Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan’ın Türkiye teknoloji danışmanları, yeni teknolojik gelişmelere bağlı olarak EEG kulaklığından eLense, akıllı kumaşlardan ilaç pompalarına ve nörostimülasyona kadar çeşitli giyilebilir cihazların sağlık hizmetlerinin istisnasız her kademesine damgasını vuracağını belirtiyor. Tıbbi aygıtlar, tıbbi görüntüleme, klinik teşhis ve sağlık hizmetleri uygulamaları uzmanı olan teknoloji danışmanları, söz konusu ürünlerin yakın gelecekte dev bir pazar yaratacağının altını çiziyor.
Akıllı saatler, bilezikler ve gözlükler gibi giyilebilir cihazların popülaritesinin Apple, Samsung ve Sony gibi elektronik şirketlerinin her yıl ortaya koydukları ürünlerle dikkat çektiğini ifade eden teknoloji danışmanları, giyilebilir cihazların kullanıcıların ve belki de geliştiricilerin nezdinde takip cihazları ile eşanlamlı hale geldiğini belirtiyor. Giyilebilir cihazların FitBit, Misfit ve Moov gibi fiziksel aktiviteleri ve uyku düzenini izlemek için harika cihazlar olduğunu söyleyen teknoloji danışmanları, bu cihazların formda olmayı takip etmek ve hareket halindeyken bildirimlerde bulunmak gibi faydaların çok daha ötesinde olduğuna dikkat çekiyor.
Google ve Novartis diyabet hastaları için akıllı lens üretecek
Söz konusu cihazlar için en büyük pazar fırsatlarından birini özellikle teşhis, hasta izleme ve tedavi alanları itibariyle sağlık hizmetleri oluşturuyor. Teşhis ile hasta gözlemleme faaliyetleri arasında giyilebilir cihazlar açısından ciddi bir örtüşme bulunuyor. Teşhis cihazları kalp aritmisi ya da kasılmaları gibi sağlık durumlarını teyit etmek için kullanılırken, gözlemleme cihazları hastaların sağlık durumlarını pasif, ihtiyati olarak ve genellikle uzaktan gözlemlemek için kullanılıyor.
Giyilebilir cihazlardaki daha uzun pil ömrü, daha iyi algılama özellikleri, küçük boyut gibi teknik ilerlemelerin, sensör ve elektronik endüstrileri tarafından tedarik edilen teknoloji platformlarındaki hızlı gelişmeler sayesinde mümkün hale geldiğini belirten teknoloji danışmanları, benzer şekilde bulut bilişim, çevrim içi veri depolamanın oluşturulması, veri paylaşımı ve ve uzaktan görüntüleme alanlarındaki gelişmelerin giyilebilir cihazları geliştiren teknik faktörler arasında olduğunu kaydediyor.
Özellikle yaşlılar ve kronik hastaların gece gündüz gözlemlenmeleri konusunda büyüyen bir ihtiyaç görülüyor. Ayrıca müdahalesiz teşhis ve tedavi için acil bir pazar ihtiyacı bulunuyor ki bu da giyilebilir biyosensörlerin gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Tüm bu ihtiyaçlar, hastaların sağlık parametrelerini gözlemleyebilen ve bu sayede hastanın iyileşmesini takip edebilen ve acil durumlarda hasta bakıcının uyarılmasını sağlayan müdahalesiz giyilebilir cihazları önemini ortaya koyuyor.
Hemşirelerin görevini mobil cihazlar yapacak, bilgiler doktorun cebine gidecek
Ancak Frost & Sullivan Türkiye teknoloji danışmanları, sağlık gereçleri pazarının teknolojik ve pazara ait zorluklardan payını aldığını söylüyor. En büyük teknik zorluklardan biri fizyolojik verileri doğru bir şekilde muhafaza etmeye dayanıyor. Cihaz hassasiyeti, cihazın teşhis ve tedavi özelliklerinin sergilenmesinde önemli bir rol oynuyor. Orta derecede hassasiyet aktivite takibi, form tutmak için kalori sayımı ve dinlenme amaçlı kullanım için yeterli görülüyor. Ne var ki klinik kullanımı açısından aygıtın klinik testlerine eşdeğer bir sensörü bulunması gerekiyor. Pazar büyümesinin önündeki diğer teknik zorluklar ise hasta veri güvenliği ile mevcut klinik bilgi sistemleri ve uygulamalar arasındaki kusursuz bir uyumun eksikliği olarak belirtiliyor.
En yaygın kullanılan giyilebilir cihazın EEG cihazı olduğunu ifade eden Frost & Sullivan Türkiye teknoloji danışmanları, yaklaşık bir düzine firmanın hafif, kablosuz ve taşınabilir EEG cihazı geliştirdiğini belirtiyor. Sıradan baş bantları ya da başlıklar olarak tasarlanan bu cihazların beyin aktivitesini kaydedebildiğini ve verileri kablosuz olarak akıllı bir telefona ya da bilgisayara aktarabildiğini söyleyen teknoloji danışmanları, cihazın beyin aktivitesinin sürekli olarak izlenmesi ve uyku kalitesi hakkında bilgi sağlayabiliyor.
Teknoloji danışmanları, buna ek olarak cihazın kullanıcıları ve hasta bakıcıları yaklaşan krizler konusunda uyarabildiğini, kullanıcının ruh halindeki ani değişimler, kavrayış ve duygusal durumu hakkında fikir verebileceğini söylüyor. Akıl sağlığı farkındalığının arttığı göz önünde bulundurulacak olursa, beyin aktiviteleri monitörlerinin gelecek yıllarda önemli roller üstleneceğini ifade eden teknoloji danışmanları, giyilebilir EEG kulaklıklarının umut vadeden ve üzerinde birçok araştırmalar yapılan beyin-bilgisayar arayüzlerinin temelini oluşturduğunu belirtiyor.
2013 yılında Google Gözlük hakkında oldukça sert eleştirilerin yapıldığını hatırlatan teknoloji danışmanları, ancak Google’un akıllı bir kontak lens ya da elektronik lens olan çok daha gelişmiş bir giyilebilir göz cihazı üzerinde çalıştığının ortaya çıktığını söylüyor. Teknoloji danışmanları, lenste kullanıcının gözyaşındaki glikoz seviyesini ölçen ve bir alıcıya ileten elektronik sensörler bulunduğunu belirtiyor.
İnsan beyniyle bilgisayar arasında veri aktarımı mümkün hale gelebilir mi?
Çok geçmeden Sensimed ve Johnson and Johnson gibi şirketlerle bazı üniversite araştırma gruplarının da süratle elektronik lensler üzerinde yaptıkları çalışmaları ortaya koyduklarını kaydeden teknoloji danışmanları, elektronik kontak lenslerin henüz prototip aşamasında olduğunu ve klinik uygulamalar için ticari hale getirilmelerinin birkaç yıl alabileceğini ifade ediyor. Teknoloji danışmanları, kan almadan glikoz seviyelerinin ölçümü, göz içi basıncın ölçülmesi, rutin göz ve artan görüş kontrollerinin yapılması gibi sayısız uygulamanın söz konusu olduğunu ve bu uygulamaların sadece lens mimarisinin bir parçası olan sensörlere dayandığını vurguluyor.
Giyilebilir cihazların mevcut sorunlarından bazılarının büyük olmaları, dikkat çekmeleri ve her zaman modaya uygun olmamalarından kaynaklandığını dile getiren teknoloji danışmanları, bu sorunların en basit çözümünün elektronik ve algılama özelliklerinin kullanıcının giysi kumaşına entegre edilmesiyle sağlanabileceğini belirtiyor.
Akıllı kumaşların diğer fonksiyonlarının yanı sıra enerjiyi gözlemleyebilme, dönüştürebilme ve hatta iletebilme olduğunu kaydeden teknoloji danışmanları, akıllı kumaş alanına yatırım yapan firmaların farklı sektörlerden geldiğini, bunların arasında Nike ve Adidas gibi spor giysileri firmaları, BeBop Sensors gibi sensör şirketleri ve AiQ Smart Clothing, Levis gibi giyim firmalarının yer aldığını ve teknoloji zincirindeki birçok firmanın akıllı, interaktif ve fonksiyonel kumaşlar üzerinde çalıştığını ifade ediyor.
Teknoloji entegrasyonunun nihai formunun giyilebilir cihazın kullanıcının derisine elektronik dövme ile yerleştirilmesiyle olabileceğini ileri süren teknoloji danışmanları, akademik araştırmalar doğrultusunda bu cihazların esnetilebilir deriye benzer bir malzemeden olacağı ve üzerlerinde elektronik devreler ve sensörlerin yer alacağını belirtiyor. Teknoloji danışmanları, bu dövmelerin elektromiyografik sinyalleri algılayabileceğini, kan zehri seviyelerini ölçebileceğini, kalp ya da beyinden doğru elektriksel veriler alabileceğini, vücut sıcaklığını tam olarak ölçebileceğini ve benzeri fonksiyonları yerine getirebileceğini kaydediyor.
Frost & Sullivan Türkiye teknoloji danışmanlarına göre esnek elektronikte ve ultra ince sensör sistemlerinde yaşanan hızlı gelişmeler sayesinde, deriyi saran bu cihazların 38,5 kilo ağırlığında başlayan yolculuğunun son noktası elektronik dövme olabilir.
Farmakokinetik komplikasyonlar nedeniyle ağız yoluyla alınamayan monoklonal antikorlar, immunoglobinler ve biyolojik ürünler gibi bazı ilaçların deri altından ya da damar içinden enjekte edilmeleri gerekiyor. Önemli ilaçların kartuşları ya da haznesi olarak tasarlanan vücuda giyilen cihazların bu ilaçları etkili ve otomatik bir biçimde zerk edebileceği belirtiliyor. Cihazların aynı zamanda belirli zamanlarda belirli miktarlarda verilmek üzere programlanabileceği, böylece hasta ya da hasta bakıcının ilaç alımını unutması veya aşırı doz gibi sorunların da ortadan kalkacağı ileri sürülüyor.
Bu tip cihazların insülin gibi kronik ilaç tedavisi gören hastalar ve unutkanlığa meyilli hastalara çok faydalı olacağını ifade eden teknoloji danışmanları, Amgen Medlmmune ve Unilife gibi şirketlerin giyilebilir ilaç enjektörleri ürettiğini, giyilebilir enjektörlerin milyarlarca dolarlık biyolojik ürünler pazarının yararına olacağını ve yakın gelecekte öne çıkacak ürünler olduğunu kaydediyor.
Beynin ve periferik sinir sisteminin elektriksel stimülasyonunun özellikle son 10 yılın klinik uygulamaların arasında yer aldığını ifade eden teknoloji danışmanları, buna ağrıyı kontrol etmek, duyu hissini geri kazanmak, kasılmaları ve titremeleri kontrol etmek için kullanılan hafif elektriksel uyarılar veren elektrotların dâhil olduğunu belirtiyor.
Giyilebilir aygıtların gelişimiyle birlikte nörostimülasyonun reçetesiz olarak kullanılabildiğini söyleyen teknoloji danışmanları, Belçika kökenli Cefaly Technology’nin migren ağrılarına yol açan elektriksel aktiviteyi telafi edebilecek, taşınabilir, üçlü ikiz sinirine mikro uyarılar sağlayan saç bantları geliştirdiğini ifade ediyor. Teknoloji danışmanları, Massachusetts kökenli NeuroMetrix’in de diyabet, siyatik, fibromiyalji ve diğer durumların neden olduğu kronik ağrının giderilmesi için müdahalesiz olmayan nörostimülasyon sağlamak üzere iki adet giyilebilir ürün tasarlandığını belirtiyor.
Kendini Ölçüm, yemek yemek, egzersiz yapmak, duygusal durum ve benzeri kişisel aktivitelerin diöital bir platforma kaydedilmesi olarak tanımlanıyor. Giyilebilir cihazların başlangıçta bu amaçtan teşhis ve gözlemleme gibi profesyonel uygulamalara yönelecek.
Ameliyat, tıbbi görüntüleme, yara bakımı, akıl sağlığı, rehabilitasyon, ilaç uyumluluğu, klinik teşhis, sağlık bilişimi ve kamu sağlık yönetimi gibi sağlık hizmetlerinin her alanının giyilebilir cihazlardan faydalandığını vurgulayan teknoloji danışmanları, giyilebilir sağlık gereçlerini kişiselleştirilmiş ilaç ya da hastalara kişisel sağlık hizmeti verilmesi noktasında en büyük teknoloji olarak görmenin doğru olacağını belirtiyor.
FROST & SULLIVAN – Dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan Frost & Sullivan, 1961 yılından beri 40 ülkede 2000’in üzerinde analisti ve danışmanı ile hizmet vermektedir. Otomotiv, enerji, havacılık ve savunma, telekomünikasyon, sağlık, kimya ve daha birçok sektörde çeşitli ölçeklerde 14.000 firmaya, müşterilerinin büyümelerini hızlandırmaları, yenilik ve liderlik alanlarında en yüksek düzeye ulaşmalarını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadır. 2010 yılında Türkiye’de de faaliyetlerine başlayan Frost & Sullivan, Türkiye’de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye’deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmeti vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?