımlarını görüntülemek için daha yüksek frekansta ses dalgaları kullanan özel bir ultrason türüdür.
Göz içindeki damarları incelemek amacıyla yapılan anjiyo işlemidir ve kola ya da kasığa ilaçlı turuncu renkte bir boya enjekte edilerek uygulanır. Boya vücudun içinden gözün arkasındaki kan damarlarına doğru hareket ederken özel bir kamerayla görüntüleme yapılır.
Anjiyo nedir? Nasıl yapılır, ne işe yarar? Riskleri nelerdir?
Göz biyopsisinde şüpheli alanın bir kısmı veya tamamı çıkarılabilir. Ama mecbur kalınmadıkça pek tercih edilmez çünkü göze zarar vermeden veya kanseri yaymadan kanserli bir doku örneği almak zor olabilir. Ayrıca bazı kanserler sadece bir göz muayenesi veya görüntüleme testiyle teşhis edilebilir. Genellikle teşhis başka testlerle yapılamazsa ya da hastaya sitogenetik (yapısal bozuklukları gösteren) test uygulanacaksa kullanılır.
Biyopsi genellikle ince iğne aspirasyonu yöntemiyle yapılır. Bu işlemde gözün anormal bölgesinden küçük bir hücre örneği çıkarmak için çok ince bir iğne kullanır. Göz lenfoması teşhisinde vitrektomi uygulanır ve göz içindeki jöle benzeri sıvının bir kısmını birkaç küçük kesikle çıkarmak için çok küçük aletler kullanır.
Bu iki test, hastanın iyileşme şansı ve tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi toplayabilmek için yapılabilir. Sitogenetik kromozomların sayısı, boyutu, şekli ve düzenlenmesi dahil bir hücrenin kromozomlarının (DNA iplikçikleri) analizidir. Gen profili ise spesifik genleri, proteinleri ve tümöre özgü diğer faktörleri tanımlayan bir testtir. Bu testler biyopsi veya cerrahi sırasında çıkarılmış bir doku örneği kullanılarak yapılır.
Göz kanserinin türü ve evresi için yapılan diğer testler ise bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), göğüs röntgeni, Pozitron emisyon tomografisi (PET) taraması, karaciğer ve böbrek fonksiyonları testidir.
Tomografi nedir, nasıl çekilir? BT ne işe yarar, zararları nelerdir?
Göz kanserleri genellikle TDM sistemiyle evrelenir. Buna göre:
Tedaviye göz kanserinin türü, tümörün göz içindeki boyutu ve yeri, kanserin gözün dışına yayılıp yayılmadığı, tedavinin görme yeteneği üzerindeki etkisi ve hastanın genel sağlığı ile kişisel tercihleri göz önünde bulundurularak karar verildiğinden uygulanacak yöntemler farklılıklar gösterebilir. Genel olarak uygulanan tedaviler şunlardır:
Göz kanserinde uygulanan en yaygın tedavi yöntemidir. Radyasyon tedavisi ana tedavi olarak ya da ameliyattan önce veya sonra kullanılabilir. En sık kullanılan radyasyon tedavisi türleri ise brakiterapi (içsel) ve dış ışın radyasyonudur.
Dış radyasyon bir makineden hastaya verilirken brakiterapide dairesel bir metal parçasına (plak) bağlı radyoaktif tohumlar kanserli bölgeye yerleştirilir. Başlıca yan etkileri kırmızı ve kuru cilt, yorgunluk, yutma güçlüğü ve ağızda yaralardır.
Radyoterapi nedir? Kanser tedavisinde nasıl uygulanır? Yan etkileri
Cerrahi göz kanserinde yaygın olarak kullanılan bir diğer tedavi yöntemidir. Tümörün evresine ve büyüklüğüne bağlı olarak aşağıdaki ameliyat türlerinden biri yapılabilir.
Kemoterapi göz lenfomasını ve bazen göz melanomunu tedavi etmede kullanılır.
Aktif gözetimde, sağlık ekibi belirti ve semptomların ortaya çıkmasını izler. Doktor, tümörün büyümeye başlayıp başlamayacağını görmek için gözün fotoğraflarını çeker. Bu yöntem tümör küçük ve hem büyüme hem de yayılma riski düşükse de uygulanabilir. Aynı zamanda, başka ciddi sağlık sorunları olan yaşlı bireyler için de bir seçenektir. Diğer tedavi yöntemlerine kanserin büyümeye başladığına dair işaretler varsa başlanır.
Bu tedavi, kanserin büyümesini ve yayılmasını durdurmak için kanser hücreleri üzerinde veya içinde belirli molekülleri (proteinler gibi) hedeflemek için ilaçları kullanır. Göz kanserini tedavi etmede kullanılan ilaçlar rituximab, ibritumomab, bevacizumab, ranibizumab, imatinib ve sorafenib’dir.
İmmünoterapi, kanser hücrelerini yok etmeye yardım etmek için bağışıklık sistemini kullanır. İnterferon alfa-2b, bazen göz kapağı veya göz lenfoması tümörünü tedavi etmede kullanılabilir.
Lenf bezi şişmesi neden olur? Nasıl geçer? Belirtileri ve tedavisi
Genel olarak erken teşhis tedavinin başarı şansını artırdığından hastalar uzun süre hayatta kalabilir. İstatistiklere göre 5 yıl hayatta kalma oranı % 85’dir. Ancak kanser büyümüşse göz kaybına yol açabileceği gibi ölüm riski de artabilir.
Göz kanserine direkt iyi gelen bir şifalı bitki yoktur. Ancak doktora danışılarak gözlere iyi gelen rezene, limon, portakal veya hardal yağından 1-3 damla bir kahve fincanı suya ilave edilip pamuk yardımıyla göz banyosu yapılabilir.
Göz kanseri hastaları bol bol havuç, karalahana, mısır, ıspanak, brokoli, portakal ve yumurta yemelidir. Rafine tuz, hazır turşu, hazır sirke, fazla ekşi yemek, çok miktarda sarımsak ve soğan tüketiminden ise kaçınmalıdır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?