Göçler, Türkiye’nin bağışıklık sistemini olumsuz etkiledi, aşının önemi arttı

Yazan Hatice Pala Kaya
Kategori: Eczacılık, Sağlık Gündemi Print

Aşılanma tartışmasında göçmenlerden kaynaklı ciddi bir risk oluştuğunu söyleyen Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, Suriye ve Irak’tan yoğun göç gelmesinin ardından uzun süredir görülmeyen hastalıkların tekrar görülmeye başlandığını, buna ek olarak Afgan göçmenlerin de Türkiye’ye girmeye başlamasıyla riskin büyüdüğünü vurguladı. Bu nedenle, aşılamanın büyük önem taşıdığını aşının bireyler kadar toplumun da sağlığını koruduğunu belirten Saydan, çocuk aşılarının da isteğe bağlı olmaktan çıkarılıp zorunlu hale getirilmesini önerdi.

Son dönemde Türkiye’ye çok sayıda Afgan mülteci ve sığınmacının gelmeye başladığı ve 2 milyon Afgan’ın başta İran olmak üzere çeşitli yollardan Türkiye’ye girmeye çalıştığına yönelik haberler yayınlanmıştı. Ecz. Nurten Saydan, Medikal Akademi’ye yaptığı açıklamada, “Ülkemize Suriye ve Irak’tan gelen göçmenlerin yanısıra son günlerde Afgan göçü de başladı. 2 milyonu aşkın Afgan göçmeni sınırda beklemektedir. Son senelerde yaşanan göç dalgaları ülkemizin bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği için aşılanmanın önemi daha da net bir şekilde ortaya çıkmaktadır” dedi.

Prof. Dr. Ceyhan uyardı: Aşı karşıtı konuşanların hepsinin çocukları aşılı

Toplumda görülmeyen hastalıkların aşılama sayesinde ortadan kalktığını, aşılama olmaması halinde kontrol altına alınmış hastalıklarla ilgili salgınlar olma riskinin devam ettiğine işaret eden Ecz. Nurten Saydan, bunun da istatistiksel olarak daha fazla hastalık ve hatta ölüm anlamına geldiğinin altını çizdi.

Suriyelilerin kontrolsüz ve yoğun olduğu dönemden itibaren Türkiye’de 1998 yılından bu yana görülmeyen çocuk felcinin tekrar risk oluşturmaya başladığını anlatan Nurten Saydan, diğer hastalıkların da aynı şekilde görülmesi gerektiğini vurguladı. Ecz. Saydan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaş demek hastalık, ölüm, yokluk, yoksulluk, sağlık hizmetlerinin sunulamaması demektir. Maalesef Suriye’nin çocuk felci görülen ülkeler arasında olması ülkemizin risk altında olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde çocuk hastalıklarından kızamık da çocuklarımız için risk teşkil ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü de, Türkiye’deki kamplarda kalan Suriyelilerde kızamık, verem ve çeşitli bulaşıcı deri hastalıklarına rastlandığına dikkat çekmiş durumdadır. Suriye’den gelen göç dalgası ve İran sınırında bekleyen 2 milyon Afgan sığınmacının Türkiye’nin hastalık portföyünde olumsuz etkiler yaratmasından endişe duymaktayız.”

Aşılar güvenli ve maliyet etkin çözüm

Saydan, tedavi ruhsatına sahip bütün aşıların çok titiz testlerden geçtiğini ve izlendiğini hatırlatarak, ciddi bir yan etkisinin bulunmadığını hatırlattı. Aşıların birey sağlığı kadar toplum sağlığına da koruyucu etkisinin göz ardı edilmemesini isteyen Nurten Saydan, “Aşıların sağladığı en büyük yarar toplum sağlığının korunmasını sağlaması, salgınların görülmesini engellemesidir. Aşılar öncelikle uygulandıkları kişileri hastalıklardan korur. Elbette korunan kişiler hastalanmadıkları için başkalarına hastalık bulaştıramazlar ve böylece toplum hastalıklardan korunmuş olur. Hastalığın oluşmasını önlemek, tedavi etmekten çok daha kolay, anlamlı ve düşük maliyetlidir” dedi.

AYM’nin aşı kararı doğru mu? Aşı ile otizm arasında bilimsel bir ilişki var mı?

“Aşılanmanın bir hedefi kendimizi korumaksa, diğer önemli hedefi de etrafımızdaki insanları koruyarak ‘toplumun bağışıklık sistemini’ sağlamak ve sağlıklı toplum olmaktır” diyen Nurten Saydan, aşıların yüzde 90-99 oranında fayda sağladığını hatırlattı.

Aşı ile korunmazsanız, yeni hastalıklar da ortaya çıkabilir

Bireylerin aşı ile korunmaması halinde, iyileşseler bile yakalandıkları hastalıkların başka hastalıklara yol açtığını da belirten Saydan, “Polio virüsü felce, kızamık virüsü beyin iltihabı ve körlüğe, hepatit B virüsü karaciğer kanseri gibi ciddi ve ölümcül durumlara yol açabilir. Aşılama bizleri bu tehlikelerden korumaktadır” bilgisini verdi.

Çocukların aşılanması aile inisiyatifine bırakılmamalı

Saydan, aşıların koruyucu özellikleri ve toplum sağlığını koruma yönünün de bulunması nedeniyle önem taşıdığını kaydederek, çocukların aşılanmasının aile inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini savundu. Görüşünü, BM Çocuk Hakları Bildirisine dayandıran Saydan, “Çocukların yüksek yararı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları bildirisini esas alınır ve bu yüksek yarar bilinçsiz bir ailenin insafına bırakılamaz” dedi.

Çocuklarına aşı yaptırmayan aileler Türkiye’deki tüm çocukları riske atıyor

Çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin, ülkemizdeki tüm çocukları riske attığını söyleyen Ecz. Nurten Saydan, “İtalya’da parlamentoda geçtiğimiz yıl kabul edilen yasayla çocuklara okula yazılabilmeleri için aşı zorunluluğu geldi. Yeni yasayla aralarında çocuk felci, tetanos, difteri, boğmaca, kızamık, kabakulak ve suçiçeğinin de yer aldığı 10 aşı, 16 yaş altı çocuklar için zorunlu hale geldi. Bu aşıları yaptırmayan çocukların okullara kaydı yapılmayacak ve velilere 500 Euro’ya varan cezalar verilecek.

Zorunlu aşı tartışması: Bebeklere aşı yaptırmalı mı yaptırmamalı mı?

Eczane eczacılarının sendikası TEİS olarak, vatandaşlarımıza kendilerinin ve çocuklarının aşılarını kontrol için aile hekimlerine danışmalarını, eksik olan, zamanı bitmiş (tetanoz aşısı 10 yıl, grip aşısı 1 yıl, zatürree 5 yıl korur) aşılarını kontrol etmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Ülkemizin tek sağlık otoritesi Sağlık Bakanlığı gerekli tüm önlemleri alacak olup, Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü kurallara, toplum ve kendi sağlığımız için tüm vatandaşlarımıza uymaları çağrısında bulunuyoruz. Sayın Bakanımızın “Aşıyı reddetmek yanlış bir şeydir” sözünün bir kez daha altını çiziyoruz” diye konuştu.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla